CHP'den hükümete ağır tehdit
Abone olSav, "Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz" diyen zihniyete Türkiye'yi asla teslim etmeyeceklerini söyledi.
Sav, iktidarın yerel seçimleri öne çekme gayretlerine ilişkin
bazı ipuçları bulunduğunu belirtti. Yerel yönetimler konusunda
yapılmak istenen yasal değişiklikler konusunda iktidarda "çok
farklı bir anlayış" gözlendiğini ifade eden Sav, yerel yönetimlerin
"bir siyasi partinin arka bahçesi yapma özlemi bulunduğunu"
söyledi. Önder Sav, yerel yönetimlerle ilgili yasa tasarısını da
omlete benzetti. Ancak bu omletin sadece tavuk yumurtasından
yapılmadığını iddia eden Sav, "Bu omlette tavuk, kaz, ördek hatta
yılan yumurtası bile var. Neler getireceği, bizi nasıl hasta
edeceği belli değil" dedi. "Mahkeme ve hapishane kaçkınlarının,
bürokrasinin en yüksek noktalarına geldiğini, hatta milletvekili,
bakan ve başbakan olduklarını" ifade eden Sav, "Bugün ülkeyi af
yasasından yararlanan, mahkemede aklanamayıp TBMM'de dokunulmazlık
zırhına büründüğü için milletvekilliğini kazanan bir zat
başbakanlık yapıyor" dedi. Sav, Maliye Bakanlığı koltuğunda da
"naylon fatura yolsuzluğundan yargılanan, bakan olmasaydı belki
hapishanede olacak olan" bir kişinin oturduğunu öne sürdü. Sav, "Bu
iktidar ve onun milletvekilleri kırmızı görmüş boğa gibi ürküyor
dokunulmazlıkların sınırlandırılmasından..." dedi. Sav,
milletvekili dokunulmazlığı sınırlandırılmadan CHP olarak Anayasa
değişikliklerine destek vermeyeceklerini söyledi. Sav, iktidarın
teokratik devlet gayreti içinde olduğunu ileri sürdü. Dışişleri
Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeleri "örtülü bir gericilik
arayışı' olarak niteleyen Sav, "Kimi siyaset adamlarının da
başörtüsünü, dini siyasete alet etmenin bayrağı olarak
dalgalandırmak istediklerini" öne sürdü. Bazı bakanların da
"Laiklik def olana kadar dualarımızı eksik etmeyelim, dağlara
taşlara (Ne mutlu Türküm) yazacağımıza (Ne Mutlu Müslümanım)
yazalım" dediklerini, arkasından da "Kemalizm kaldırılmadan
demokrasi hikayedir" dediklerini ifade eden Sav, şöyle devam etti:
"Biz demokrasi yutturmacası adı altında aydınlanma meşalesini
1919'lardan adım adım kanla, ızdırapla buralara kadar taşıyan
atalarımızın kemiklerini sızlatmayız. Onun için 23 Nisan 2003'te bu
amansız gidişe, CHP olarak 'Dur' dedik. Hiçbir CHP'linin kuşkusu
olmasın, devletin yapısını, cumhuriyetin temel niteliklerini,
demokratik hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu laikliği
ezdirerek, 'Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler
kışlamız' diyen zihniyete asla teslim etmeyeceğiz Türkiye'yi. Bu
konuda çok deneyimli bir partiyiz. Geçmişte bu mücadelenin çok
onurlu, çok güzel örneklerini vermiş bir partiyiz. Tıpkı İsmet Paşa
gibi, namussuzlar karşısında ülkeyi koruyacak her türlü faaliyete
hazırız. Öyle 'Kemalizm kaldırılmadıkça demokrasi hikayedir' diyen
zavallılara teslim olmayacak kadar demokratik birikimimiz var."