CHP'den 3 milletvekiline ihraç yolu
Abone olCHP Parti Meclisi'nin 8 saat süren toplantısından sonra açıklama yapan Eşref Erdem, 3 milletvekilini "kesin ihraç istemiyle" tedbirli olarak YDK'ya sevkedildiğini söyledi
CHP, muhalifler Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay, İstanbul
milletvekilleri Hasan Aydın ve Ahmet Güryüz Ketenci'yi, kesin ihraç
istemiyle tedbirli olarak Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk etti.
Disipline sevk edilen milletvekilleri haklarını mahkemede
arayacaklarını ifade ederken, Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem,
partideki iç tartışmaların bitmesi gerektiğini söyledi. CHP Parti
Meclisi Genel Merkez'de Genel Başkan Deniz Baykal başkanlığında
saat 11.00'de toplandı. Parti aleyhine hareket eden bazı delege ve
milletvekillerinin durumunun görüşüldüğü toplantıda, disiplin
kararları çıktı. İki hafta önce Genel Sekreter Oğuz Oyan
başkanlığındaki 5 kişilik disiplin komisyonunun raporu çerçevesinde
yapılan görüşmeler neticesinde 'İktidara Yürüyüş Hareketi' içinde
yer alan milletvekillerinden Ahmet Güryüz Ketenci, Hasan Aydın ve
Mehmet Tomanbay'ın Yüksek Disiplin Kurulu'na sevkine karar verildi.
Yurtdışında olduğu için toplantıya katılamayan Kemal Derviş,
hakkında bir karar çıkmazken, komisyonun parti meclisine sunduğu
raporda ilginç ifadelere yer verildi. 'Cumhuriyet Halk Partili
Olmanın Sorumluluğu' adlı raporda muhaliflerin CHP aleyhine
yürütülen uluslararası kutsal ittifaka alet olduğu savunuldu.
Muhaliflerin İstanbul'da toplanan Sosyalist Enternasyonal
Toplantısı'nda Baykal aleyhine İngilizce broşür dağıttıklarının da
iddia edildiği raporda, şu ifadelere yer verildi: "Parti tüzüğünü
ihlal ederek, parti programının temel çizgilerini inkar ederek veya
meşru olmayan zeminlerde tartışmaya açarak, parti genel başkanı ve
yöneticilerine hakaret ederek, iftira atarak, sahte belge üretim
veya dağıtımına katkı sağlayarak, parti çizgisini yurt içi ve yurt
dışında olumsuzlayarak, kısacası partiye zarar vererek yapılan
hareketler, eğer partililer tarafından yapılıyorsa, parti içi
demokrasinin değil, parti suçunun kapsamına girer. 2002 seçim
sonuçlarını önemsizleştirme gayretleriyle, 2003 Ekim kurultayına
kadar bir yıl boyunca kampanya götürüldü. Milletvekili
seçilebilecek sıralarda kendilerine yer bulamayan bazı partililer,
çeşitli toplantılar düzenleyerek ve basın açıklamaları yaparak
parti içi bir muhalefet başlatmak istediler. Bu harekette başı
çekenler eskiden beri parti içinde müzmin muhalif olarak bilinen
partililerdi. Ancak 2002 seçim sonuçları muhaliflerin istediği ve
anketlerin varsaydığı gibi çıkmadığı için, kampanyanın sert bir
muhalefet zemininde yapılabilmesinin nesnel koşulları oluşmadı.
2003 kurultayı, henüz yaşanmamış olan yerel seçimlere yönelik bir
muhalefet organizasyonunun, yeni katılanlarla beslenerek
başlatıldığı bir dönüm noktası oldu. Bu organizasyon, partiyi tam
da yerel seçimler sürecine girilmişken iç tartışmaya çeken, dışa
dönük mücadelede moralini sarsan, parti içi demokrasi ilkelerine
ters düşen bir harekete dönüşme işaretlerini vermeye başladı.
Muhaliflerin, 'yerel seçimlerde partinin başarısız olacağı'
şeklindeki söylemi, bir süre sonra bunlardan bir bölümünce
'başarısız olmalı' kalıbına dökülmeye başladı. Kendilerini '29
Martçı' olarak tarif edenler çıktı. Bunlar, 28 Mart'ın başarısı
için değil, tam tersine, 'hesap sorma günü' diye belirledikleri 29
Mart için hazırlıklarını yaptılar. Parti içindeki 29 Martçılar'ın
bir bölümü ile parti dışındaki ve özellikle medya içindeki CHP
karşıtları bu süreç içinde adeta örtük bir kutsal ittifaka
yöneldiler. Medya karar vermişti CHP hezimete uğratılacaktı.
