CHP'li başkandan kurşun gibi sözler!
Abone olCHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Vali Toprak'ı siyaset yapmakla suçladı. İşte o ağır sözler;
İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir
Valisi Mustafa Toprak ve Çevre ve Şehircilik Altyapı Kentsel
Dönüşüm Müdürü Erkan Yaşacan’ı sert sözlerle
eleştirdi. Toprak ve Yaşacan’ı siyaset
yapmakla suçlayan Kocaoğlu, “Hemşerilerimiz bize yetki verdiği
müddetçe kimseyi de dinlemeyiz. Biz hesabımızı 397 yılla zaten
veriyoruz. Şunu herkes bilsin, ölmüş eşek kurttan korkmaz”
dedi.
CHP’nin 'Direnağaçlıyol' eymlemine katılan İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu daha sonra basın mensuplarının
sorularını yanıtladı. Kocaoğlu, “Kentsel dönüşüm ile ilgili
Büyükşehir Belediyesi henüz bir adım atmadı. Biz gerekli onayları
verdik ama neden bekliyorlar, bilmiyoruz” açıklaması yapan Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı İzmir Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürü Erkan
Yaşacan’ı sert sözlerle eleştirdi. Kocaoğlu, “Sayın Kentsel Dönüşüm
İl Müdürü Beyefendi 657 sayılı yasaya tabi olan bir devlet
memurudur. Bu İl Müdürü zat-ı muhterem, İzmir’e geldiğinden
bu yana, herkese akıl öğretmekte, İzmir’in sağına soluna belli
yaftalar takarak, İzmir vatandaşının kafasını
karıştırmaktadır. Biz gecikmesine rağmen 7-8 yerde onay
aldık ve buralarda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bizim
uyguladığımız yasa 5393 sayılı yasanın 73’üncü maddesidir. Bu madde
insana, insan haklarına, demokrasiye, orada yaşayan insanların
hakkına ve mülkiyet hakkına saygılı olan tamamen uzlaşmacı bir
yöntemdir. Pek çok bölgede önemli ilerlemeler kaydettik”
dedi.
“SİYASET YAPACAKSAN İSTİFA ET”
Kocaoğlu, İl Müdürü Yaşacan’ın siyasete hevesliyse onurlu
davranıp istifa ederek aday olması çağrısı yaptı. Kocaoğlu şöyle
konuştu:
“Bu İl müdürü eğer siyasete çok hevesli, devletin değil hükümetin bürokratı ise, hatta bakanın bürokratı ise, hatta ve hatta herhangi bir siyasi partiden milletvekilinin bürokratı ise ona tavsiyem onurlu olan etik olan davranışı yapmasıdır. İstifa eder, siyasetini yapar. Biz devlet memurluğundan siyasete geçmedik. İstifasını yapar, aday olur, seçim kazanır. Gelir siyaset yapar. Bir bürokratın, 1 milyon 120 bin oyla, yüzde 56,7 oyla seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı’nı eleştirmeye, ona akıl öğretmeye, kent dönüşümünü öğretmeye, yol yordam öğretmeye ne haddi vardır, ne hakkı vardır. Herkes haddini bilmek zorundadır. Artık bürokrasiler, bürokratlar, iktidar partisinin milletvekili, muhalefet partisinin bürokratı konumuna gelmiştir. Onun ekibi bunun ekibi noktasına gelmiştir”
“Bu İl müdürü eğer siyasete çok hevesli, devletin değil hükümetin bürokratı ise, hatta bakanın bürokratı ise, hatta ve hatta herhangi bir siyasi partiden milletvekilinin bürokratı ise ona tavsiyem onurlu olan etik olan davranışı yapmasıdır. İstifa eder, siyasetini yapar. Biz devlet memurluğundan siyasete geçmedik. İstifasını yapar, aday olur, seçim kazanır. Gelir siyaset yapar. Bir bürokratın, 1 milyon 120 bin oyla, yüzde 56,7 oyla seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı’nı eleştirmeye, ona akıl öğretmeye, kent dönüşümünü öğretmeye, yol yordam öğretmeye ne haddi vardır, ne hakkı vardır. Herkes haddini bilmek zorundadır. Artık bürokrasiler, bürokratlar, iktidar partisinin milletvekili, muhalefet partisinin bürokratı konumuna gelmiştir. Onun ekibi bunun ekibi noktasına gelmiştir”
