CHPli Öymen konuştukça batıyor
Abone ol'Dersim olayları'yla ilgili sözleri nedeniyle eleştirilen CHP'li Öymen bu sözleriyle daha çok kızdıracak.
Demokratik Açılım ön görüşmesinde Dersim'le ilgili
sözleri nedeniyle büyük tepki toplayan CHP'li Öymen geri adım
atmıyor. Öymen'in son sözleri Alevileri ayağa kaldıracak
nitelikte:
Silahlı eylemi başlatanları değil de onu bastıranları suçlu
sayarsanız yanlış olur.
Operasyonlarda ‘yan hasar’ dediğimiz bir durum vardır. Atatürk’ün
Dersim’de yaptıklarını anlatırken bize faşist diyorlar.
Ben faşistsem Dersim isyanını bastıranlar neydi?
Akşam Gazetesine konuşan Öymen'in çok tartışılacak sözleri
şöyle:
Sayın Öymen, Meclis’te yaptığınız konuşmada 1937-38
yıllarında Dersim’de yaşananlarla ilgili sözleriniz birçok insanı
üzdü. İsyanla başlayan ve 90 binden fazla insanın ölümüyle
sonuçlanan olaylar...
Bakın, AKP demokratik açılım diyor ama bu konuda terör örgütü ile
uzlaşmacı bir tutum içinde. Bütün bunları yaparken de Atatürk
yaşasaydı o da böyle yapardı diyorlar. Atatürk ne demiş “Yurtta
sulh cihanda sulh”, bunu örnek gösteriyorlar. Ben de diyorum ki,
Atatürk şunu da söyledi: “Milletimizin topraklarına göz dikenlerin
ve ülkemizi esir almak isteyenlerin amansız düşmanıyım.” Birçok iç
ayaklanma olmuş, sadece Dersim değil. Din kökenli ayaklanmalar da
var. Atatürk bu ayaklanmaların hiçbirine karşı pazarlık yöntemini
seçmemiş. Şimdi ben Atatürk’ün Dersim’de yaptıklarını anlatırken
Aleviler’e hakaret etmiş mi oluyorum? Biz bundan bahsediyoruz bize
faşist diyorlar. Ben faşistsem Dersim isyanını bastıranlar
neydi? Orada bir takım aşırılıklar yaşandıysa bunlar tekrarlansın
dedim mi? Beni, gaddarlık yapılsın demişim gibi
gösteriyorlar. Öyle mi söylüyorum? Bu işin yolu bellidir.
Yurtdışındaki teröristleri yok etme işini diplomasiyle
halledeceksiniz. Senin bu açılımının terörü sona erdireceğini
nereden bilelim. Her gün yeni bir dayatmayla çıkıyorlar karşımıza.
Bizden başka hangi ülke böyle bir çözümü seçmiştir soruyorum
size.
ATATÜRK DE Mİ FAŞİSTTİ?
Efendim, Dersim’de 90 binden fazla insan öldürüldü. Masum
insanlar da vardı aralarında. Tarih, canlı tanıklar böyle
anlatıyor. Siz bunları yok mu sayıyorsunuz?
Bunu
tarihçilere bırakalım. Dünyada bütün isyanlarda benzer dramlar
yaşanmıştır. II. Dünya Savaşı’ndan bu yana iç savaşlar ve
isyanlarda ölen insan sayısı 18 milyondan fazladır. Biz sosyal
demokrat bir partiyiz. Bir masum insan bile hayatını kaybettiyse
Dersim’de, büyük üzüntü duyarız. Benim dediğim, AKP’nin yöntemi,
söyledikleri gibi Atatürk’ün yöntemi değildir. Ben mi bastırdım
Dersim isyanını? O zaman Atatürk niye böyle davrandı? Celal Bayar
Başbakan’dı. Fevzi Çakmak da Genelkurmay Başkanı. Onlar da mı
faşistti? Biz kimseyi üzmemek için bildiklerimizi kendimize
saklıyoruz. Kimseyi rencide etmemek için tarihi kurcalamıyoruz.
Beni Hitler’e benzetmelerini kabul etmiyorum.
