CHP'den ikinci 'direniş' çağrısı!

Abone ol

CHP'nin hukukçu kurmayı Atilla Kart, İnsanlık Anıtı'nın yıkılması kararına karşı Karslıları isyana çağırdı.

CHP'li üyelerin Anayasa ve Adalet Komisyonlarından istifa edip, halkı 'direniş'e davet etmesi ortalığı karıştırdı. Başbakan Erdoğan 'bu eşkıyalıktır' diyerek çok sert tepki gösterdi. CHP'li hukukçu Milletvekili Atilla Kart ise direniş çağrısını savundu. "Gizli tanık terörüne karşı çıkın, postmodern darbeye tavır koyun. O heykeli yıktırmayın. Yapılanları sorgulayın."

İkinci bir direniş çağrısı da yapan Kart, "Kartlılar heykele sahip çıksın" dedi.

CHP'nin Anayasa ve Adalet Komisyonları'na üye 10 milletvekili, partinin Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi'yle birlikte kameraların karşısına geçip halkı direnişe çağıran bir bildiri okuyunca ortalık karıştı. Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi tasarılarını Nazi Almanyası'ndaki gelişmelere benzeten CHP'liler komisyonlardan istifa edip toplumu, 'meşru zeminde direnmeye' çağırdı. Başbakan, ana muhalefete 'Eşkıyalık yapıyorsunuz!' diyerek tepki gösterdi. Bildiriyi kaleme alan, CHP'nin 'Yolsuzluk Masası' sorumlusu Konya Milletvekili, hukukçu Atilla Kart' direniş çağrısıyla ilgili Akşam'a konuştu.  'Arkadaşlarımızla hazırladığımız o metnin arkasındayız' diyen Kart, 'direniş' çağrısının ne anlama geldiğini anlattı...

- Halkı direnişe çağırma fikri nasıl oluştu?

Yargıtay, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi tasarılarının görüşülmesi arifesinde Adalet ile Anayasa Komisyonları'nın üyeleri olarak Grup Başkanvekilimiz Akif Hamzaçebi'nin başkanlığında toplandık. Bu çalışmayı yapmaya karar verdik.

- Kılıçdaroğlu'nun haberi var mıydı?

Evet. O da yargıyı doğrudan siyasi iktidara bağımlı hale getiren sürecin, demokraside onarılması mümkün olmayan sonuçlara yol açtığını ve bu konuda meşru zemin içinde her türlü mücadeleyi vermemiz gerektiği yönünde değerlendirmesini yaptı, talimatlarını verdi.

BAYKAL DA ÇAĞRI YAPMIŞTI

- 'Direniş'ten neyi kastediyorsunuz? Tunus ve Mısır'daki gibi ayaklanmayı mı?

Beş sayfalık metnimiz gayet açık ve metnin arkasındayız. Siyasi iktidar, Başbakan, birileri bu süreci istismar ediyor. Düşüncelerine saygı duyduğumuz bir bölüm aydınımızın da sanki halkı isyana davet ediyormuşuz gibi değerlendirmelerini kabul etmiyoruz. 26 Ocak'taki çağrımızı, Haziran 2005'te Deniz Baykal da grup toplantımızda ifade etmişti. Sayın Baykal da halkı göreve çağırmıştı.

BARIŞÇI EYLEMLER DİYORUZ

- Sokak gösterilerinden mi bahsediyorsunuz?

Çağrımızın, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ndeki 'İnsanlığın zorbalık ve baskıya karşı son yol olarak ayaklanmaya başvurmak zorunda bırakılmaması için insan haklarının hukukla korunması gerektiği' şeklinde değerlendirilmesi gerekir. baskı rejimi varsa, faşizm kurumsal hale gelmek üzereyse, demokratik haklara sahip çıkmak adına anayasal ve meşru zeminlerde direnme hakkı doğar. Yaşamın her alanında, şiddet kullanmayan, sivil itaatsizlik içeren barışçı protesto eylemleri yapma hak ve sorumluluğundan söz ediyoruz.

- Akıllara 'Cumhuriyet Mitingleri' geliyor...

Cumhuriyet mitingleri demokratik bir hakkın kullanılmasıdır. Provokatif birtakım sızmalar varsa o hakkın özüne dokunmadan idari ve adli süreci işletmek hükümetin sorumluluğundadır. Ancak anayasal bir hakkın kullanılmasını engelleyemezsiniz!

500 KİŞİLİK İLLEGAL KARARGAH!

- Halkın neye karşı çıkmasını istiyorsunuz?

En basitinden, gizli tanık terörüne tepki göstermeli. 4 Mayıs 2007'de Dolmabahçe'de sivil-asker işbirliği ile gerçekleştirilen postmodern darbeye tavır koymalı. Türkiye'nin iletişim ve güvenliğinin karanlık odaklara teslim edilmesine karşı çıkmalı. Çevre ve doğa katliamına tavır koymalı. 5 Kasım 2007'deki Bush-Erdoğan görüşmesinden sonra Türkiye'de istihdam edilen yabancı istihbaratçı sayısının 500'e ulaştığı ifade ediliyor. İçişleri Bakanı'na soruyoruz, 'Ben de bilmiyorum' diyor. 'Sen taşeron Bakan mısın' diyoruz.

- Kars Belediye Meclisi, Başbakan'ın 'ucube' dediği anıtı kaldırma kararı aldı.

Başbakan'ın durduk yerde bunu dile getirmesi hem demokrasi anlayışındaki sığlığını hem de gündem saptırma yöntemini gösterir. O heykele sahip çıkma noktasında, Kars halkını iradesini ortaya koymaya davet ediyoruz.

- Stadyumdaki ıslık bile soruşturulurken siz eylem çağrısı yapıyorsunuz...

İspanya'da faşist diktatör Franco rejiminde stadyumlar toplumsal muhalefetin deşarj aracı olarak kullanılırdı. Başbakan Franco'dan da geriye gidiyor. İnsanlar stadyumlarda ıslıklama da yapabilirler, gelen siyasilere sırtlarını da dönebilirler. Doğal protestoyu ve tezahüratı baskılamak isteyen anlayışın demokrasiyle ilgisi olamaz.

Günün Önemli Haberleri