“SÜMERBANK ARAZİSİNİ YANDAŞLARA HAVALE ETMEK
İSTİYORLAR”
İzmir Valisi Mustafa Toprak’ı da sert sözlerle eleştiren
Kocaoğlu, İl Genel Meclisi’nin Büyükşehir Belediyesine devir
kararını iki kez reddettiği Sümerbank arazisiyle ilgili çarpıcı
açıklamalar yaptı. Kocaoğlu, şunları söyledi:
“Vali Bey, Sümerbank konusunda ’ben kanunları
uygularım’ diyerek, orası müze olacak diye kendi kendine,
tek başına hüküm vermesi, bu kentin doğasında, geleneğinde,
yönetiminde yok. İl Özel İdaresi’nin maddi varlıkları, yerel
sermayedir, servettir. Bunu lise mezunu çocuk bilir. Devlette
bürokrat olmaya gerek yoktur. Buna rağmen burada, buranın Ege
Medeniyetleri Müzesi olmasına karşı çıkan kimse yoktur. Müze bu
işin örtüsüdür. Bunu Vali Bey de çok iyi bilmektedir. Orada asıl
yapılmak istenen, imar planlarında turizm bölgesi olarak gözüken
alanın, arsanın, satılması elden çıkartılmasıdır. Bir yandaşa
havale edilmesidir. Oradaki problem budur. Vali Bey’in bunu
gizlemeye, saklamaya, üstünü örtmeye hakkı yoktur. Devletin valisi
olmak durumundadır. İzmir’de yatırımcı en büyük kuruluş,
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bağlı belediyelerdir. Vali Bey’in
görevi, devlet adına, devlet kurumları adına, İzmir Büyükşehir
Belediyesi ve buradaki resmi kurumlarla, devletle koordinasyonu
sağlamaktır. Yani bizim hakkımızı Anakara’da savunmak, önümüze
çıkan bürokratik engelleri kaldırmaktır. Vali Bey bu görevi yapmak
zorundadır."
VALİ BEY YEREL SEÇİMLERDE BAŞKA AMAÇLA MI İZMİR’E
GELDİ
İl Müdürü Yaşacan’a siyasetle ilgili söylediği sözlerin
benzerini Vali Toprak’a da yönelten Kocaoğlu, “Vali Bey de, İl
Müdürü gibi siyaset yapacaksa ki tüm çıkışlarından, beyanatlarından
siyaset yapmak istediğini, hükümetin, hatta hükümetin belli bir
kanadının temsilcisi gibi İzmir’i yönetmek istediğini, bunca yıllık
tecrübemle görüyorum. Geçen gün kendisine gittim, bunları kendisine
tek tek anlattım. ’Bunları biz diyalog içerisinde sürdürebiliriz,
basından beyanat vermekle bunlar olmaz’ dedim. Kendisini makamında
ziyaret ettim, söyledim. Sanki ben tam tersini söylemişim gibi, iki
gündür basın üzerinden Büyükşehir Belediyesi’ne bombardıman
yapıyor. Sayın Vali’mizin böyle bir hakkı yoktur. Yerel seçimlerde
başka bir amaçla buraya geldiyse bunu da yapmaya hakkı yoktur.
İzmir, İzmirli 4 milyon insan, tıpkı geçmişte olduğu gibi,
Sayın Vali de bu doğrultuda giderse, kanunu kullanıyorum diyerek,
hakkaniyet içerisinde davranmadığı müddetçe karşısında İzmir
Büyükşehir Belediyesi’ni ve İzmir halkını bulacaktır. Ya
belli bir hiyeyarşi içerisinde birlikte çalışırız. Veya
çalışamayız. Çalışamamak da benim problemim değildir. Çünkü beni
getiren kararname değil, beni getiren 4 milyon İzmirlidir”
dedi.
