CHP'li Gök'ü alandan MHP'liler kurtarmış
Abone olCHP Ankara Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Levent Gök, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıda neler yaşandığını Habertürk'te Kübra Par'a anlattı. Gök, alandan MHP'li Feti Yıldız'ın arkadaşları sayesinde çıktığını söyledi.
CHP Ankara Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Levent Gök, CHP
lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıda MHP Milletvekili
Feti Yıldız'ın arkadaşları sayesinde alandan çıkarıldıklarını
söyledi. Yaşananlar için "tam bir can pazarıydı" ifadesini kullanan
Gök, bir daha torunlarını göremeyeceğini düşündüğü anda o aracın
kendilerini alandan aldığını anlattı.
CHP Ankara Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Levnet Gök, Habertürk'te Kübra Par'ın sorularını cevapladı. Gök, "İleride Akkuzulu köyünden bir davet gelirse gideriz mutlaka. Onları da Meclis'te ağırlarız. Biz birbirimizi tanımak, anlamak durumundayız. Bu aşılması gereken bir meseledir" diye konuştu.
"AK Partili Yeneroğlu çok özel bir milletvekili"
CHP'li Gök ayrıca saldırıdan sonra kendisini önce telefonla arayıp ardından ziyarete gelen AK Partili Mustafa Yeneroğlu için "Mustafa Yeneroğlu çok özel bir milletvekilidir. Çok sorumlu bir siyasetçi. Benim açımdan çok değerli bir ziyaret oldu. Bir CHP'li vekille AK Partili vekil bu üzücü hadisede yanyana gelebiliyorlar. Sayın Yeneroğlu'nun dünkü ziyareti çok kıymetlidir. Onun için kendisine sizin huzurunuzda bir kez daha teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"Şehit cenazelerinde Sayın Destici ile yan yana
dururuz"
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'nin de kendilerini ziyaret ettiğini hatırlatan Gök, "Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici benim şehit cenazelerinde her zaman yanımda olan isimdir. Genel başkanımızı da ziyaret etti" dedi.
"MHP'li Feti Yıldız'a çok teşekkür ediyorum"
Kübra Par'ın "Şimdi MHP'li siyasetçiden mesaj aldım. MHP'li Feti Yıldız, sizi oradan arabayla alan üç kişinin MHP'li arkadaşlarının olduğunu söyledi" sözleri üzerine Gök şöyle konuştu:
"Çok teşekkür ederim. Az önce anlatmaya çalıştığım tablo budur. Bizim MHP içinde çok değerli, sorumluluk sahibi arkadaşlarımız var. AK Parti'ye oy veren vatandaşlarımız ve siyasetçilerimiz de öyle. Biz bu olaylarda Türkiye'yi yaşanan bu olumsuzluklardan ileriye doğru bir tablo çıkartabilir. Ben yaşadığımız bunca olaylara rağmen katkı sunabilirim.
"Ben bir asker maaşıyla geçinen bir ailenin çocuğuydum"
Ben bir asker çocuğuyum. Rahmetli babam şerefli Türk ordusunun astsubayıydı. Cumhuriyetin fırsat eşitliğinden faydalanarak okul okuduk, avukat, siyasetçi, milletvekili olduk. Asker maaşıyla geçinen bir ailenin çocuğuyum ben.
"Kaftancıoğlu'ndan yatıştırma mesajı vermesini istedim"
O anda aklımıza İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nun yaptığı 2 milyonluk miting vardı. Derhal İmamoğlu'na ulaşmaya çalıştık. Bir provokasyon olduğu ve bunun arkasını getirmek isteyenlerin olabileceği düşüncesiyle soğukkanlılığımızı toparlayarak görev yapmaya, sağduyu yerleştirmeye çalıştık. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nu arayarak yatıştırma mesajları vermesini istedim.
"Bizi arayan CHP'lilerin Çubuk'a gelmesini yasakladık"
Bizi arayan bütün CHP'lilerin Çubuk'a gelmesini yasakladık. 'Biz devletimize güveniyoruz' dedik. Genel başkanımız o esnada mahsur kalmış ve eve alınmıştı.Saldırı olduğunda CHP'li yurttaşların kesinlikle Çubuk'a gelmeme talimatını verdim.
"Torunlarımın büyüdüğünü göremeyeceğimi düşündüm"
Bir anda hayatımın bittiğini düşündüm. Bir an geldi ki artık buradan çıkış yok dedim. Aklıma şu geldi, bugün tam üç hafta oluyor bir torunum dünyaya geldi. Oğlunu Uras koyduk. Diğerinin ismi Uzay. Aklıma gelen şu oldu, ailem de dinliyorsa beni ilk defa duyacaktır. Onların büyüdüğünü göremeyeceğimi düşündüm. İç dünyamda o muhasebeleri yapmaya başladığım anda o araç gelip bizi aldı. O hayatın durduğu bir andı, tam bir can pazarıydı. Şimdi ben iç dünyamda büyük bir sorgulamayla busaldırıyı gerçekleştiren insanların o davranış eğilimini çözmeye odakladım kendimi. Bunu anlayabilirsek, çözebilirsek Türkiye bir defa bunları yaşamaz. Toplumu bu hale getiren nedenleri hep birlikte irdeleyerek buralardan sürekli çıkmak durumundayız. Türkiye'de 21 Nisan tarihi kimsenin aklına gelmeyecek şekilde gündemden çıkarmalıyız."