CHP'de Karayalçın depremi! Şok karar!
Abone olCHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, bir sene dolmadan CHP İstanbul İl Başkanlığı'nı bırakacağını belirterek, "Görevimi tamamladım, 'Hattı siyaset yok sathı siyaset var' düşüncesindeyim" dedi.
17 Aralık 2014'te CHP İstanbul İl Başkanlığı görevine
getirilen Murat Karayalçın, görevini tamamladığını belirterek "
'Hattı siyaset yok sathı siyaset var' dedi.
Karayalçın, Yurt Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Veysi Şahin'e
yaptığı açıklamada, "CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'nun teklifiyle kabul ettiğim İl Başkanlığı görevim
süresince, partimin 2019 seçimlerinde İstanbul'u kazanması için
gerekli altyapı çalışmasını tamamladım...Görevimi yaptım.
İstanbul'dan milletvekilliği adaylığı için düşüncem var tabii ki.
Ama ben 'Hattı siyaset yok sathı siyaset var' düşüncesindeyim. O
satıh da bütün vatandır..." diye konuştu.
Karayalçın'ın bu açıklamalarına gazetenin spotunda yer verilirken,
röportaj metninde Karayalçın'ın bu ifadelerinin yer almaması ise
dikkat çekti.
SON İL TOPLANTISIDNA GERGİNLİK ÇIKMIŞTI
26 Ağustos 2015 günü gerçekleşen CHP İstanbul İl Yönetimi
toplantısında İl Başkanı Murat Karayalçın ile yöneticiler arasında
gergin anlar yaşandığı iddia edilmişti. Odatv’ye konuşan Başkan
Karayalçın, “Gerginlikler, tartışmalar her kurulda olur. Gündemde
olan konulara göre farklı görüşler de dile getirilebilir, özel bir
anlam çıkarmamak gerekir” demişti.
Odatv'nin 31 Ağustos 2015 tarihinde yayınladığı haberde, 6 saat süren toplantıda özellikle seçime ilişkin çok sert tartışmalar yapıldığı, İl Yönetim Kurulu Üyesi Ali Fatinoğlu’nun 3. bölgede Seçim Koordinasyon Merkezi açılmamasını eleştirdiği, il Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Aslan’ın CHP Genel Merkezi’ni eleştirerek mahalle kongrelerinin durdurulmasına tepki gösterdiği öne sürülemüş; toplantıda, İl Yönetim Kurulu Üyesi Ali Fatinoğlu ile Başkan Yardımcısı Oğuz Soydan arasında küfürlü tartışma yaşandığı ve bu tartışmanın ardından Fatinoğlu’nun toplantıyı terk ettiği ileri sürülmüştü.
“YUMRUĞU MASAYA VURMA VAKTİ”
Toplantıda, Başkan Karayalçın’a Başkan vekili Kenan Sönmez ve İl
Yönetim Kurulu Üyesi Şükran Akyol’dan “yumruğunuzu artık masaya
vurmanızın zamanı geldi” eleştirisinde bulunduğu ve Karayalçın’a
“örgüt böyle naif yönetilmez” tepkisinin
de geldiği iddia edilmiş, Karayalçın’ın bu eleştirileri kabul
etmediği ifade edilmişti.
İşte Karayalçın'ın son açıklamalardan çarpıcı
satırlar:
"PROTOKOL İNSANI KÜÇÜLTMEZ"
( "Siz bir partinin Genel Başkanlığı'nı yaptınız. Başbakan
Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevlerinde bulundunuz.
Ankara'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptınız. Milletvekili
olabilecekken, partinizin görevlendirmesiyle kimilerince tenzili
rütbe gibi görülen İstanbul İl Başkanı oldunuz. Neden?" sorusuna
cevaben) Siyaset alanından nerede bir görev çıkmışsa, siyasetçi
daha önceki makamlarını, mevkilerini düşünmeden bana göre o görevi
üstlenebilmeli. Bir önceki görevinizin makam mevki olarak daha
yüksek olması bir sonraki yüklenmeniz gereken göreviniz daha düşük
mevkide olsa bile önemini azaltmıyor. Rahmetli İsmet Paşa'nın
unutmadığım bir sözü var ''Protokol insanı küçültmez'' der İsmet
Paşa. Bizim alanımızda CHP'nin siyaset alanında geçmiş yıllardan
benzer olayların yaşandığını biliyoruz.
