CHPli vekilden sıcak öneri
Abone olCHP Milletvekili Esfender Korkmaz'dan ilginç öneri. Korkmaz, Türkiye'ye sıcak para girişinin sınırlandırılmasını istedi.
CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz, Türkiye'nin
mali yapısının, ''sıcak para ve dış borç nedeniyle küresel tehdit
altında olduğunu'' ileri sürerek, sıcak para girişine sınır
getirilmesini ve bağımsız borç idaresi kurumu oluşturulmasını
önerdi.
Korkmaz, ekonomideki son gelişmeler ve Türkiye'deki yansımalarına ilişkin hazırladığı raporda, ABD ve İngiltere'de başlayan tutsat (mortgage) krizinin, dünya finans krizine dönüştüğünü belirtti.
Tutsat krizinin, piyasa ekonomisinin ve son 10 yıla damgasını vuran küresel sürecin kendi hatalarını, yine kendi içinde çözemeyeceğini gösterdiğini ifade eden Korkmaz, liberal ekonominin lideri olan ABD'nin, batık menkul kıymetlerini kamulaştırması maliyetini topluma yaymasının, krizin korkulacak kadar büyük olduğunu gösterdiğini işaret etti.
Yapısal sorunların, sadece para politikası ve likititeyle çözülemeyeceğini vurgulayan Korkmaz, finansal krizin maliyetinin hiçbir zaman hesap edilemeyeceğini ileri sürdü. Korkmaz, krizin başında 250 milyar dolarlık bir destekle mortgage sorunun çözüleceği söylendiğini; ancak bugün finansal kriz için toplam likitide ve kurtarma desteğinin, söz konusu rakamın 10 katına çıktığını ifade etti.
''BİR GEMİDE, YOLCULARIN HEPSİ BİR TARAFA YIĞILIRSA''
Türkiye'nin, sıcak para ve dış borç nedeniyle küresel tehdit altında olduğunu iddia eden Korkmaz, bir gemide, yolcuların hepsi bir tarafa yığılırsa, geminin o tarafa doğru eğileceğini belirtti. Korkmaz, ''Ekonomide de herkes kriz olacak derse, gerçekten kriz olur. Buna ekonomik beklentiler deniliyor. Hükümetin bir işi de bu beklentileri iyi yöne çevirmek, iyi yönetmektir. Ne var ki beklentileri de bir yere kadar yönetebilirsiniz. Eğer makro dengeler aşırı bozulursa, beklentilerin de bir önemi kalmaz'' görüşünü savundu.
ÖNERİLER
Korkmaz, dalgalı kur sisteminden, 1 yıl içinde kontrollü kur sistemine geçilmesi gerektiğini, geçiş için en az 1 yıllık süreye ihtiyaç olduğunu ifade etti. Bu 1 yıl için ara program uygulanmasını isteyen Korkmaz, yerli ve yabancı sermaye için vergi yükünün aynı olması gerektiğini savundu. Korkmaz, raporunda şu önerileri sıraladı:
''İçeride YTL faizi ile döviz faizi arasında aşırı farkı kaldırmak gerekir. Bunun için önce dövize verilen faizi artırmak gerekir. Sıcak paraya sınır getirmek zorundayız. Aslında, ekonomiye getirdiği kırılganlık ve riskler nedeniyle sıcak paraya bütün dünya sınır getirebiliyor. Gerek devletin fiyat stratejisi ve gerekse güvenlik açısından, yalnızca bağımsız fonlar değil, diğer spekülatif sermaye girişi için de önlem almak gerekir. Bu fonların girişinde vergi koymak, faizlere yansır. Yapılması gereken, yalnızca doğrudan sabit sermaye yatırımları için bu fonların girişine izin vermek, banka satışları, şirket satışları ve özelleştirme için bu şirketlerde yabancı sermaye payını yüzde 25 ile sınırlı tutmaktır.''
