CHP'den TSK'ya 'hesap ver' çıkışı
Abone olCHP lideri Kemal kılıçdaroğlu partisinin 'demokrasi' raporunu açıkaldı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlere iki
hafta kala partisinin 'Demokrasi Raporu'nu açıkladı. CHP'nin
raporunda dikkat çekici bölümlerin başında ise Türk Silahlı
Kuvvetler'le ilgili ifadeler öne çıktı. Raporda 'Asker Meclis'e
hesap vermeli' ve 'TSK siyasete karışmamalı' denildi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün gazetelerin köşe yazarlarıyla 'Demokrasi Raporu'nu değerlendirdi.
ASKER MECLİS'E HESAP VERMELİ
Genelkurmay Başkanı düzenli aralıklarla TBMM'de Milli Savunma Komisyonu'na gelerek milletvekillerinin sorularını yanıtlamalı, hesap verebilir olmalı. Bu nedenle Genelkurmay Başkanları'nın yanı sıra MİT Müsteşarları ve Emniyet Genel Müdürleri de düzenli olarak Meclis'te hesap vermeli
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün sabah köşe
yazarlarıyla kahvaltıda bir araya geldi; "Eşit Yurttaş
Özgür Toplum" başlığını verdiği Demokrasi Raporu'nu
anlattı. Rapor, Genel Başkan Yardımcısı Prof. Sencer Ayata ile Dr.
Mehmet Karlı tarafından kaleme alındı. "Özgürlükçü
demokrasi" temasına dayandırılan raporda, "klasik
demokrasi"nin azınlıkta kalanların korunması ile eşit ve
devredilmez haklara doğru evriminin altı çizildikten sonra kapsamlı
bir AKP eleştirisi yapılıyor.
"Milli İrade, Sivilleşme ve Demokrasi", "Özgürlükçü
Demokrasi", "Parlamenter Demokrasi", "Çoğulcu Demokrasi", "Sosyal
Demokrasi" altında toplanan raporun özeti şöyle:
ADIMLAR ATILACAK
CHP değişimin partisidir. CHP büyük dönüşümlerin partisidir. CHP, ülke tarihindeki tüm diğer zor dönemlerde olduğu gibi ayağa kalkacak ve tarihi görevini yerine getirecektir. CHP, içinde bulunulan koşullar ve dönemin niteliği özgürlük için hangi adımların atılmasını zorunlu kılıyorsa, o adımları cesurca atacaktır.
TSK SİYASETE KARIŞMAMALI
Özgürlükçü demokrasilerde kamusal kararların seçilmişler tarafından alınması esastır. Kuralların seçilmişler tarafından koyulması, yönetime seçilmişlerin hakim olması demokrasinin temel ilkesidir. Kendilerine verilen olanaklar ve yetkiler itibarı ile özel bir konumda bulunan askeri kuvvetler, polis, istihbarat birimleri gibi devlet kurumları, sivil otoritenin kontrolünde olmalı, siviller tarafından denetlenmelidir. CHP, halkın oyları ile seçilen parlamentonun ve hükümetin yetkilerinin, hukukun öngördüğü demokratik kural ve kurumlar dışında hiçbir güç tarafından fiilen sınırlandırılmasını kabul etmemiştir, etmeyecektir. CHP, bu anlayışla Silahlı Kuvvetlerin siyasete karışmasına karşı çıkmaktadır. Ordunun ne büyüklükte olması gerektiği, zorunlu askerliğin hangi şartlarda yapılacağı, askeri harcamaların büyüklüğü gibi konular, siviller tarafından karara bağlanmalıdır.
35. MADDE
CHP iktidarında askerlik süresi ilk aşamada 15 aydan 9 aya indirilecek, gerekli hazırlıkları takiben 6 aya çekilecektir. TSK daha profesyonel bir yapıya kavuşturulacaktır. CHP iktidarında, TSK İç Hizmet Kanunu'nun, hukuk mantığına aykırı bir şekilde darbeler için bahane olarak kullanılan, 35. maddesi değiştirilecektir. Değişiklik, AKP desteği olmadığı için gerçekleşmemiştir. CHP mitinginde ilginç pankartlar
DENETİM ARTIRILACAK
Sivil-asker ilişkileri konusunda atılması gereken önemli adımlardan biri, Silahlı Kuvvetler üzerinde TBMM'nin denetim yetkisini artırmaktır. Sivil iradenin vücut bulduğu yer TBMM olduğuna göre, Meclis'in Silahlı Kuvvetlerin denetiminde etkin bir rol oynaması gerekir. Bu amaçla Genelkurmay Başkanı, birçok Batı ülkesinde olduğu gibi, düzenli aralıklarla TBMM'de Milli Savunma Komisyonu ile bir araya gelmeli ve milletvekillerin sorularını yanıtlamalıdır. TBMM'nin Silahlı Kuvvetler üzerinde yetkisinin artırılması sadece TSK açısından değil, polis ve istihbarat birimleri dahil tüm güvenlik bürokrasisi açısından geçerli olmalıdır. MİT Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü gibi yetkililer düzenli olarak ilgili TBMM İhtisas Komisyonları'na bilgi ve hesap vermelidirler. Meclis, güvenlik bürokrasisinin kendisine tanınan ayrıcalıklı hakları suiistimal edip etmedikleri konusunda etkin ve kurumsal bir sivil denetimin merkezi olmalıdır...
