CHP'li Umut Oran'dan partisine şok kurultay tepkisi! Bu kurultaydan iktidar çıkmaz
Abone olCHP’li Umut Oran, CHP’nin 37. Olağan Kurultayı’nın pandemi sürecinde, seyircisiz ve parti örgütlerinin katılamayacağı bir düzen içerisinde kapalı salonda, sadece Genel Başkan ve PM seçimi gündemiyle toplanacak olmasını eleştirdi.
CHP’li Umut Oran, CHP’nin 37. Olağan Kurultayı’nın pandemi
sürecinde, seyircisiz ve parti örgütlerinin katılamayacağı bir
düzen içerisinde kapalı salonda, sadece Genel Başkan ve PM seçimi
gündemiyle toplanacak olmasını eleştirdi. “CHP kurultayının seçim
dışında bir gündemi olmayacak mı” diye soran Umut
Oran, “Halksız, üyesiz, örgütsüz, ‘iktidar kurultayı’ olmaz.
Sadece yönetici seçimi için toplanan kurultaydan iktidar
çıkmaz” dedi.
Kurultay delegeliği makamının 2 yılda bir Ankara’da oy kullanan ve başka hiçbir konuda fikri sorulmayan bir üye noktasına düşürüldüğünü söyleyen Umut Oran, “Parti tabanında yükselen tepkiler büyüyerek devam etmektedir. Rejimin bile değiştiği bir ortamda tüm ömrünü CHP’ye vermiş pek çok insan umudunu kaybederek partiyle 1999’da olduğu gibi hesaplaşmak istemektedir” uyarısında da bulundu.
Umut Oran, “Bunca yaşanan soruna ve ulusal, küresel çaptaki krizlere rağmen CHP Kurultayı’nı sadece seçim gündemiyle ve kimsenin katkı sağlamasına imkân vermeden toplamak, daha büyük sorunların ortaya çıkmasına sebep olmak demektir. Her bir Cumhuriyet çocuğunun olduğu gibi, benim de tek umudum, bir an evvel kronik hale gelen yanlışlardan vazgeçilmesi ve CHP geleneğine yakışır adımların atılmasıdır. İlk Hedefler Beyannamesi’ni, Ak Günlere Seçim Bildirgesi’ni hazırlamayı başarmış; bir gelenek, hiç şüphe yoktur ki partiyi düzlüğe çıkaracak alternatif yollar inşa etmeyi de başaracaktır” dedi.
İktidar alternatifi olmak
CHP Kurultayı ile ilgili olarak yazılı basın açıklaması yapan
Umut Oran şunları kaydetti:
Muhalefet bloğuna mensup bazı koltuk sahibi siyasilerin söylemlerinin aksine muhalefet partilerinin tek görevi “iktidarı eleştirmek” değildir. Muhalefet partileri, ama özellikle ana muhalefet partisi, “tek başına iktidar olmak için örgütlenmek, ideolojik çizgisini netleştirmek ve kitlelerin gözünde iktidar alternatifi olmak için gerekli yolları, sözleri, kadroları bulmakla mükelleftir.” Hele hele çok uzun süreler boyunca iktidardan uzak kalan partiler, “iktidara laf yetiştirmeye değil”, iktidar hedefine ulaşmak için sonsuz bir “arayışa” odaklanmalıdır.
Muhalefet partileri için arayış demek; iktidar olunmadan geçirilen her yılda, tekrar tekrar “özeleştiri” yapmak, eksiklikleri tamamlamak, denenmemişi denemek, “ortak akıla” yönelmek, dünyadaki örneklerden faydalanmak, yani kısaca “hedefe ulaşmak için seferber olmak” demektir. Bu da iktidara giden yolun planlanması, strateji oluşturulması ve bıkmadan, usanmadan yeni fikirler bulunması anlamına gelecektir. Siyasi partiler ancak bu şekilde topluma güven verebilirler ve umut olabilirler.
CHP üst yönetimi kurultayın anlamını hatırlamalı
Siyasi Partilerde “stratejik kararların” en üst seviyede alınacağı kurul, kurultaydır. Türk Dil Kurumuna göre Kurultay; “Bir kuruluşun, gündemindeki sorunları, temel konuları konuşmak ve yeni kurullar seçmek üzere belli sürelerle veya gerektikçe yaptığı genel toplantı, kongre” demektir. Bir başka deyişle, parti içi kurullar için seçim yapmak yani Genel Başkan ya da Parti Meclisi (PM) üyesi seçmek, kurultayların “tek amacı” değildir. En az seçimler kadar önemli olan şeyleri, gündemdeki sorunları ve temel konuları ele almak, konuşmaktır. Örneğin 2020 Türkiye’sinin gündemdeki sorunları; Korona pandemisi sonrasında neler yaşanacağı, sürekli artan hukuksuzluklar, gençlerin kâbusu olan işsizlik, Türk Milletinin geleceğe dair umutsuzluğudur. CHP’nin temel konuları ise ideolojik netleşme, yeni bir örgütlenme modeli, ortak akılı egemen kılma yol ve yöntemleri, teknolojik ve bilimsel gelişmeler ışığında yeni bir yönetişim anlayışının oluşturulması, belediyelerle koordinasyon ve her aşamada liyakate dayalı adil bir kurumsal yapının inşası vb’dir. Ancak 25-26 Temmuz 2020’de yapılacağı ilan edilen CHP 37.Olağan Kurultay’ının gündemindeki tek madde “seçimlerdir”. Yani “kurultay” kavramının anlamına aykırı olarak “sadece kim, hangi koltukta otursun” sorusuna odaklanılmıştır.