DERSİM SIRLARI BENDE KALACAK
“Bildiklerimizi anlatmıyoruz” demekle neyi kastediyorsunuz?
CHP’nin arşivlerinde Dersim isyanı ile ilgili kimsenin bilmediği
bilgiler mi var?
Efendim, biz orada kimin ne yaptığını
anlatmıyoruz. Atatürk ne dedi yaşananlarla ilgili, söylemiyoruz.
Hiçbir şey bilmiyoruz anlamına gelmiyor bu. Biz bu kadar dikkatli
davranacağız, bizi Alevi düşmanı ilan ederek bize karşı oyun
oynayacaksınız!
Kimsenin bilmediği ama sizin bildiğiniz ne var Dersim
isyanı ile ilgili?
Hayır, ben bildiklerimi
söylemeyeceğim. İnsanlar beni arıyor, yaşananları niye
söylemiyorsun, anlatsana diyorlar. Sen üç kuruşluk siyasi menfaat
sağlayacaksın diye beni nasıl hedef gösterirsin! Böyle önemli bir
konu iç siyaset malzemesi yapılır mı?
Deniz Baykal Alevilerden özür dilemenizi ya da sözlerinize
açıklık getirmenizi istedi mi?
Hayır. Sayın Genel
Başkan da “Geçmişi kaşımayalım” diyor. O benim ne söylediğimi,
maksadımı gayet iyi biliyor. Ancak konuşmamdan dolayı incinenler
olabilir diye düşündüm ve özür diledim. Bu ayıp bir şey değil ki!
Birtakım insanlar eski hatıralarını yaşayıp üzüldülerse ben de
üzülürüm. Peki niye kimse Şeyh Said isyanından bahsetmiyor? Orada
da şehit vermedik mi? Analar ağlamadı mı? Tarih boyunca masum
insanların canı yanmıştır, orada da yandı.
Dersim isyanı çok kanlı bastırılmadı mı
sizce?
Bütün silahlı ayaklanmalarda çok sayıda masum
insan öldürülmüştür. Sokaktan geçerken de çöp tenekesinde bomba
patlıyor, masum insanlar ölüyor. Silahlı eylemi başlatanları değil
de onu bastıranları suçlu sayarsanız tarihi yanlış değerlendirmiş
olursunuz.
Yani kurunun yanında yaş da yanar mı diyorsunuz? Dersim’de
ölen masum insanların başına gelenleri böyle mi
değerlendireceğiz?
Maalesef. Bakın, ben NATO’da da
büyükelçilik yaptım. Operasyonlarda “yan hasar” dediğimiz bir durum
vardır. Bunun olmaması arzu edilir. Geçmişte bu kadar dikkatli
davranabildik mi, bunu tarihçiler söylesin.
Partiniz içinde de çok sayıda Alevi kökenli isim var.
Onların tepkisiyle karşılaştınız mı?
Hayır. Onlar benim
nasıl bir insan olduğumu biliyorlar. Benim Madımak Oteli’nde saygı
duruşunda bulunduğumu gördüler. Cem evlerine gittiğimi, aşure
günlerine katıldığımı biliyorlar.
Dışişleri Müsteşarı olduğunuz dönemle ilgili 1996’da
“Kardak bizimdir” diyerek dönemin başbakanı Tansu Çiller’den bilgi
sakladığınız ve onu yanlış yönlendirerek Türkiye’yi Yunanistan ile
savaşın eşiğine getirdiğiniz iddialarına ne
diyeceksiniz?
Başbakan’dan telgrafı saklamışım filan!
Bunu ortaya atan gazeteci Güneri Civaoğlu’ydu. O zaman da kendisine
söyledim. “Bunu ispatlayın istifa edeceğim” dedim. Bunu
yazamadı.
Peki Bonn Büyükelçisi iken Alman düşmanlığı yaptığınız
iddiaları?
Solingen olayları sırasında ben Türk
vatandaşlarımızı yatıştırmak için Almanlarla kol kola dört buçuk
kilometre yürüdüm. Alman Cumhurbaşkanı bana teşekkür etti bunun
için. İsim vermeyeyim ama o konuşmamdan sonra birçok AKP’li
arkadaşım gelerek beni tebrik etti.