CHP’si içinde yer alan politikacılarla siyasetçilerle kurultayı
konuştum.
4-5 Kasım tarihinde Ankara Spor Salonunda gerçekleşecek
38. Olağan Kurultayında ilk gün genel başkan seçimi ikinci gün PM
ve Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin seçiminin yapılacağını
söylediler.
Sohbette konuşulanlar içinde en önemlisi; ana
fikir
CHP’sindeki kamplaşma, gruplaşma ve bölünme.
Herkes ayrı telden çalıyor,
Herkes fikrini açıktan söylemiyor,
Yola çıktıklarımız yolda yön değiştiriyor, ifadeleridir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 yıl, 158 gündür Genel Başkanlık
yaptığı CHP’sinde başarı bir lider olduğunu söylemek mümkün değil.
13 yılın aralıksız kaybedeni ve kaybettirenidir.
Bu kaybet-kaybet hali CHP içinde rahatsızlık oluştururken,
rakibim diye ortaya çıkan Özgür Özel’in de lider olma vasıflarından
yoksun olmasının yanı sıra CHP örgütlerinden de koşulsuz destek
aldığı söylenemez.
Kılıçdaroğlu stratejik ve siyasi hatalar ve yanlışlar yapmış bir
Genel Başkan olsa da partisine kazandırdığı büyükşehir belediyeleri
var. Özgür Özel’in seçildiği bir süreçte bu büyükşehir
belediyelerinin kaybedilmesi muhtemeldir.
Özgür Özel seçilirse, seçim sonuçları 6’lı masanın ittifakı
yeniden dirilebir.
Kemal Kılıçdaroğlu;
Mayıs 2023 seçimlerinde altılı masada minicik partileri yanına
çekmek adına büyük büyük vaatlerde bulunması, bu vaatleri elleriyle
vermesi,
Partiye sağ seçmeni çekmek için yanlış hamlelerde bulunması,
ABD, İngiltere ve Almanya gezilerine umutla çıkıp umutsuzca
dönmesi,
Ülkeye akla hayale sığmayacak miktarda sıcak para getirme
teşebbüsü, böyle bir teşebbüs söz konusu olamazdı, olmadı da.
Ama bütün bunların yanında partililerden, partisinin üst düzey
kurmaylarından görmüş olduğu saygısızlığı hak etmiyor.
Eleştiri hakaret içermeden yapılmalıdır. Hatta eleştiri iyidir,
doğru dille yapıldığı takdirde.
Ortaya aday olarak çıkan Özgür Özel’in kitleleri sürükleyecek
güçlü bir yanı enerjisi yok. O nedenle bu siyaset yarışı
değişim üzerinden yürüyecek gibi görülüyor. Özgür
Özel emanetçidir. Ekrem İmamoğlu izin verdiği kadar siyaset
sahnesinde rol alacaktır.
Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan
sonra; kendisine gelen derin özgüvenden CHP Genel Başkanlığına aday
olmayı düşünmüştür. Bu düşüncesini harekete geçirmek adına ilk
adımı atmıştır. CHP İstanbul İl Başkanlığı için kendi adayı olan
Özgür Çelik seçilmiştir. İlk raundu Cemal Canpolat dolayısıyla
Kılıçdaroğlu kaybetmiştir. Özgür Çelik ve İmamoğlu’ giller kazanan
olmuştur.
Özgür Çelik yaptığı açıklamada;
Genel Başkan adaylarının Özgür Özel olduğunu İstanbul
delegelerinin desteklerini aldıklarını açıkladı.
“İstanbul’da 196 seçilmiş kurultay
delegesinin 185'i, genel başkan adayı olarak Özgür Özel'e
imza vermiştir.” Dedi.
Bu açıklamaya göre İstanbul'da sadece 11
kişinin Kılıçdaroğlu'na desteği söz konusudur. Yapılan
açıklama stratejik bir siyasi hamledir. Bu açıklama ve hamle
üzerine İmamoğlu'nun kurultayda divan başkanı yapılması
oldukça şaşırtıcı. 4-5 Kasım tarihlerinde yapılacak kurultayda
divan başkanlığını İmamoğlu’nun yapması; delegeye kazanma
umudu vermek açısından oldukça önemlidir.
Kılıçdaroğlu’nun bu görevi İmamoğlu’na verilmesinde ki amacın
parti içindeki gerilime set çekmek olduğunu düşünüyorum. Böyle bile
olsa siyasi açıdan doğru bir hamle olduğu söylenemez.
Her ne kadar doğru hamleler yapmayan Kemal Kılıçdaroğlu bu
seçimi az farkla alacaktır.
Derim ben.