Korkmaz, bağımsız bir borç idaresi kurumu oluşturulması, borç yönetiminin de bu kuruma verilmesi gerektiğini belirtti. Korkmaz, bu kuruma her yıl bütçe kanunuyla sınırlı borçlanma yetkisi verilmesini önerdi.
Korkmaz, ekonomideki son gelişmeler ve Türkiye'deki yansımalarına ilişkin hazırladığı raporda, ABD ve İngiltere'de başlayan tutsat (mortgage) krizinin, dünya finans krizine dönüştüğünü belirtti.
Tutsat krizinin, piyasa ekonomisinin ve son 10 yıla damgasını vuran küresel sürecin kendi hatalarını, yine kendi içinde çözemeyeceğini gösterdiğini ifade eden Korkmaz, liberal ekonominin lideri olan ABD'nin, batık menkul kıymetlerini kamulaştırması maliyetini topluma yaymasının, krizin korkulacak kadar büyük olduğunu gösterdiğini işaret etti.
Yapısal sorunların, sadece para politikası ve likititeyle çözülemeyeceğini vurgulayan Korkmaz, finansal krizin maliyetinin hiçbir zaman hesap edilemeyeceğini ileri sürdü. Korkmaz, krizin başında 250 milyar dolarlık bir destekle mortgage sorunun çözüleceği söylendiğini; ancak bugün finansal kriz için toplam likitide ve kurtarma desteğinin, söz konusu rakamın 10 katına çıktığını ifade etti.
''BİR GEMİDE, YOLCULARIN HEPSİ BİR TARAFA YIĞILIRSA''
Türkiye'nin, sıcak para ve dış borç nedeniyle küresel tehdit altında olduğunu iddia eden Korkmaz, bir gemide, yolcuların hepsi bir tarafa yığılırsa, geminin o tarafa doğru eğileceğini belirtti. Korkmaz, ''Ekonomide de herkes kriz olacak derse, gerçekten kriz olur. Buna ekonomik beklentiler deniliyor. Hükümetin bir işi de bu beklentileri iyi yöne çevirmek, iyi yönetmektir. Ne var ki beklentileri de bir yere kadar yönetebilirsiniz. Eğer makro dengeler aşırı bozulursa, beklentilerin de bir önemi kalmaz'' görüşünü savundu.
ÖNERİLER
Korkmaz, dalgalı kur sisteminden, 1 yıl içinde kontrollü kur sistemine geçilmesi gerektiğini, geçiş için en az 1 yıllık süreye ihtiyaç olduğunu ifade etti. Bu 1 yıl için ara program uygulanmasını isteyen Korkmaz, yerli ve yabancı sermaye için vergi yükünün aynı olması gerektiğini savundu. Korkmaz, raporunda şu önerileri sıraladı:
''İçeride YTL faizi ile döviz faizi arasında aşırı farkı kaldırmak gerekir. Bunun için önce dövize verilen faizi artırmak gerekir. Sıcak paraya sınır getirmek zorundayız. Aslında, ekonomiye getirdiği kırılganlık ve riskler nedeniyle sıcak paraya bütün dünya sınır getirebiliyor. Gerek devletin fiyat stratejisi ve gerekse güvenlik açısından, yalnızca bağımsız fonlar değil, diğer spekülatif sermaye girişi için de önlem almak gerekir. Bu fonların girişinde vergi koymak, faizlere yansır. Yapılması gereken, yalnızca doğrudan sabit sermaye yatırımları için bu fonların girişine izin vermek, banka satışları, şirket satışları ve özelleştirme için bu şirketlerde yabancı sermaye payını yüzde 25 ile sınırlı tutmaktır.''
Korkmaz, bağımsız bir borç idaresi kurumu oluşturulması, borç yönetiminin de bu kuruma verilmesi gerektiğini belirtti. Korkmaz, bu kuruma her yıl bütçe kanunuyla sınırlı borçlanma yetkisi verilmesini önerdi.