Rahmetli Şemsettin Günaltay Başbakanlık görevinden sonra 1950 yılında İstanbul İl Başkanlığı'na geliyor. Bu bana göre çok çarpıcı bir örnek. Altan Öymen de benzer bir düşünceyi taşımıştı. Genel Başkanlık'tan sonra İstanbul İl Başkanlığı'na gelmeyi düşünebilmişti. O nedenle bana yapılan çağrının ardından İstanbul İl Başkanlığı'na gelir şeklindeki kaygılar bence doğru değil.
"MANSUR YAVAŞ BENİ ÇOK ÜZDÜ"
Ben Ankara kentiyle bağlantılı parlamento üzerinden siyaseti
sürdürme kararı almıştım. 2009 seçiminden belediye seçiminden başka
hiçbir sol parti adayı yoktu. Tek sol aday bendim. Dolayısıyla
seçimi kazanma noktasındaydık. Fakat Mansur Yavaş'tan öğreniyorum
ki, onun hesaplamasına göre 200 bin CHP'li bana değil MHP'nin adayı
Mansur Yavaş'a oy vermişti. Seçimi kaybetmiştik. Bu benim yaşadığım
en üzüntü verici siyaset olaylarından birisiydi. Onun ardından
böyle bir karar aldım. Ankara'da belediye başkan adayı olmamalıyım
diye düşündüm ama Ankara'yla bağımı milletvekili olarak sürdürme
düşüncesindeydim. Bu seçime hazırlanırken de ön seçime katılmayı ve
kazanırsam milletvekili olmayı düşünüyordum.
"ARKASI GERİSİ NEDİR DİYE DÜŞÜNMEDİM"
Parti Genel Başkanı, 'Sana ihtiyacım var' dediği için, bana göre
yeterli bir nedendi. Arkası, gerisi nedir diye düşünmedim. Ayrıca
Sayın Genel Başkan'ın böyle bir düşünce taşıdığını da sanmıyorum.
Bu Genel Başkan'ın kendi düşüncesi gibi... Parti yönetiminin
tartışarak aldığı karardan çok Sayın Genel Başkan'ın kararı gibi
geldi.
KARAYALÇIN'IN GÖREV TANIMI NEYDİ?
Genel Başkan belirgin bir görev tanımı yapmadı. Partinin bana
İstanbul'da ihtiyacı olduğunu düşündüğünü söyledi. Ben görevimi
şöyle tanımladım, bunu da Genel Başkan'a sundum; partiyi önce
seçime sonra da kongreye götürmek zorundayım diye düşündüm. Seçimde
en iyi sonucu almak, kongrede de İstanbul'daki CHP'nin
eksikliklerini gidermek üzere yeniden yapılandırmak olmalı diye
düşündüm. 7 Haziran'dan sonra bütün dikkatimi kongre hazırlıklarına
yönelttim. Önce 7 Haziran için bir tanışma toplantısı
örgütlemiştim. Ancak bu ertelendi. Buna rağmen 7 Haziran
değerlendirmesini yazılı bir biçimde yaptık. Ben bunu önemsiyorum.
Her şey sözel bizde, yazılı metinleri çok fazla kullanmıyoruz.
Partinin bir eksikliğidir bu. Bu konuda bir rapor yazılıyor,
basılacak, önümüzdeki günlerde gönderilecek.
"İSTANBUL İL KONGRESİ İÇİN 3 METİN"
Daha da önemlisi İstanbul İl Kongresi için üç ayrı siyasi metin
düşündüm. Kongreye siyasi metin sunmamız gerektiği kanısındayım.
