CHP’li Koç’tan ezber bozan çıkış
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Kürt sorununun Türkiye’nin sorunu olduğunu belirterek, “İç politika hesapları ile bö...
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Kürt
sorununun Türkiye’nin sorunu olduğunu belirterek, “İç politika
hesapları ile bölgesel bir takım aktörleri oraya davet edip bu
sorunun çözümünün taçlandırılacağı noktasında açıklamalarda
bulunursanız bu sorunu Türkiye’nin sorunu olmaktan çıkartıp bir
bölgesel ve uluslararası sorun haline doğrudan getirmiş olursunuz”
dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Koç, CHP MYK toplantısı Genel Başkan
Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında devam ederken basın toplantısı
düzenledi. Gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Koç,
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın anayasa yapma masasından kaçtığını
savunarak, “Kafasına göre oluşturmak istediği Başkanlık sistemini
anayasa uzlaşma masasına getirip süreci tıkayan Başbakan, bu
arzusunun gerçekleşmeyeceğini görünce, masayı devirmekte hiçbir
beis görmemiştir. AKP’nin ve Başbakan’ın derdi çağdaş, özgürlükçü,
vesayetlerden arınmış bir anayasa yapmak değildi. Kısa dönem
beklentilerine, şahsi çıkarlarına göre başkanlık sistemini
anayasaya monte etmekti, yerleştirmekti amacı. Bunun siyaseten
gerçekleşmeyeceğini anlayınca da masayı devirdi. Masaya gizli
kapaklı pazarlıklarla İmralı’da dahil edilmişti görünmez ortak
olarak. Onların talepleri de AKP tarafından BDP’den daha çok dile
getiriliyor idi. Samimiyet, sözüne güvenilirlik, mutabakat
belgesine bağlılık AKP takiyesi karşısında kaybetmiştir. Şimdi
Başbakan Cumhurbaşkanı seçilebilmek için gelecek yıl başka siyasi
mecralarda maceralara girmektedir Diyarbakır örneğinde olduğu gibi”
dedi.
Günlük sorunların toplumda devam ettiğini sözlerine ekleyen Koç
şöyle konuştu:
“Emeklilikte yaşa takılanların haklı isyanları, çözüm arayışları.
140 bin öğretmen açığına karşın 300 bine yakın atanamayan öğretmen
ve ailelerinin feryatları. Tarım Bakanı Mehdi Eker’in söz vermesine
rağmen 25 bin ziraat mühendisinin iş talepleri, kıdem
tazminatlarının budanması karşısındaki girişimler. Genel sağlık
sigortası primini hiç sağlığa başvurmadığı halde ödemediğinden
biriken borçların altında borçlu çıkartılan yurttaşların talepleri.
Bütün bunlara Türkiye’deki siyaset kurumu, iktidar kanadı gözünü,
vicdanını kapatmış siyasi pozisyonunu orada kilitlemiş varsa yoksa
Türkiye’yi parçalamaya dönük projelerin aktörlüğüne soyunmuş
vaziyetteler.”
“HAYALLERİN BU MUYDU? SONUÇLARI BU MUYDU?”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’da Barzani ile
görüşmesine de değinen Koç, şunları söyledi:
“Şimdi Barzani’yle ilgili Başbakanın daha önce sarf ettiği sözler
ve geçen hafta sonundaki sarf ettiği sözler yan yana getirildiğinde
kısa bir zaman dilimi içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının
bir kişi hakkındaki değerlendirmeleri nereden nereye gelmiş bunu
izlemek mümkün. Baktığınız zaman bütün bu izledikleri yöntem,
yanlışlar Suriye ve Irak politikalarındaki yanlışlıktan
kaynaklanıyor. Şimdi bu faturayı akılları sıra Türkiye’ye,
Türkiye’nin bütününe, Türk milletine ödetmeye çalışıyorlar.