Planlar ona göre yapıldı, stratejiler ona göre geliştirildi.
Seçimlerde AK Parti'nin yüzde 50-60, CHP'nin yüzde 11-13 oy oranı
tutturacağına ilişkin uzman açıklamaları seçim öncesinde NTV'de
saatlerce tekrar tekrar yer alabildi. Adeta seçimlerden önce seçim
kampanyası yürüten partililerin ve adayların moralini bozacak ve
CHP'ye oy verecek seçmende tereddüt yaratacak ne varsa yapıldı."
Muhaliflerin parti suçu işlemeyi göze aldığının da savunulduğu
raporda, partinin çift başlı bir görünüme sokulmak istendiği de
belirtildi. Kendilerini 'İktidara Yürüyüş Hareketi' olarak
adlandıran 30 milletvekilinin kendilerini parti grubunun bütününden
ayrıştırdığı ve bir bildiri yayınladığının ifade edildiği raporda,
"Farklı kişisel küskünlük ve tatminsizliklerden yola çıkanların
çoğunluğunu oluşturduğu, dolayısıyla ideolojik bütünlüğü olmayan
muhalif milletvekilleri grubu, doğrudan doğruya parti genel
başkanını hedef alan grup dışı muhaliflerle ittifak kurmakta
gecikmedi. Bu durum, hareketin mevcut 'ilkesiz ittifak' konumunu
pekiştirdi. Bundan rahatsız olan bazı milletvekilleri hareketten
ayrıldı veya arasına mesafe koydu" denildi. Raporda Kemal Derviş de
kıyasıya eleştirildi. Derviş'in parti programıyla ters düşen
görüşlerini ulu orta açıklamayı marifet sandığı, CHP'den çok AK
Parti'ye yakın durduğu görüntüsünü vermekten kaçınmadığının ileri
sürüldüğü raporda, "Kurultay sonrasında AK Parti'ye geçen bir
milletvekili için 'Demek ki AK Parti bu arkadaşımızın değerini daha
iyi bildi' diyebilen, parti genel başkanımıza 'başbuğ' yakıştırması
yapan partili milletvekillerine daha fazla tahammül etmek istemeyen
CHP'lilerin sayısı ve tepkisi hızla arttı" ifadelerine yer verildi.
Parti meclisinde 'Cumhuriyet Halk Partili Olmanın Sorumluluğu' adlı
raporun okunmasının ardından değerlendirilmeye geçildi. Partide
muhaliflerin disipline sevk edilmesi istenen milletvekillerinin
sayısı da ele alındığı toplantıda, bazı parti meclisi üyeleri parti
aleyhine faaliyet yürüten tüm milletvekillerinin disipline sevk
edilmesini isterken, parti yönetimi bu sayının sınırlı
tutulmasından yana tavır koydu. Yapılan oylamada, Hasan Aydın 7 ret
oyuna karşın 48 kabul oyu, Mehmet Tomanbay ve Ahmet Güryüz Ketenci
ise 4 ret oyuna karşın 54 kabul oyuyla kesin ihraç talebiyle
tedbirli olarak Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edildi. Toplantıda
muhalif milletvekilleri, haklarında verilen kararın hukuki
olmadığını ileri sürdü. İstanbul Milletvekili Aydın, toplantıda
ayrılırken parti meclisi üyelerinin 'Duygusal' bir karar
verdiklerini öne sürerek, "Tekrar geriye döneceğimize inanıyoruz.
Yargıya, mahkemeye başvuracağız ve sevdiğimiz, özlediğimiz
arkadaşlarımızın arasına yeniden döneceğiz" diye konuştu. Mehmet
Tomanbay ise parti meclisinin haksız bir karar verdiğini ancak bu
kararın verilmesinin doğal olduğunu söyledi. Tomanbay, "Ben 16
yaşından beri CHP'liyim sonuna kadar da CHP'li kalacağım" dedi.
Muhalif milletvekillerinden Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan ise
hiçbir milletvekilinin partiden atılmaya tahammülünün olmadığını
belirtirken, disiplin kararının muhaliflere "gözdağı" niteliği
taşıdığını savundu. Öte yandan, toplantı ardından Genel Başkan
Yardımcısı Eşref Erdem gazetecilere bir açıklama yaptı. 3
milletvekilinin parti tüzüğünün 72. maddesi gereğince kesin ihraç
istemiyle tedbirli olarak Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edildiğini
söyledi. İhraç sayısının mümkün olduğunca sınırlı tutulduğunu dile
getiren Erdem, partideki iç tartışma sürecinin bitip bitmediği
yönündeki bir soruya "Umarım bu süreç tamamlanmıştır" cevabını
verdi.