CHP'li Ayman Güler özür bekliyor
Abone olCHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Güler, kendisine tepki gösterenlerden özür bekliyor.
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, kendisine yönelik
eleştirilerle ilgili "Beni ırkçılıkla suçlayanlardan özür
bekliyorum. Ulusal yapının tahribatı ile hak,
özgürlük ve eşitlik elde edebilecek hiçbir etnik topluluk, milliyet
unsuru yoktur" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Yogoslavya gibi parçalanabileceği uyarısında bulunan Güler, ulusalcı vekillerin İşçi Partisi'ne geçeceği yönündeki habere tepki gösterdi.
"Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz" sözleriyle tartışılan CHP'li vekil, TBMM'de kameraların karşısına geçti ve eleştirilere cevap verdi. Güler, kendisine yönelik eleştirilerin bir linç kampanyasına dönüştüğünü belirtti.
Güler, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın, Marmara Üniversitesi'nin açılışında, kendisine
yönelik olarak, ''Parlamentoda bir milletvekili, sanıyorum kariyeri
de var, ulus ile millet kavramını birbirine karıştırıyor'' dediğini
anımsattı. Başbakan Erdoğan'ın fahri, kendisinin akademik doktor
olduğunu belirten Güler, ''Doktoralar arası tartışmaya dönüştü. Ama
öyle görünüyor ki fahri doktorlar, akademik doktorları çok kolay
aşağılayabiliyorlar'' dedi.
Erdoğan'ın, ulus ile milletin aynı şey olduğunu söylediğini ifade
eden Güler, aslında bunların kavram olarak farklı anlam ifade
ettiğini belirtti. Osmanlı'da ''ulus' olmadığını, ancak ''millet''
olduğunu anlatan Güler, ''Osmanlı'da din esaslı
topluluklara, 'millet' denir. Ayrıca ben, 'ulus ve millet' demedim.
'Ulus ve milliyetlerden' söz ettim. Ulus, yeni zamanların
kavramıdır, milliyet eski toplumlardan günümüze gelir. Ulus,
aralarında biyolojik ve dinsel hiçbir bağ olmadan çeşitli etnik
toplulukların bir aradalığıdır. Buna karşılık milliyet soy, boy ve
din bağlarına dayanan insan topluluğudur'' diye
konuştu.
Güler, şöyle devam etti:
''Ulus, iktisadi yaşam birliği temelinde kurulur; milliyet iktisadi
yaşam birliği gerektirmez. Bir milliyetin üyesi, o ülkenin başka
başka yerlerinde yaşayabilir, hatta ülkenin dışında yaşayabilir.
Ulus bir siyasi birliktir ama milliyet dediğimiz şey toplumsal,
kültürel bir yapıdır. Ulus siyasi, milliyet sosyal bir kavramdır.
'Elma ile armut mu' desem... Bunların arasında kategorik olarak
eşdeğerlik kuramazsınız.
Bizde ulus, 'Türk ulusu' adını alır. Milliyetler Türkmen, Yörük,
Kürt, Süryani, Ermeni, Çerkez, Laz, Gürcü ve benzeri diğer etnik
topluluklardır. Öyle bir yapı var ki ulus bir çadırdır, milliyetler
o çadırın dokusunda ve içinde yer alırlar.
ÖZÜR BEKLİYORUM
'Ulus ile milliyet eşdeğer değildir' demek, bu meselede, 'ulus ve
milliyet bağlarını nasıl tanımlarsak biz Türkiye'yi sarsan bu
sorunlardan kurtuluruz' derdine düşmek demektir. Bunun medya,
Başbakan ve hatta bazı dostların ağzında, iki etnik grup arasında
eşitsizlik olarak yansıtılması, 'Kürtlerle Türkler eşit olamaz'
dedi başlıkları, medyanın sorumluluğundadır. Bu düşmanca başlıklar
ve üzerimize yönelen saldırılar, şahsımı ve partimi yıpratmak için
yürütülen kapsamlı bir organizasyonun parçasıdır. Bu organizasyon
karanlıktır ve başarıya ulaşamayacaktır. Acınacak bir bilgi ve
duyarlılık eksikliği içinde ne dediğini bilmeden, yalnızca Türk
ulusu ve Türk vatandaşlığı sistemini savunduğum için şahsımı
ırkçılık, faşistlikle damgalamaya girişmiş her kişi ve kurumdan,
hem şahsım hem partim hem de haksız yere aldatılarak incitilen tüm
yurttaşlarım adına özür bekliyorum.
SORUN MİLLİYETLERDEN BİRİNİN DEVLET OLMAK
İSTEĞİDİR
Bizim karşı karşıya olduğumuz sorun, Türk ulusunu oluşturan
milliyetlerden birinin, ulus olmak ve devletleşmek isteğinden
ibarettir. Bu olabilir, milliyetler devlet olmak isteyebilirler.
Ayrı bir tartışma konusu ama şimdiki istek, mevcut ulusal yapıyı
terk etmemizdir. Mevcut ulusal yapının terk edilebilmesi için Türk
ulusuna ait ne varsa, bunu isteyenler ve buna hizmet edenler ırkçı,
faşist, sömürgeci gibi hiçbir kategoriye uymayan saldırılarla
mevcut ulusal yapıyı tahrip ediyorlar. Ve bunu kendileri için hak,
özgürlük, eşitlik talebi çerçevesinde içinde gündeme getiriyorlar.