ÖLMÜŞ EŞEK KURTTAN KORKMAZ
İzmir’in bir numaralı seçilmiş kişisi olarak ve bütçesi en
büyük kurum olarak, 10 senedir hükümetten daha fazla yatırım yapan
bir kurum olarak kenti kalkındırmakla sorumlu olduklarını söyleyen
Kocaoğlu, “Hemşerilerimiz bize yetki verdiği müddetçe kimseyi de
dinlemeyiz. Biz hesabımızı 397 yılla zaten veriyoruz. Şunu
herkes bilsin, ölmüş eşek kurttan korkmaz. Biz lafla, sözle,
söylemle değil, Cumhuriyet’ten bu yana siyasetten gelen bir ailenin
ferdi olarak, siyasetin kelle koltukta yapılacağını bilir, kelleyi
koltuğa alır siyaseti yaparız. Ben bugüne kadar ’Aman
Vali’ye saygı, aman hükümete saygı, aman ona buna saygı’ diyerek
sustum. Ama anlaşılmıyorsa, anlatırız. Daha bildiğimiz çok şey var.
Zamanı gelince anlatırız. Burada devlet eli ile, bürokrasi eli ile
kimsenin bu kentteki huzuru yok etmeye hakkı yoktur, kimsenin buna
gücü yetmeyecektir” dedi.
KILIÇDAROĞLU ZİYARETİ VE ADAYLIK
Aziz Kocaoğlu, Ankara’da CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu’na dün yaptığı ziyaretiyle ilgili de konuştu.
Ziyaretin yanlış algılandığını kendisinin asıl olarak belediye
projeleriyle ilgili bürokratlarla görüşmeye gittigini anlatan
Kocaoğlu. “Oradan da Sayın Genel Başkanımız ile oraya gitmişken bir
araya gelip İzmir’i konuştuk. Seçim sürecine dair bir konuşmamız
oldu. Tamamen genel çerçevede bir değerlendirme oldu. Bir de
haftaya yapılacak olan İktisat Kongresi ve “Engelsİzmir' projesini
konuştuk. İzmir’de neler yaptıklarımızı konuştuk” dedi.
“SÜRECİ İZLEMEK EN DOĞAL HAKKIM”
Kocaoğlu, söylentilere de net yanıt vererek, “Açıkça
söylüyorum, adaylık konusunu hiç konuşmadık. Benim tutumumu
biliyorsunuz. Süreci izliyoruz, süreç devam ediyor. Dün de
Sayın Genel Başkanımız’a gerekli bilgileri aktardım. İzmir’le
ilgili değerlendirmeler yaptık. Adaylık konusunda benden yana böyle
bir beklenti var. Ben de buna hak veriyorum. Ancak, şöyle
bir düşündüğünüzde, nerenin belediye başkanı belli ki? Hiçbir yerin
belediyenin adayı belli değil. Süreci izlemek de bizim en doğal
hakkımız. Daha çok süre var. Bu süreyi bir görmek istiyoruz. Bu,
bir belediye başkanı olan benim ve Genel Merkez ile Genel Başkan’ın
en doğal hakkıdır. Süreç içersinde kararı vermenin, İzmir için,
ülkemiz için, partimiz için en doğru karar olduğuna inanıyorum.
Böyle bir strateji yürütüyoruz. Tüm İzmirli hemşerilerimizin de
bunu anlayışla karşılamasını istirham ediyorum. Durum bundan
ibaret. Yoksa herhangi bir problemimiz yok. Problem olması için
İzmir kamuoyunda farklı sinyallerin, farklı taleplerin gelmesi
gerekir. Biz kimsenin önünü kapamıyoruz. Herkes çalışmasını
yapıyor. Farklı bir değerlendirme olursa, ona da açığız. Süreci,
kentimiz için yararlı olacak şekilde götürüyoruz. Aklımdan geçen
bir süre yok. Nihai kararımı ne zaman açıklayacağım bilmiyorum, bu
da sürece bağlı” dedi.