Bunlardan birincisi İstanbul kenti için yaşamsal derecede önem
taşıyan kentsel dönüşüm konusu. Ben kentsel dönüşümü İstanbul için
bir ölüm kalım fermenı olduğu kanısındayım. İstanbul'daki
yoğunlukları arttıran, yaşam kalitesini düşüren insanların
tercihlerini dikkate almayan ve insanları bulundukları yerden
tehcir eden bir kentsel dönüşüm siyaseti izleniyor.
Kentsel dönüşümü ben bir yaşam kalitesinin yükseltilmesi, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve İstanbul'da yaşayan milyonlarca insanın hemşerileştirilmesi yani ''İstanbullu'' yapılması olarak görüyorum. Bu konuda bir atölye çalışması yaptık, bitti. Yönetim kurulumuza bunu sunacağım, oradan da kongreye getireceğiz. İstanbul İl Kongresi delegeleri bunu tartışacaklar buradan da bir karar alacaklar.
"İSTANBUL 2019 TASLAĞI HAZIR"
Hazırladığımız ikinci siyasi metin ''İstanbul 2019'' başlığını taşıyor. 2019 seçimlerine kadar geçecek süre içinde, CHP'nin İstanbul için öngörülerinin ne olduğunu bu siyasi metinde hazırlayacağız. Bu da taslak olarak hazırlandı, yönetim kuruluna sunup oradan kongreye sunacağız. Özellikle bunu çok önemsiyorum. Çünkü değişik il yönetimlerinin siyaseti yapma biçimiyle ilgili alacağı kararlar olabilir ancak bazı temel kararların kongre tarafından karara bağlanması gerektiği düşüncesindeyim. İl yönetimleri bir önceki kongrede karara bağlanan siyaseti değiştirme ihtiyacı duyarlarsa kongreyi toplamalılar. Kongreler sadece seçim için toplanmamalı, politikalar için de seçim yapılmaksızın toplanabilmeli. Kongre sadece bir liste seçimi, başkanlık seçimi olmamalı.
"İSTANBUL'DA CHP'NİN YENİDEN ÖRGÜTLENMESİ"
Üçüncü siyasal metin de İstanbul'da CHP'nin yeniden örgütlenmesine ilişkin olacak. Ben mevcut örgütlenmeyle siyasi gelişmenin sınırına gelindiği kanısındayım. 29 Mart'ta yaptığımız ön seçime toplam partilinin sadece yüzde 49'u katıldı... 320 bin partilinin 112 bini ön seçimde oy kullandı. Bu önemli bir sorundur. Çünkü bizim partililerimiz en çok ön seçimi severler. Ama ön seçimde yüzde 49 katılım, akıl alır gibi değil ve devam ediyor. Şimdi mahalle delegelerini, temsilcilerini seçiyoruz. Mahallelerin yüzde 49'unda seçim yaptık. MYK'nın kararıyla seçimler durduruldu. 2 Kasım'dan sonra başlayacak. Bu seçimlere katılım oranı da son derece düşük oluyor. Dolayısıyla örgütlenme modelinin değiştirilmesi gerekiyor. Partili örgüt ilişkilerinin değiştirilmesi gerekiyor. Yeni bir yapıyı ortaya koymak gerekiyor. Ölçütler ne olmalı, nerelerde örgütlenmeliyiz sorularını soruyoruz. Bu konuda bir çalıştay başlattık. Ben bu çalışmadan çok heyecan duyuyorum.
BU SEÇİM CHP İÇİN FARKLI BİR SONUÇ DOĞRURUR MU ?ANKETLER
NE DİYOR?
Bir tahminde bulunamam fakat çok temel değişiklikler olmayacak.
Oranda değişiklikler olsa bile milletvekili sayısında ciddi bir
oynama olmaz. Daha doğrusu anketlerden bu sonuçları çıkartıyorum.
Seçim güvenliği son derece önemli. 7 Haziran'da bu bağlamda başarı
sağladık. Ama ülke genelinde, Doğu'da ve Güneydoğu'da çok ciddi
sorunların yaşanması olası. Sokağa çıkamayan bir kişi nasıl sandığa
gidecek? Bu ciddi bir sorun.