CHP'de seçim şoku CHP'li Süheyl Batum patladı
Abone olCumhurbaşkanlığı seçimlerinde alınan yenilgi CHP'de taşları yerinden oynattı. Partide ilk tepki Süheyl Batum'dan geldi.
Çatı aday formülü çöktü, CHP karıştı.
Cumhurbaşkanlığı seçimini değerlendiren CHP Eskişehir
Milletvekili Süheyl Batum, Kılıçdaroğlu'nu ve onu yönlendirenleri
eleştirdi, olağanüstü kurultay istedi.
Batum, sadece bir seçimin kaybedilmediğini, CHP seçmenini kandırdıklarını savunarak, "Bu başarısızlığın sorumlusu kimse, Genel Başkan ise tabii ki olağanüstü kurultay olur" dedi.
Öte yandan CHP'li Birgül Ayman Güler de kendi blogunda yayınlanan yazısında hezimetin sorumlusu olarak Kılıçdaroğlu'nu işaret etti.
Seçim sonuçlarına ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan
Batum, dünkü yenilgiden sonra bir şeyler söyleyeceğini
belirtti.
Siyaset bezirganlığı yapmayacaklarını ifade eden Batum, AK
Parti'den yüzde 10 oy almak üzere yola çıkıldığının iddia
edildiğini ancak alamadıklarını kaydetti.
Batum, kendilerinin, seçimden önce yol gösterdiklerini
vurgulayarak, kimin, "AKP'den yüzde 10 oy alacağız. Merak etmeyin
herkes Ekmeleddin İhsanoğlu'nu sevecek" dediğini sorduklarını ancak
cevabını alamadıklarını dile getirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve diğerlerinin de bir şeyler
söyleyeceğini ifade eden Batum, "O az oy verdi, bu vermedi" tarzı
söylemlerin kendilerinin sorunu olmadığını belirtti.
CHP SEÇMENİNE YAZIK
"CHP seçmenine yazık" diyen Batum, "Bizim ve MHP'nin oyu yetmez,
AKP'den dahil oy alacağız" stratejisiyle yola çıkıldığını ifade
etti. Batum, "Bu strateji başarılıysa tamam. Değilse, bu stratejiyi
kim yaptı? Genel Başkan, AKP'den yüzde 10 oy alacağını kimden
duydu? Bunları mutlaka soracağız. Kim CHP seçmeni kandırmamıza
neden oldu? Biri var, o sorumludur" diye konuştu.
Batum, bu adayla olamayacağını söylediklerini, başka birilerinin de
bir strateji ürettiğini, Genel Başkan'ın da onları dinlediğini
savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Genel Başkanımız, birilerinin stratejisine uydu, 'İhsanoğlu'nu
aday gösteriyorum' dedi. AKP'den oy almayı bırakın, mevcut oylar
bile gitti. Burada bir yanlışlık var, en azından bize bunu
söyleyecekler. CHP seçmenine yazık değil mi? CHP seçmenin tıpış
tıpış, adam gibi gitmeyeceği, en azından fikrinin alınması
gerektiği ortaya çıktı. O zaman bu strateji hatasıdır. Hani bazı
kuruluşlar, yüzde 95 katılım olacağını söylüyordu. Onlardan
bazıları bizim arkadaşlarımızla da teşviki mesaideydi.
Bunları anlatacağız, soracağız, aksi siyaset
bezirganlığıdır."
OLAĞANÜSTÜ KURULTAY
Seçim sonuçlarına göre, CHP'de olağanüstü kurultay gerekip
gerekmediği sorusuna Batum, "Bunların, bu başarısızlığın sorumlusu
kimse, Genel Başkan ise tabii ki olağanüstü kurultay olur. Ama
'Hayır, Ahmet, Mehmet, Rıfkı beni yanılttı' derse belki onları atar
partiden" karşılığını verdi.
SEÇMENİ KANDIRMAK
Batum, sadece bir seçimin kaybedilmediğini, CHP seçmenini, bütün
bekleyenleri kandırmış olduklarını ileri sürdü.
CHP'li Batum, sözlerini, "Ortada bariz seçmeni yanlış yönlendirmek,
kandırmak var. Bunun sorumlusu çıkar ortaya. Birkaç kişidir bunlar,
Genel Başkan'ın yakınında da olabilir. Herhalde onlara 'beni
kandırdınız bir daha yanımıza gelmeyin' ya da 'kendim yaptım'
diyecektir. Bunu hep beraber göreceğiz" diye tamamladı.
