CHP'de karın ağrıları Erdoğan'la zor ki zor!
Abone olHürriyet gazetesi yazarı Şükrü Küçükşahin, AK Parti-CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinin detaylarını bugünkü köşesinden yazdı.
Koalisyon görüşmelerinde ibre AK Parti-CHP koalisyonuna
döndü.
AK Parti ile CHP arasındaki görüşmeleri bugünkü köşesinden analiz
eden Hürriyet yazarı Şükrü Küçükşahin, yazısına "Erdoğan'la
zor ki zor" başlığı attı.
CHP'nin koalisyon görüşmelerindeki olumlu tavrının siyasileri
rahatlattığnı da söyleyen Küçükşahin, CHP için zor olanın Ramazan
Bayramı'ndan sonraki 'ikinci tur' görüşmelerinde
olduğunu yazdı.
CHP seçim vaadlerini ikinci tur görüşmelerinde mecburen masaya
yatırmak zorunda olduğunun altını çizen Küçükşahin, "İkinci
turlar başladığında bunu netlikle göreceğiz, CHP'yi karın ağrıları
o turlarda tutacak" dedi.
AK Parti-CHP koalisyonu görüşmelerinde en büyük engelin ise
Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu tespitinde bulunan Küçükşahin şunları
yazdı:
"Herkes kabul ediyor ki koalisyon görüşmelerinin olumlu havada
başlamasına CHP önemli katkı yaptı ve anlaşılan o ki bu tutumunu
sürdürecek de. 'Neden' sorusuna 1999'a
giderek yanıt verelim.
Deniz Baykal.
Bir gün ANAYOL hükümetini yıkan gensoruyu piyasaya
sürdü. Rahmetli Demirel dahi sandı ki Baykal ın bir de çözümü
vardı. Baykal, "TBMM'de herhangi bir milletvekili de
başbakan olabilir" deyince Demirel. görevi hemen Yalım
Erez'e verdi, O da umutla sahaya indi. Koalisyonu kuracak
havadaydı, ama 54 milletvekilli CHP. bakanlıklann yarısını
isteyerek işi yokuşa sürünce Tansu Çiller oyunu gördü. Hemen
Bülent Ecevit in azınlık hükümetini kurdurdu. Ecevit de
Öcalan'ı teslim alan başbakan olarak girdiği seçimden birinci
çıkarken "Onu da istemem, bunu da; öyle de olmaz, böyle
de" diyen Baykal, CHP'yi barajın altında bıraktı.
SIKILI YUMRUK YOKTU AMA
Kılıçdaroğlu ve ekibi 7 Haziran dan beri bu örneği hiç
unutmadı. O nedenle ki CHP. AKP de dahil tüm partilere kapıyı
açık tutarak 'çözümsüzlüğün değil, çözümün adresi
olma' iddiasını kanıtlamaya çalışıyor. Ancak bu
politikanın devamı sadece CHP'ye bağlı değil; ikinci turlar
başladığında bunu netlikle göreceğiz, CHP'yi
karın ağrılan o turlarda tutacak. Çünkü CHP temel
vaatlerinin arkasında durmak zorunda, öyle de yapacak.
Sadece Kılıçdaroğlu'nun dün, kendisi ve ailesi için TBMM Araştırma
Komisyonu kurulmasını istemesi dahi bu konudaki en açık
mesaj. Ne yani; yargıdan eğitime, güvenlikten dış politikaya,
istihbarattan diyanete kadar pek çok alanda 13 yıl sayısız kötü
uygulamaya imza atılmış, büyük haksızlık/mağduriyetler yaratılmış;
ülke açık cezaevine dönüştürülmüşken Cumhurbaşkanı 'Ben
karşı dururum' demesin diye CHP bunları sorgulamayacak.
içine mi sindirecek?!
Sindirirse 1999 örneği ortada, ama bu konulan suhuletle
çözerse alkışlanır. Bu da hiç kolay değil, aksine zor
ki zor; çünkü anahtar Erdoğan'da. Ne yazık ki, iki lider işe,
sıkılı yumruklarla değil sıcak tokalaşmayla başlarken Erdoğan,
birkaç saat sonra çok sert yumruklarla devreye girdi.
OLMAZZZ
Böyle gitmez; ancak CHP yine de Davutoğlu'na bakmayı
yeğliyor. Davutoğlu ise henüz beklenen tutumda görünmüyor,
buna karşın Erdoğan da gerçeği görmemekte ısrar ediyor; neden
mi?
Kendisi sırf CHP'yi eleştirmek için ta yüz yıl önceye gidecek; ama
son 13 yıldaki kötü icraatların sorgulanmasını hiç istemeyecek,
'karşısında dururum' diyerek CHP'ye sopa
gösterecek, CHP seçmeni de bunu kabul edecekse olmazzz.
Hükümet, seçmeni mutlu edecek icraat yapmak yerine,
Erdoğan'la onun sevdiklerini mutlu edecek adımlarla yetinecekse
olmazzz. Daha vahimi; sanki seçim meydanlarına çıkıp
AKP'nin lehinde, muhalefetin aleyhinde söylenmedik laf bırakmayan
kendisi değilmiş gibi hâlâ Anayasa dışına hiç çıkmadığını
söyleyebilen bir Erdoğan ile olmazzz. Üstelik Anayasa'nın
"tarafsızlık" hükmüne rağmen o mitingler, yerden
yere vurduğu muhalefeti destekleyen vatandaşların da vergisiyle
yapılmışsa o seçmen ikna olmazzz.
"Devlet birimleriyle didişmeyi kabul etmem" diyen
Cumhurbaşkanı, dün didişmedik devlet birimi bırakmadığını unutmuşsa
olmazzz.
Erdoğan bu tavrı sürdürürken, her an "17/25 Aralık
Erdoğan'ı kurtaran CHP" diyecek bir MHP de kenarda
duracaksa olmazzz. Ve de Erdoğan yeni bir seçimi zorlamakta
ısrarcıysa olmazzz.