CHP'li vekilden Erdoğan'a ağır sözler
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek Başbakan Erdoğan'a ağır eleştiriler yöneltti. Erdoğan için "Taliban şeyhlerinin önünde diz çöken liderleri var" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Mersin
Milletvekili Mustafa Özyürek, CHP'ye ve CHP'nin geçmişine dil
uzatmanın kimsenin haddi olmadığını belirterek, ''CHP'nin
geçmişinde Kuvay-i Milliye var, Cumhuriyetin kuruluşu var, Kurtuluş
Savaşı var, Atütürk var, İsmet İnönü var. Onların geçmişinde ne
var? Taliban şeyhlerinin önünde diz çöken liderleri var'' dedi.
Mersin Cemevi'nin açılış törenine katılacak olan Genel Başkan Deniz
Baykal'dan önce Mersin'e gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa
Özyürek, Başbakan Erdoğan ve AK Parti Hükümeti'ne yüklendi. Mersin
Milletvekilleri Şefik Zengin, Vahit Çekmez ve Hüseyin Güler ile
birlikte parti binasında basın toplantısı düzenleyen Özyürek, dün
Adana'da yaptığı bir konuşmada CHP'yi hedef alan Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ı sert bir dille eleştirdi. Gittiği her yerde
övülmeye alışan başbakanın Adana'da Tekel işçilerinin protestosu
ile moralinin bozulduğunu söyleyen Özyürek, CHP için 'Geçmişi
lekeli' dediğini hatırlattı. Başbakanın buna benzer suçlamaları
daha önce de yaptığını söyleyen Özyürek, ''Sayın başbakan,
söylediği lafların nereye gittiğini herhalde bilmiyor. CHP'nin
geçmişinde Kuvay-i Milliye var, Cumhuriyetin kuruluşu var, Kurtuluş
Savaşı var, Atatürk var, İsmet İnönü var. Onların geçmişinde ne
var? Taliban şeyhlerinin önünde diz çöken liderleri var. CHP'ye dil
uzatmak kimsenin haddi değildir. Hele CHP'nin şanlı geçmişine dil
uzatmak hiç kimsenin hakkı değildir. Başbakan özür dilemelidir.
Eğer dilemezse, biz CHP'liler, Cumhuriyete inanan insanlar olarak
bu milletin geçmişine, Kuvay-i Milliye'ye, Atatürk'e, İsmet
İnönü'ye sadık olan insanlar olarak, başbakanı söylediği bu sözlere
pişman edeceğiz. Başbakanın, kendi kadrosu tarafından yapılan
yolsuzluklar, kendi milletvekillerinin karıştığı yolsuzluklar
nedeniyle öyle anlaşılıyor ki sinirleri bozulmuş, metanetini
kaybetmiştir'' diye konuştu. Artık milletin uyandığını, AK Parti
Hükümeti'nin yaptıklarının ortada olduğunu söyleyen Mustafa
Özyürek, ''Artık mızrak çuvala sığmıyor. Biz bunların yaptığı
yolsuzlukları daha önce gündeme getirdik. Milletvekilleri olarak
parlamento gündemine getirdik. Sayın genel başkanımız çeşitli
konuşmalarında ifade etti. Örneğin bir İzmir Limanı'nın ihalesiz AK
Parti yandaşlarına verilmiş olması. Bir mısır ithalatında tam mısır
gelirken maliye bakanının oğlu tarafından ithalatı yapılırken
gümrüklerin indirilmesi ve mısırlar depoya girdikten sonra
gümrüklerin yeniden yükseltilmesi gibi. Şimdi enerji ihalelerinde
ortaya çıkmıştır ki mızrak çuvala sığmıyor. Medyamız hem enerji
bakanının hem de başbakanı kollamak adına düğmeye onların bastığını
yazmıştır. Oysa her şey ortadadır. Bir kişi tarafından jandarmaya
ihbarda bulunuluyor. İhbar üzerine telefon dinlemeleri başlıyor.
Telefonlar dinlenmeye alınıyor ve dinleme sonunda raporlar ortaya
konuyor. O raporlar enerji bakanının önüne konuyor. 'Senin genel
müdürün şunu yaptı, şu müteahhitle konuştu, şu ihaleyi aldı
gereğini yapın'. Ya bunun üzerine yatacaksın veya siz kendinizi
suyun üstünde gösterip elinizle getirdiğiniz kadroları
harcayacaksınız. Şimdi yaptıkları elleriyle getirdikleri kadroları
harcamaktır. Ama bunun ucu bakanlara ve başbakana kadar
dayanacaktır'' şeklinde konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı
Mustafa Özyürek, konuşmasında CHP'den ayrılarak AK Parti'ye geçen
iki milletvekili için o dönemde kirli ilişkiler sonucu yapılan
transfer olduğunu söylediklerini, şimdi bunun doğruluğunun bu iki
milletvekilinin isminin enerji yolsuzluğuna bulaşmasıyla ortaya
çıktığını söyledi. Yolsuzlukların ucunun milletvekili ve bakanlara
kadar dayandığını ileri süren Özyürek, ''O zaman ne olacak
'dokunulmazlıkları var' diyeceksiniz. Biz seçim meydanlarında ve
sonrasında hep dedik ki şu dokunulmazlıkları kaldırın. Yolsuzluğa
bulaşan milletvekili de bakan da bir vatandaş gibi yargılansın.
Kaldırmıyorlar. Çünkü korkuyorlar. Dokunulmazlık zırhının arkasında
saklanıyorlar. Ama başbakanlarına gelince Mesut Yılmaz gibi
başbakanları, bakanları yüce divana göndermekten çekinmiyorlar.
Korkunun ecele faydası yoktur. Herkes yaptığının hesabını
verecektir'' dedi.