CHP'den çok sert 15 Temmuz açıklaması
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde yapılacak etkinliklere tepki gösterdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent
Tezcan, 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde Kemal
Kılıçdaroğlu'nun Meclis'te konuşturulmamasına tepki gösterdi.
Tezcan, Cumhurbaşkanlığı himayesinde düzenlenen programın TBMM'yi
böldüğünü iddia etti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, MYK toplantısı sonrası düzenlediği basın toplantısında konuştu.
"ARTIK TÜRKİYE'DE HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK BU NEDENLE TELAŞLARI BİR KAT DAHA ARTIYOR"
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan başlayan ve İstanbul'da sona
eren Adalet yürüyüşü'ne değinen Tezcan, adalet çığlığının
sorumluları telaşlandırdığını ileri sürdü. Tezcan açıklamasında
şunları söyledi:
"Bu yürüyüş gösterdi ki artık Türkiye'nin bir adalet davası var. Adalet davası açtık. Bu davanın bir sözcüsü var. Sözcüsü Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Mücadelesi, alın teri ve arkasındaki toplumsal destekle sözcüsü olmuştur. 10 maddelik Maltepe çağrısı bir anlamda ilk dava dilekçesidir. Adaletsizlikle karşılaşan herkes bu dosyanın içine dilekçelerini koyacaklar. Bu dilekçeler ile davayı kazanacağız Türkiye adalet davasını kazandığı zaman baskıya, zorbalığa, diktatörlüğe karşı rahat nefes almış demokrasiyi yerleştirmiş bir ülke olmanın onurunu yaşayacak. Türkiye'nin geleceği bu davayı kazanmasına bağlı.
"FAŞİZM KİTLELERİ SOKAĞA ÇAĞIRMAZ. KİTLELERİ MECBUR BIRAKIR"
Telaşa düştüler adaletsizliğin sahibi olanlar. Böylesine mazlum, barışçıl bir eylemi faşizm ile kıyaslamaya faşizm diye adlandırmaya kalkıştılar. Ak Parti sözcü Mahir Ünal 'siz faşizme davet ediyorsunuz' diye açıklama yaptı. Mahir Ünal, faşizmin ne demek olduğunu ya bilmiyor ya da böyle söylemek ancak korkularından kurtarıyor. Faşizm kitleleri sokağa çağırmaz. Kitleleri mecbur eder. Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi yargıyı etkisiz hale getirerek, sokaktan başka çıkış yolu bırakmaz. Tam da Türkiye'yi tarif ediyor. Bizi sokağa mecbur bırakan tek adam rejiminin uygulamaları ve dayatmalarıdır. Sokağın sesinin ne kadar etkili olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
"HİTLER'İN VE MUSSOLİNİ'NİN YAPTIKLARINDAN FARKLI DEĞİLDİR"
Faşizm kitleleri bir şekilde sokağa çağırır o da iktidar olduğu zaman. Devleti elinde tutup kontrol etmeye başladığı zaman devlet gücüyle halkın bir kesimini sokağa çıkarır. Halkın geri kalan kesimi ile çatıştırmaya başlar düşman eder. Yani kutuplaşma siyaseti güder. Tanıdık geliyor mu bu söylediklerim. Bugün ki iktidarın devlet kontrolünde halkı sokağa çıkartıp bir çatışma yaratmaya dönük çağrıları aslında tarihte Hitler'in ve Mussolini'nin yaptıklarından farklı değildir. Adalet yürüyüşü ile başlayan o büyük demokratik çıkış Türkiye'nin özgürlük ve demokrasi tarihinin önemli bir dönüm noktası olacaktır. Bu boş sözlere de kulak asmayacağız. Biz yolumuzda kararlıkla devam edeceğiz.