DEMOKRASİYİ KORUMAK
İlkesel planda önemli olan halkın seçimini, seçilmişleri, demokrasiyi korumaktır. Önemli olan bu tercihlere tehdit oluşturanların üniformalarının rengi olamaz. Sivilleşme, güvenlik bürokrasisinin kavram ve ilkeleri ile düşünmenin de terk edilmesi anlamına gelmelidir. Örneğin siyasetin "tehdit", "düşman" gibi kavramlarla yapılması; muhalif hareketlerin kolaylıkla "illegal" olarak adlandırılması; muhalefete karşı sıklıkla polisiye tedbirlere başvurulması da sivil demokrasi anlayışı ile bağdaşmamaktadır... Özgürlükçü demokrasinin beş ana ilkesi; İnsan haklarına saygı, İstikrarlı ve kurumsallaşmış demokrasi, Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü, Azınlık haklarına saygı ve Siyasal-toplumsal çoğulculuktur.
12 EYLÜL
12 Eylül askeri darbesiyle işlenen suçların sıradan bir savcılık soruşturmasıyla günışığına çıkarılması mümkün değildir. Bunun için ayrı bir düzenleme yapılması zorunludur. AKP, bunun yerine sorumluluğu yargıya atarak bu hayati konuyu da çözülmez bir hale getirmiştir.
27 NİSAN
AKP benzer bir tutarsızlığı kamuoyunda e-muhtıra diye bilinen 27 Nisan 2007 tarihli olay için de göstermektedir... CHP, 27 Nisan bildirisinin ve sonrasında gelişen olayların her demokraside ve hukuk devletinde olması gerektiği gibi hukuki yollardan soruşturulması gerektiğini savunmaktadır. Sivilleşme gizli kapaklı anlaşmalarla değil, hukukun üstünlüğünü temin ederek sağlanabilir. AKP'nin bu konulardaki duruş ve yaklaşımı da net olmaktan uzaktır.
AYİM KALDIRILACAK
Sivilleşme kapsamında atılması gereken bir diğer önemli adım da, yargı birliğinin sağlanmasıdır. Askeri yargının görev alanının daraltılması ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin (AYİM) kaldırılması bu yönde alınması gereken önlemler arasındadır. AYİM'in görevleri, Danıştay dairelerinden birine verilecektir. Bu değişiklikler ile askeri konulara ilişkin yargılamaların meslek içi dayanışma gibi nedenlerle meşruiyetinin lekelenmesinin önüne geçilecektir.
TERÖR VE TERÖRİST'İN YENİ TANIMI
Yapılacak öncelikli değişikliklerden bir tanesi "terör" suçunun ve "terörist" tanımının kapsamını daraltmak ve yasal siyasetin, ifade özgürlüğünün alanını genişletmektir. Günümüzde, terörle yakın uzak ilişkisi olamayacak birçok kişi, terör suçunu çok geniş yorumlayan mahkemeler tarafından bu kapsamda yargılanmaktadır...
AKP OHAL'inin TMK kadar önemli bir diğer ayağı olan Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri kaldırılacaktır. Bu mahkemelerin yargılamasına hâkim olan, adil yargılanma hakkının ihlalini te∫kil eden, delillerin gizli tutulması gibi uygulamalara son verilecektir.
BM İşkenceyi Önleme Sözleşmesi'nin ek protokolü onaylanacak ve bu protokolün öngördüğü ulusal izleme mekanizması oluşturulacaktır. AİHM'de işkenceden ötürü bir mahkûmiyet alınırsa, hükmedilen tazminatın işkenceyi yapan görevlilere rücu edilmesi takdire bağlanmayacak otomatik hale getirilecektir.
YÜZDE 10 BARAJI DÜŞECEK
CHP, 12 Eylül rejiminin bir kalıntısı olan, hiçbir Avrupa ülkesinde bir benzeri bulunmayan, yüzde 10 barajını kaldıracaktır. Baraj azami yüzde 5 olarak belirlenecektir.
TİB ÖZERK HALE GETİRİLECEK
Kolluk kuvvetlerinin özel hayatın gizliliğini ihlal eden tüm suçları etkin araştırmaları için gerekli siyasi irade gösterilecektir. TİB'in şeffaf çalışması sağlanacak ve TBMM'de belirlenecek bir komisyona düzenli aralıklarla, dinlenen telefon, şüpheli sayısı, kararların nasıl alındığı gibi konularda hesap vermesi sağlanacaktır. Ayrıca TİB idari açıdan daha özerk hale getirilecek, Başkanı ve yönetiminin Anayasa Mahkemesi kararının gereği olarak yalnızca Başbakan tarafından belirlenmesinden vazgeçilecektir. Dinleme kararlarının gizli olmasının yarattığı sakıncayı ortadan kaldırmak için tüm kararların Yargıtay Baş Savcısı ya da Yargıtay'ın özel bir dairesi tarafından resen denetlenmesinin yolu açılacaktır.