CHP'Lİ AYMAN GÜLER, HEZİMETİN FATURASINI KİME NASIL KESTİ? SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
CHP İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler, dün sonuçlanan
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendiren bir yazı kaleme
aldı.
Blogunda yayınlanan yazıda; "AKP Adayı için “sonun başlangıcı” olan
bu seçim sonuçları, Çatı Aday’ın partileri için de bir “yeniden
yapılanma” dönemi açacaktır" ifadelerini kullanan CHP İzmir
milletvekili Güler; "Yaşanan hezimetin sorumluluğu,
elbette, Çatı Aday formülü yanlışını yaratıp milyonlarca seçmene
dayatarak kabul ettirmeyi deneyen yetkililerin
kendilerindedir" dedi.
İŞTE BİRGÜL AYMAN GÜLER'İN YAZISI
"10 Ağustos 2014 günü yapılan sandıklı cumhurbaşkanı seçimi
sonuçlandı. İki turlu olan seçim, birinci turda AKP adayının
geçerli oyların % 51,8’ini almasıyla sonuçlandı. CHP – MHP’nin Çatı
Adayı geçerli oyların % 38,4’ünü alırken, HDP adayı % 9,8 oy
aldı.
Seçim için 53 milyon seçmen varken bunun 40 milyonu oy kullandı.
Henüz kullanılıp geçersiz olan oy miktarını bilmiyoruz.
Kabaca hesapladığımızda, toplam seçmen bakımından oy dağılımı
sırasıyla şöyle: % 39, % 28, % 7,5… Bu oranlara bakarak, AKP
Adayının balkon konuşmasında yapacağını söylediği şeyleri
yapmasının pek de kolay olmayacağını şimdiden görmek önemlidir.
AKP Adayı için “sonun başlangıcı” olan bu seçim sonuçları, Çatı
Aday’ın partileri için de bir “yeniden yapılanma” dönemi
açacaktır.
Aşağıda belirtilen nedenlerle…
1. İki turlu seçim gerçeğine aykırı formül
sorunu
İki turlu seçimlerde ikinci güçlü adayın şansı, birinci turda
birden fazla aday çıkarılarak artırılır. Birinci turda Çatı Aday
formülü, bu basit gerçeğin atlanması anlamına gelmiştir. Birinci
turda tüm yumurtalar tek sepete toplanmıştır. Seçimin ilk turda
rakip aday lehine sonuçlanmasında, bu stratejik hatanın etkisi
büyüktür.
2. Çatı Aday için tahmini oy beklentisinde hesap
yanlışı
Cumhurbaşkanlığı da dahil, ulusal genel seçimler yerel seçimlerle
karşılaştırılamaz. Çünkü yerel seçimlerde seçmen davranışı kendine
özgü dinamiklere sahiptir.
Çatı Aday formülünün tercihinde ikinci hata bu noktada
yapılmıştır.
Çatı Aday formülü, 30 Mart 2014’te yapılan son yerel seçimlerde
alınan oylar toplanarak umut verici görüldü. Bu seçimde
CHP-MHP-destek açıklayan diğer partilerin oy toplamı % 46 idi. Çatı
Adaylığa AKP tabanından oy alabilecek özelliklerde biri aday
gösterilerek, ihtiyaç olan % 4’ün kolayca toplanabileceği
hesaplandı.
Oysa aynı hesap 12 Haziran 2011 genel seçimleri temel alınarak
yapılsaydı; Çatı Aday’a destek açıklaması yapan tüm partilerin
toplam oylarının % 40,7 olduğu ve ihtiyaç duyulan oyun %10
düzeyinde olduğu görülürdü.
3. Çatı Aday yeni oy getirmediği gibi önceki oyların da
kaçmasına neden oldu
Çatı Aday formülüyle yeni oy kazanılamamıştır. Bunun açıklaması
bellidir; Çatı Aday AKP seçmeninde hiçbir olumlu etki
yaratamamıştır.
Yeni oy çekilemediği gibi, önceki seçimlerde alınmış oylardan
geriye düşülmüş; partiler tabanlarının desteğini
yitirmişlerdir.
Çatı aday 2011 genel seçimlerine göre % -2,24 oy yitirdi ve 2,1
milyon seçmenin kaçmasına yol açtı.