'CHP’de yöneticilerin ismi değişince sorunlar ortadan kalkmayacaktır'
Oysa CHP’nin uzun yıllardır devam eden “yapısal sorunları” vardır. Bu sorunlar çözülmediği için de CHP iktidar olamamıştır. Gelinen noktada kimin Genel Başkan olacağı da PM’ye kimlerin gireceği de önemsizdir zira isimlerin değişmesi “mevcut yapısal sorunları” ortadan kaldırmaya yetmeyecektir. Zaten bu yöntem sürekli denenmiştir.
Ne yazık ki on yıllardır hiçbir CHP kurultayında “seçim dışında tek ciddi fikir” konuşulmamıştır.
“Biz neden tek başımıza iktidar olamıyoruz?” sorusuna cevap aranmamıştır.
“İttifaklara mahkûm muyuz?” sorusu parti tabanında tartışılmamıştır.
Anti-demokratik tüzük ve yönetmelik değişiklikleri gündeme alınmamıştır.
Tüm dünyada yaşanan “temsili demokrasi krizi” üzerine konuşulmamıştır.
Siyasetin ve siyasetçinin bu derece itibarsızlaştırıldığı bir ortamda kitlelerle yeni bağların nasıl kurulacağı ele alınmamıştır.
Ancak ısrarla ve inatla, sadece seçim gündemiyle yaklaşık 1250 delege Ankara’da toplanmış ve daha onlar ne olduğunu anlayamadan “anahtar listeler/maymuncuk listeler” gibi tamamen anti-demokratik alışkanlıklarla seçimler yapılıp bitirilmiştir. Çok acıdır ama Kurultay Delegeliği gibi çok önemli bir makam da bu yanlış düzen yüzünden 2 yılda bir Ankara’da oy kullanan ve başka hiçbir konuda fikri sorulmayan bir üye noktasına düşürülmüştür.
CHP parti içi demokrasiyi mükemmel çalıştırmadıkça, Türkiye’ye demokrasi getireceği söylemi inandırıcı olmayacaktır. CHP kurultay öncesi gerçekleşen il ve ilçe kongrelerinde de parti içi demokrasi çalıştırılmamış; birçok il ve ilçede tek aday ile ve çarşaf liste yerine blok listeyle seçime gidilmiş ve tek gündem seçime odaklanılmıştır. Şimdi de birkaç hafta yerine iki güne sıkıştırılan ve tek gündem maddesi seçim olan Kurultay toplanacaktır. Üstelik pandemi riski nedeniyle toplanma kısıtlamaları sürerken ve 65 yaş üstü yurttaşların kısıtlı-süreli seyahat etme durumu devam ederken, 1 ay gibi kısa bir zaman içerisinde katılımcılığın ve çoğulculuğun sağlanamayacağı bir Kurultay gerçekleşecektir.
Ertelenmiş siyasi tepki yükseliyor
Çok açık ve nettir ki her yaştan Cumhuriyet çocuğu kötü gidişatın farkındadır. Bugüne kadar onlarca, yüzlerce defa CHP’ye, Altı Ok’a ve Mustafa Kemal Atatürk’e olan sevgileri kullanılarak istemedikleri kararları onaylamak zorunda kaldıklarını artık herkes bilmektedir. Özellikle Ekmeleddin Faciası gibi, kimsenin sorumluluğu üstlenip gereğini yapmadığı konulardan ve 2018 seçimlerinde yaşatılan büyük ıstıraplardan sonra parti tabanında yükselen tepkiler büyüyerek devam etmektedir. Rejimin bile değiştiği bir ortamda tüm ömrünü CHP’ye vermiş pek çok insan umudunu kaybederek “partiyle 1999’da olduğu gibi hesaplaşmak istemektedir.” Ertelenmiş siyasi tepki olarak adlandırdığım bu eğilim sanılandan çok daha yüksektir. Bunca yaşanan soruna ve ulusal, küresel çaptaki krizlere rağmen CHP Kurultayı’nı sadece seçim gündemiyle ve kimsenin katkı sağlamasına imkân vermeden toplamak, daha büyük sorunların ortaya çıkmasına sebep olmak demektir. Her bir Cumhuriyet çocuğunun olduğu gibi, benim de tek umudum, bir an evvel kronik hale gelen yanlışlardan vazgeçilmesi ve CHP geleneğine yakışır adımların atılmasıdır. İlk Hedefler Beyannamesi’ni, Ak Günlere Seçim Bildirgesi’ni hazırlamayı başarmış; bir gelenek, hiç şüphe yoktur ki partiyi düzlüğe çıkaracak alternatif yollar inşa etmeyi de başaracaktır.