Ulusal yapının tahribatı ile hak, özgürlük ve eşitlik elde
edebilecek hiçbir etnik topluluk, milliyet unsuru yoktur.''
TÜRKİYE YUGOSLAVYA GİBİ OLMASIN
Yazılı kaynakların, 'Türkiye'de Kürt sorunu doğru tanımlanmalıdır'
dediğini belirten Güler, ''Yeni tanımımız budur ki bu sorun
artık Türk sorunudur. Bu nedenle vatandaşlık, ulusal vatandaşlık
olarak değil, Anayasal vatandaşlık olarak tanımlanmalıdır. Bunun
açık ifadesi, Anayasada 'Türk vatandaşlığının' kaldırılması,
'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının' getirilmesidir. Nüfusumuzun
büyük kısmı tarafından gönüllülükle benimsenmiş olan Türk ulusal
yapısından vazgeçilebilir mi? Kurulacak yeni ulusal olmayan devlet,
acaba bize özgürlük eşitlik mi yoksa başka şeyler mi
getirir?'' diye konuştu.
Kendisinin Boşnak kökenli bir Türk vatandaşı olduğunu ifade eden
Güler, Türkiye'nin, babasının memleketi olan Yugoslavya gibi
olmasını istemediğini söyledi. Güler, Yugoslav ulus yapısı ortadan
kaldırıldığında, ülkenin milliyetler mezbahasına döndüğünü, Türk
ulus yapısını çözme operasyonunun buna benzer bir tehdit
getirdiğini savundu.
IRKÇISIN MUAMELESİ
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Güler, ''Genel Kurul'daki
konuşmasında ''Meşru müdafaa hakkı için saldırıdayız'' ifadesine
açıklık getirdi. Güler, şunları söyledi:
''Türk ulusu, Türk vatandaşlığını ortadan kaldıramaya
çalışan siyasetler, 'Ben bunu yapacağım' bilgisi vermiyorlar. Ama
toplumda herkes biliyor ki 'Ben Türküm' demekten sıkılır hale
geldim. Hemen 'ırkçısın o zaman sen. Kafatasçısın' muamelesi
görüyorum' sıkıntısı var. Türkiye'nin dört bir yanından, bu
aşağılanmışlık ruhu ile ilgili pek çok sızlanma
geliyor.
Ulusal yapıyı tahrip ederek bir kimlik siyaseti yürütmek bizi
öldürüyor. Artık ulusal kimliğimden söz etmenin sıkıntılı hale
geldiği bir yerde, kendini savunabilmek için uygun ortam talep
etmek zorundayım. Burada söz konusu olan, 'Lütfen beni ırkçı ve
kafatasçı olarak görme de kendimle ilgili isteklerimi
anlatabileyim.' Bu ortamı sağlamak bile büyük mücadele konusu şu
anda.''
İŞÇİ PARTİSİ İDDİASINA TEPKİ
Güler, bazı CHP'li milletvekillerinin İşçi Partisi'ne geçeceğine
ilişkin haberlerin anımsatılması üzerine, 'İşçi Partisi'nden bu
konuda ne bir ses ne de nefes aldık'' dedi. Güler, söz konusu
haberin basın açısından ve İşçi Partisi'nin Genel Sekreteri
açısından büyük bir talihsizlik olduğunu belirterek, ''Bunu
araştırmak lazım, böyle bir haber hasıl yapılabiliyor?'' diye
konuştu.
Birgül Ayman Güler, ''Genel Kurul'daki konuşmanızın parti içinde
bir rahatsızlık uyandırdığını düşünüyor musunuz?'' sorusuna,
''Uyandırmaz mı? Ama bu açıklamayı arkadaşlarım orada dinledi,
ertesi gün çok kişiyle paylaştık. Hiç kimsede o gazete
sürmanşetlerinde atılan başlık anlayışı yoktu. Çünkü bizde öyle bir
anlayış yok. Bu, CHP üzerinde yürütülen, gayri meşru, CHP dışından
yeniden dizayn çalışmasının parçasıdır. Kimse, bu kampanyanın,
CHP'de bir bölünme parçalanma sarsılma ile sonuçlanacağını
beklemesin. CHP bunu kendi içinde tartışarak aşacak'' dedi.
Güler, ''Türklerle, Kürtler eşit midir?'' sorusu üzerine, ''İnsani
olarak Türkler de Kürtler de kimi söylerseniz söyleyin, elbette hiç
tartışmasız eşittirler. Biz burada insani, kültürel eşitlikten söz
etmiyoruz. Anayasa değişikliğinden ve bir siyasal, yeniden
kuruluştan söz ediyoruz. Bir seçenek var ki 'Ulus çadırımız olsun,
milliyetlerimizin tümü bu ulusun vatandaşı olsun, bu çadırda
özgürce varlıklarını sürdürsün' diyoruz. Bir başka öneri var ki
'Yamalardan oluşmuş bir çatı olsun. Bütün etnisiteler kendileri
birer hukuki varlık olsun.' Yeni gelen öneri budur. Benim
tartıştığım, insani eşitlik değildir. Bu aklımın köşesinden
geçmez.'' diye konuştu.