2014 yerel seçimlerine göre bakılırsa, kayıp % -7 düzeyindedir.
Seçmen kaybı 5,1 milyon kişidir.
4. Yitirilen oylar nereye gitmiş olabilir?
Bu seçimde yalnızca “geçerli oy”lar sayılır; dolayısıyla sandığa
gidip geçersiz oy kullananların oyları, oy dağılımına dahil
edilmez. O halde geçerli oylar bakımından kaybın 3 nedeni
olabilir:
a) Sandığa gitmeyen seçmen faktörü: 53 milyon seçmenden % 25’ine
denk gelen 13,2 milyon seçmen sandığa gitmemiştir. b) HDP adayına
kayan seçmen faktörü: Bu partide 2011 ve 2014’e göre % 3,8 oy
artışı vardır. c) AKP’ye kayan seçmen faktörü: Yok görünmektedir.
Çünkü AKP önceki iki seçimde aldığı oylardan daha az oy almıştır.
AKP 2011’de 21,5 milyon; 2014’te 20,5 milyon oy almışken
cumhurbaşkanlığı seçiminde oy miktarı 20,9 milyon düzeyindedir.
AKP’ye kayma olasılığının MHP seçmeni için daha mümkün olduğu
düşünülebilir; bu açıdan MHP seçmeninin sonuca etki edebilecek bir
kayması olmamış görünmektedir.
Seçmen kaybının, HDP’ye kayma faktörü bakımından CHP’den olduğu
söylenebilir. Kamuoyuna da yansıdığı üzere HDP bir CHP
milletvekilini aday gösterme girişiminde dahi bulunmuştu.
Sandığa gitmeme faktörü, hem CHP hem MHP seçmeninden kaynaklanmış
olabilir.
5. Sandığa gitmeme nedenleri
Cumhurbaşkanlığı seçimine katılım % 75 düzeyindedir. Sandıklı
cumhurbaşkanlığı rejimini getiren 2007 Referandumu’na katılım % 67
idi. Aynı konuyla ilgili bu iki yoklamada düşük katılım, fiilen
getirilen “başkanlık rejimi”ne karşı soğukluk duygusu ile
ilişkilendirilebilir.
Toplam 13,2 milyon seçmenden önemli bir bölümünün
sınıflandırılamayacak kadar çeşitli nedenlerle sandığa gitmemiş
olduğu düşünülmelidir.
Ancak bu kütlenin bir başka önemli bölümünün de, oy kaybı yaşayan
Çatı Aday’a onay vermeyen seçmen olduğu tahmin edilebilir. Bunun
dayanağı, önceki seçimlere kıyasla bu seçimde oy kaybı yaşayan
adayın yalnızca Çatı Aday olmasıdır.
Çatı Aday, CHP – MHP genel başkanlarının partilerinden ayrı kişisel
tasarruflarıyla belirlenmesinin “dayatma” olarak algılanması ve her
iki parti tabanlarının adayı kendi ilkelerine uygun bulmaması
nedenleri başta olmak üzere adayın kapsamlı amaç yokluğu, strateji
yanlışlıkları, kampanya yetersizlikleri gibi faktörler sonucunda
onay görmemiştir.
6. Sorumluluğun adresi neresidir?
Çatı Aday’ın sahibi parti yöneticileri, izledikleri yöntemle
partilerini by-pass ettikleri ve riski – bedeli üstlenmeye istekli
olduklarını ilan ettikleri halde, seçim sonuçlanınca “sandığa
gitmeyen seçmen”i sorumlu tutma cesareti sergilemişlerdir.
İkinci olarak, seçimin eşit ve adil koşullarda olmadığı konusuna
vurgu yapmayı yeğlemişlerdir.
Üçüncü olarak, “temiz siyaset”e destek vermeyen halk / seçmen
varlığından şikayet etmişlerdir.
Parti yöneticilerinin gösterdikleri bu üç adres, parti
yönetimlerinin demokratik siyasetin sorumluluğun gereğini yerine
getirmek yerine bundan kaçmaktan ibaret üzüntü verici bir
manzaradır.
Yaşanan hezimetin sorumluluğu, elbette, Çatı Aday formülü yanlışını
yaratıp milyonlarca seçmene dayatarak kabul ettirmeyi deneyen
yetkililerin kendilerindedir."