"HALKIN 15 TEMMUZ'UNDA DEMOKRASİ, SARAYIN 15 TEMMUZ'UNDA DARBE VAR"
15 Temmuz bir darbe girişimine karşı halkın ve siyaset kurumunun cesaretle direndiği bir büyük önemli tarihtir. Ancak ne yazık ki, iktidar her şeyde olduğu gibi. 15 Temmuz'u da ikiye ayırmıştır. 15 Temmuz üzerinden de bir ötekileştirme kampanyası yürütmektedir. İki 15 Temmuz var. Biri halkın diğeri sarayın. Halkın 15 Temmuz'unda demokrasi, sarayın, 15 Temmuz'unda darbe var. sarayın, 15 Temmuz'u darbeciliğin adıdır. Bir yıl geçmesine rağmen darbenin siyasi ayağı hala ortaya çıkartılamadı.
"ANA MUHALEFET PARTİSİ GENEL BAŞKANI VE MECLİSTEKİ DİĞER PARTİ GENEL BAŞKANI KONUŞTURULMAYACAK"
Cumartesi günü Meclis'te 15 Temmuz ile ilgili resmi bir toplantı olacak. Siyasi parti liderleri konuşma yapacaklar. 10 dakika ile sınırlıyorlar. 15 Temmuz gibi önemli bir konuyu konuşmak için verilen süre 10 dakika. Bu 15 Temmuz'u konuşmamak için konuşturmamak için verilen süre. Özelikle korkuyorlar. 15 Temmuz darbe girişiminin arka planındaki sorumluların gerçek sorumlularının ortaya çıkmasından özellikle korkuyorlar sonuna kadar darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılması için mücadele edeceğiz. 15 Temmuz'da bir de Cumhurbaşkanlığı himayesinde diye özel bir program yapmışlar bu özel programda, Meclis'te yapılıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı konuşacak, MHP Genel Başkanı, Meclis Başkanı konuşacak. Anamuhalefet partisi genel başkanı ve Meclisteki diğer parti genel başkanı konuşturulmayacak.
"TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'Nİ BÖLMEYE KİMSENİN HAKKI YOKTUR"
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bölmeye kimsenin hakkı yoktur. TBMM Başkanına sesleniyorum; TBMM yerleşkesi ve eklentilerinde Meclis Bütünlüğü içerisinde yapılacak törenlerde sizin keyfinize göre şunlar konuşacak konuşmayacak diye bir ayrım yapma hakkınız yok.
"15 TEMMUZ'A KARŞI O MECLİS'TE O BOMBALARIN ALTINDA HEPİMİZ BEN DE VARDIM"
15 Temmuz'a karşı o Meclis'te o bombaların altında hepimiz ben de vardım. Bütün vekiller ordaydı. Bombalar sadece sizin değil hepimizin başına düştü. Darbeye karşı birlikte direndik.
"DARBEYE KARŞI HALKIN ŞİMDİ 'TANKIN ÜSTÜNE ÇIKMA ZAMANI' SÖZÜ BİZİM SÖZÜMÜZDÜR"
Darbeye karşı halkın şimdi 'tankın üstüne çıkma zamanı' sözü bizim sözümüzdür biz çağırdık insanları tankın üzerine çıkın diye. Şimdi kalkacaksınız TBMM'yi kendi keyfinize göre ayıracaksınız. Meclis'in bir yarısını yok sayacaksınız. Milletin bir yarısını, milli iradenin bir yarısını yok sayıp tören yapacaksınız. O töreni istediğiniz yerde yapabilirsiniz. Ak Parti Genel Merkezi'nde yapabilirsiniz.
"TBMM BABANIZIN MALI DEĞİL. 15 TEMMUZ DİRENİŞİ DE BABANIZIN MALI DEĞİL"
Ama TBMM babanızın malı değil. 15 Temmuz direnişi de babanızın malı değil. Bunu kendi ayıplarınızı örtmenin bir yorganı, örtüsü haline getiremezsiniz. Buna müsaade etmeyeceğiz. Bir başka ayıp 15 Temmuz afişleridir. Öncelikle bütün örgütlerimiz bütün resmi törenlere katılıp 15 Temmuz anmalarına ve kutlamalarında yer alacak. 15 Temmuz onların babasının malı değil."