CHP'den Merkez Bankası kararına itiraz!

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA

Merkez Bankası bir hafta vadeli repo ihalefaiz oranını yüzde 8,25'ten yüzde 7,75'e indirdi. Yarım puanlık indirim piyasalarda'sınırlı indirim' olarak nitelendirilirken, indirimin piyasalar üzerinde çok da büyük etki yapmayacağı görüşü hakim. Merkez Bankası'nın faiz koridorunda ve diğer parafaiz oranlarında değişikliğe gitmemesi 'elindeki silahı korudu' yorumlarına neden oldu. 

Merkez Bankası faiz kararında faiz koridoru üst bandını yüzde 11,25'te, alt bandı yüzde 7,5'te sabit bıraktı. MB gecelik borçlanma faiz oranını yüzde 10,75'te sabit tuttu.

CHP İstanbul milletvekili Müslim Sarı, Merkez Bankası'nın kararını internethaber.com'a değerlendirdi.


230 MİLYAR DOLAR FİNANSMANA İHTİYACIMIZ VAR

Türkiye'nin makro gerçekleri ve Türkiye'nin kırılganlıkları, şu andaki faiz oranından çok daha yüksek bir faiz oranı olmasını zorunlu kılıyor. Düşünün ki 230 milyar dolar dış finansmana ihtiyacı olan bir ekonomiden söz ediyoruz. Önümüzdeki bir yılda hem vadesi gelen borçlar hem de cari açığın finansmanı için 230 milyar dolar paraya ihtiyacı olan bir ekonomiden söz ediyoruz. Dolayısıyla faiz oranlarını da dünya faiz oranlarının üzerinde tutmak zorunda olan bir ekonomi.

NORMALDE FAİZİN ARTMASI GEREKİR 

Bugünden baktığımız zaman Türkiye'nin ödeiği reel faizler neredeyse sıfıra yakın. Böyle bir konjonktürde Merkez Bankası'nın faiz indirmesinin makro ekonomik gerçeklikle çok uyumlu görmüyorum. Merkez Bnkası'nın bu kararına enflasyon beklentileri üzerinden baktığınız zaman da anlamlı bulmuyorum. Enflasyon beklentisi yukarı oldukça talep yukarıda oldukça , talep baskısı oldukça normal koşullarda Merkez Bankası'nın faiz arttırması gerekir.

FAİZ İNDİRMEK ANLAMSIZ 

Merkez Bankası'nın sığındığı en önemli gerekçe petrol fiyatları. Dolayısıyla enflasyon ve para politikası açısından da faiz oranını indirmesi anlamsız. Peki neden faiz indirdi, bunun bir tek açıklaması var; seçim atmosferindeyiz ve böyle bir durumda özellikle büyümeyle ilgili kaygılar ortaya çıktıkça ekonominin daralması ya da büyüme hızının düşmesiyle ilgili kaygılar ortaya çıkktıkça ekonomiyi canlandırmak için hükümetin yaptığı baskılar. Dolayısıyla burada çok açık bir siyasal baskı olduğunu görüyoruz. Merkez Bankası Başkanı Plan Bütçe Komisyonu'na geldiğinde yine aynı şeyi söylemiştik. Kamuoyunda ve yabancı yatırımcıda da böyle bir algı var. Tüm bunlar bir araya gelince, Merkez Bankası ne şiş yansın ne kebap hikayesiyle faizi indirmek zorunda kaldı ama Türkiye'nin gerçekleri faiz indirmeyi mümkün kılmıyor.