Hayallerim var diyor beyefendi, hülyalarım var diyor. Şuanda
Türkiye’nin 81 vilayetinde yüzlerce Suriyeli mülteci çocuk
dileniyor. Kış geliyor, barınma yok, iş yok. Yüzlerce çocuk
dileniyor. Hayallerin bu muydu, arzuların bu muydu, hülyaların bu
muydu? Düşünün bu insanların yerinden, yurdundan olmasında, orada
kardeşkanı akmasında senin hiç sorumluluğun yok mu? Mezhep temelli
izlediğin politikaların yanlışlığı yok mu? Irak’la, Suriye’yle
bugün gelinen süreçte ilişkilerin bu hale gelmesinde senin bu
inatçı, bütün uyarılara rağmen vazgeçmediğin o tutucu saplantılara
dayalı politikaların yok mu? Başbakan için hülyalarım vardı diyor,
rüyalarım vardı diyor, hayallerim vardı diyor. Hayallerin bu muydu?
Sonuçları bu muydu? Bütün bunları süreçle bağlantılı bir şekilde
değerlendirmek gerekiyor. Şimdi Başbakanın ikide bir bulunduğu
ortamdan birilerine bir mesaj yollamak adına genel af şeklinde
yorumlanabilecek açıklamalarda bulunması bir talihsizliktir. Çünkü
genel af aynı şişeden cinin çıkmasına benzer. Bir kez çıktıktan
sonra tekrar şişeye sokmak mümkün değildir. Çünkü birçok kader
mahkumu da, aileleri de bu sözlerden etkilenirler. Başbakan bu
çağrışımı yapabilecek ifadeleri Diyarbakır’da kullandı mı?
Kullandı. Akabinde bugün paspas olan, Diyarbakır’da hüngür hüngür
ağlayan, her türlü siyasi nezaketsizlik yapılsa da hak ettiğini
ortaya koyan Sayın Arınç korkudan tevil edemiyor onu. Bu sefer
Başbakanı tevil etme görevi doğrudan kendine düşüyor. Hayır ben
öyle bir şey söylemedim diyor ertesi gün. Salı günü dün meclis
kulislerinde grup çıkışında ben o anlama gelebilecek bir şey
söylemedim diyor. Söyledin. Herkes bunu bu şekilde algıladı. Lamı
cimi yok. Bunu söyledin şimdi söylemedim diyorsun. Korkudan kimse
tevil edemiyor seni ertesi gün ne diyeceğin belli değil çünkü.
Şimdi kendi kendini tevil ediyorsun böyle bir şey söylemedim
diyorsun. Bu son derece önemli bir hatadır. Genel af sözü dediğim
gibi toplumda bir beklenti yaratır. Af sözü olduğu zaman bunun
neyle, nasıl, ne şekilde, hangi sürede sınırlanabileceği açık bir
sözdür. Bunun gereğini yerine getirmedikten sonra bu sözü sarf
etmenin çok ağır bedeli, faturası vardır. Bütün bunlar artık
Başbakanın Türkiye’yi sağlıklı yönetemediğini göstermektedir.”
“KÜRT SORUNU TÜRKİYE’NİN SORUNUDUR”
Kürt sorununun Türkiye’nin sorunu olduğunu kaydeden Koç, “Bir
demokratikleşme sorunudur. Temelinde insan hakları ihlallerinin
bulunduğu temel bir sorundur. Yerel yönetimler boyutu, sosyal,
ekonomik, kültürel, güvenlik boyutu olan çok geniş bir sorundur ve
Türkiye’nin kendi sorunudur. Şimdi iç politika hesapları ile
bölgesel bir takım aktörleri oraya davet edip bu sorunun çözümünün
taçlandırılacağı noktasında açıklamalarda bulunursanız bu sorunu
Türkiye’nin sorunu olmaktan çıkartıp bir bölgesel ve uluslararası
sorun haline doğrudan getirmiş olursunuz. Yani bu sorunun çözümüne
müdahil olabilecek olan kanatları çoğaltmış oluyorsunuz. Siz davet
etmiş oluyorsunuz. Yani Türkiye’nin sorunu bölgeselleştirilir.
Uluslararası hale getirilir. Risklerden bir tanesi budur” diye
konuştu.