CHP'li Anadol'dan Hezimet yorumu
Abone olCHP'nin eski milletvekili ve Grup Başkan vekili Kemal Anadol'a göre seçimler CHP için sıradan bir yenilgi değil tam bir hezimet
Cumhuriyet Halk Partisi'nin eski milletvekili ve partinin geçen
dönemki Grup Başkan Vekili Kemal Anadol, 30 Mart seçimleri
hakkında sert konuştu: "Bu sıradan bir yenilgi değil hezimettir"
diyen Anadol, "cemaatin gölgesi ve kokusu partinin üstüne sindi"
yorumunu yaptı.
İşte sitesine konuşan Anadol'un söylediklerinden çarpıcı bölümler:
BU KADAR ŞANSLI BİR SEÇİM DÖNEMİ
OLMAMAZDI
“Lise öğrenciliğimden bu yana ülkemizdeki tüm yerel ve genel seçimleri yakından izledim. 1957 seçimlerinde Ankara Atatürk Lisesi ikinci sınıfta idim. Kurtuluş Fidanlık'ta CHP'nin tarihi mitingi hala belleğimde. Partinin Milletvekili adayları birer birer çıkıp kısa konuşmalar yaptılar. Kasım Gülek, İsmail Rüştü Aksal, Faik Ahmet Barutçu, Turhan Feyzioğlu, Kamil Kırıkoğlu... En son İsmet İnönü kürsüde göründü. Görkemli manzara hala gözümde canlanıyor. Alkışlar ve sloganlar kulaklarımda çınlıyor.
Demokrat Parti iktidarı ekonomik dar boğaza girmişti. Döviz
sıkıntısı vardı. Kahve, kalay, oto lastiği, pencere camı ancak kara
borsada bulunuyordu. CHP bunları çok iyi değerlendirdi.
Demokrat Parti'nin antidemokratik uygulamalarıyla, ekonomik sıkıntıları birbirinden ayırmadan hem demokrasi mücadelesi veriyor hem de günlük sıkıntıları, pahalılığı dile getiriyordu. Seçim sistemiyse vahşi, haksız ve adaletsizdi. Bir ilde bir oy fazla alan parti o ilin milletvekillerinin tamamını alıyordu.
Bütün güç koşullara rağmen CHP sağlıklı bir politika yürüttü ve başta Ankara olmak üzere, yer yer çeşitli hilelere rağmen birçok ilde seçim kazandı. DP yine iktidara geldi ama bu iktidar artık sallanan bir iktidardı.
Bunları nostalji amacıyla söylemiyorum. O günlerden bu yana hiç bir yerel veya genel seçimde hiç bir muhalefet partisi bu kadar şanslı olmamıştır. Yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanan bakan çocukları, rüşvet almakla suçlanan babaları, siyasal simge haline gelen "ayakkabı kutuları"...
Lime lime olmuş bir iktidar ve toplumun yarısını ötekileştirerek tahrik eden bir Başbakan... CHP maalesef bunlardan yararlanamadı. Üstelik de çok kötü sonuçlar aldı.
Bakınız rakamlar yalan söylemez. Seçim sonuçlarına göre CHP 26 ilde %5'in, 11 ilde %10'un altında...Yani tam 37 ilde genel seçim barajını aşamamış.
Şu illerdeki CHP yüzdeleri can yakıyor: Erzurum: %1.61, Nevşehir: %1.82, Yozgat: %1.53, Karabük: %2.61, Çankırı: %1.32, Kütahya: %1.69
Bir de CHP'nin 2011 genel seçimlerinde Milletvekili çıkardığı illere bakalım: Kayseri: %8.75, Tokat: %5.28, Sivas: %4.84, Afyon: %5.36, Isparta: %9.91… Konya %5.35
CHP'nin kalesi İzmir'de 2009'da aldığımız %55.2 oy 30 Mart 20014 günü %45.86'ya düşmüş!
CHP İzmir'deki 30 ilçenin 29'unda galibiyetle seçime girmiş bu kez 8 ilçesini yitirmiş...
Kırklareli'nde %49.88'den %37.88'e düştük. Edirne'de %48'den %36.86'ya geriledik.
Eldeki belediyelerin 84'ü kayıp Hatay ve Buurdur' almamıza karşın Antalya, Mersin, Ordu ve Artvin'i kaybettik.
Bu rakamların tercümesi şudur: Ortada sıradan bir yenilgi yoktur. Bunun adı hezimettir.”
BU SONUÇLARIN BİRDEN FAZLA NEDENİ VAR
Bu sonuçların bir değil birden fazla nedeni var. Sayın Kılıçdaroğlu Genel Başkan seçildiği Kurultay'da her seçimde "ön seçim" sözü verdi. Yerel seçim aday adayları umutla bunu beklediler olmadı.Gerekçe ne?
Üyeler sağlıklı değilmiş. Pekiyi ön seçim sözü verirken bu durum bilinmiyor muydu? Genel Başkan seçileli dört yıl oldu. Dört yılda üyeleri sağlıklı hale getirememişseniz yarın Başbakan olduğunuzda ülkeyi nasıl yöneteceksiniz? Sormazlar mı?
O zaman ankete başvurulacağı ilan edildi. "Bir puan fazla alanın hakkı yenmeyecek" diye kesin ve kararlı konuşmalar yapıldı. Ama hiç ankete sokulmayan sürpriz isimlerin son anda aday yapıldığı görüldü. 3 Temmuz'da düğmeye basıldı ve iç mücadele taa Şubat'a kadar sürdü. Ankette çıkarız umuduyla aday adayları mevcut CHP'li Belediye Başkanlarını AKP'lilerden çok eleştirip partiyi yıprattılar.
Parti merkez organlarından çıkan adaylar sabaha karşı değiştirildi. Kısaca genel merkez yönetimi kendi koyduğu kuralları kendi çiğnemekten çekinmedi.
Bu yanlışlar örgütün ve aday adaylarının enerjisini seçimlerden önce tüketti.
İKTİDAR GENEL SEÇİM HAVASINA SOKTU CHP İSE...
Yolsuzluk batağında debelenen AKP ve Recep Tayyip Erdoğan çareyi tabanının kilitlemek için yerel seçimleri genel seçim havasına sokmakta buldu.
Biz de üstüne atladık tabir yerindeyse... Tam bu sırada cemaatin gölgesi ve kokusu partinin üstüne sindi. Yetkililer ne kadar tersini söylerse söylesinler toplumdaki algı budur. Seçim öncesi ve kampanya sırasında cemaate ve Fethullah hoca efendiye övgüler düzen il başkanları, milletvekilleri, Belediye Başkan adaylarının demeçleri hem yandaş hem de merkez basının sayfalarında duruyor!
Recep Tayyip Erdoğan'la boğuşan ve yayın yaşamlarını CHP'ne hakaretle geçiren ve Atatürk'e "deccal" diyen gerici gazete ve televizyonlar bu övgüleri baş köşede yayınlayarak "meşruiyet" sağlamaya çalıştılar.
CHP İlk kez bu yerel seçimlerde bir "Yerel Yönetim Programı" yayınlamadı.
Sadece "tape" stratejisi uygulandı. Mitinglerdeki konuşmalarda bu "tapeler" okundu.
Hayali mazot fiyatının dışında ne köylünün ertelenmeyen borçları, ne elektriğe yapılan zam, ne kırsal kesimin sorunları dile getirildi. Varsa da yoksa da "tape"... Bu "tapeler" nereden, kimlerden geliyordu?
Sahte kanıtlar üreterek yüzlerce bilim adamı, aydın, ordu mensubu, gazeteci, milletvekilini beton zindanlarda çürüten güvenlik ve yargı mensupları sanki hukuk kahramanıydılar. Binlerce işçi işten atılırken.
Toplu çıkarmalar felaket halini almışken konuyu meclise getirmeyen bir yetkili millet vekili Ergenekon davasının ünlü Savcı'sının kızkardeşi "neden işten çıkarıldı" diye soru önergesi verdi!
Kısaca tek boyutlu bir genel seçim stratejisi partiyi girdap gibi içine çekti. Daha çok neden sayılabilir ama. Zaman ve yer bunlara uygun değil."