CHP'de inanılmaz skandal!
Abone olKGM'den atılan eylemciler, CHP'li belediye yönetimiyle görüşmek istedi. Ancak bu imkansızdı. Çünkü...
Pazartesi günü CHP Kadıköy İlçe Örgütü'ne bir arkadaşımı ziyaret
etmek için gittim. İlçe yönetiminde olan arkadaşımla görüşmek için
odaya girdiğimde, üç gencin CHP'lilerle tartıştığını gördüm.
Arkadaşıma, "Hayrola ne oluyor? Sorun ne?" diye sordum. Gençlerin
partiye getirdikleri yazılı kağıdı elime tutuşturdu. Kağıtta,
Kadıköy Belediyesi'ne bağlı, Kadıköy Gençlik Merkezi'ndeki (KGM)
işlerinden atıldıklarını, CHP'li olan belediye yönetiminin bu işten
sorumlu olduğu yazıyordu. Gençler, Kadıköy'ün CHP'li Belediye
Başkanı Selami Öztürk'le konuşmayı ve işlerine geri alınmayı
istiyorlardı. Parti yönetimi, gençlerin isteklerini dinledikten
sonra, "KGM'de yaşananları biz de eleştiriyoruz. Sizin işten
atılmanızı da onaylamıyoruz. Ancak yapacak bir şeyimiz yok"
cevabını verdi. Gençler ise, "Belediye yönetimi sizin elinizde.
Orada yaşananlar doğal olarak sizi de bağlıyor" dedi. Gençler buna
ek olarak, "Biz Belediye Başkanı Selami Öztürk'le görüşmek
istiyoruz. Aksi taktirde burayı terk etmeyeceğiz" sözlerini de
ifade etti. Parti yönetimi ise, "Yapabileceğimiz birşey yok, çünkü
Selami Öztürk buraya gelmez. Belediye yönetimi de gelmez. Sizin
muhatabınız biz değiliz. Muhatabınız belediye yönetimi" cevabını
verdi. Ayrıca aynı konuşma esnasında, "Partinin üst düzey
yöneticileri Silivri'de kamptalar. Partinin seçime hazırlanma
stratejisini konuşuyorlar. Birçok partili Silivri'de. Genel Başkan
da orada" denildi. Gençler bunun üzerine, "İyi ya, madem hepsi bir
arada, sorunu daha çabuk çözerler. Siz bizim burada olduğumuzu
bildirin. Aksi taktirde, burayı terk etmeyeceğiz.Belediyeden
yetkililer gelene dek, burada kalacağız" dedi. Bu sözlerin üzerine,
gençler yan odaya geçti, kapıları kilitledi ve üzerinde "Adalet
İstiyoruz" yazan pankartı pencereden sarkıttı. İşgal 'resmen'
başlamıştı. Tam o sırada, yoldan geçen bir polis ekibi bunu
görünce, durumu telsizle merkeze bildirdi. Kadıköy CHP'nin önünde
bir anda polis yığınağı oluştu. Birkaç polis parti binasına geldi
ve durumu öğrendi. CHP Kadıköy Yönetimi, şikayetçi olmadıklarını,
içeride bulunanların 'misafirleri' olduğunu söyledi. Polis de bunun
üzerine tutanak tuttu ve yöneticilere imzalattı. Polis ekipleri,
partililerin bu tavrı üzerine, binanın önünü boşalttı. Ancak CHP
yönetimi içeride çaresiz bir şekilde kaldı. Çünkü, eylemciler
CHP'li belediye yönetimiyle görüşmeden, binadan ayrılmayacaklarını
söylüyordu. Zar zor ikna edilen eylemciler, odadan çıktıktan sonra,
CHP'nin içinde bulunduğu acı gerçek de deşifre oldu. İşgali duyan
CHP'li belediye yetkilileriyle, parti yönetimi arasında uzun
süredir bir gerginlik yaşandığı anlaşıldı. Ve bu gerginlik öyle bir
noktadaydı ki; Kadıköy Belediyesi yöneticileri, partileri işgal
edildiği halde, "partiye gelmeye tenezzül bile etmiyordu." Çünkü,
son İl Başkanlığı seçiminde, Kadıköy İlçe Örgütü, başta Selami
Öztürk olmak üzere, belediye başkan yardımcılarını 'kongre
delegesi' olarak seçmemişti. Bu sebepten dolayı, CHP'li belediye
yönetimi ile, CHP Kadıköy İlçe Örgütü yöneticileri "konuşmuyordu."
Bu yüzden eylemcilerin "Belediye yönetimi buraya gelsin" istekleri
havada asılı kaldı. Bir yönetici, bu isteği sık sık tekrarlayan
eylemciye, "Yahu kardeşim adamlar aylardır partiye bile gelmiyor.
Siz çağırınca mı gelecekler?" demek zorunda kaldı. Bu bir itiraftı.
Hem de acı bir itiraf... İşte İstanbul'un en büyük ilçelerinden
biri olan Kadıköy, böyle yönetiliyordu. Başkan Selami Öztürk,
Başkan Yardımcısı Mustafa Demircan, Gürsel Tekin 2.5 milyon nüfusu
olan Kadıköy'ü, partilerine uğramadan yönetiyordu. Parti
yöneticisinin bu itirafı, Selami Öztürk'ün başkanlık anlayışını,
yönetim biçimini de ortaya koyuyordu. Çünkü, Selami Öztürk, il
kongresinden önce de Baykal'ın yanına gitmiş, "Beni seçmiyorlar,
beni istemiyorlar" diyerek Kadıköy İlçe Örgütü'nü şikayet etmişti.
Ancak Baykal, odasında 3.5 dakika tuttuğu Öztürk'e "Yapabileceğim
birşey yok" demiş, geri yollamıştı. Dün CHP'de yaşanan işgalin en
önemli noktası işte buydu. Kriz anında bile partiye gelmeye
tenezzül etmeyen partililer, ilk seçimde iktidara aday olduklarını
hala iddia ediyordu. Henüz parti içindeki sorunları bile çözememiş
bir CHP'nin Kadıköy'deki 'küçük bir olay'da bile ortaya koyduğu
"kriz yönetimi" önemli bir göstergeydi. CHP, Kadıköy'de yaşanan bu
işgalle birlikte ortaya çıkan "krizi yönetemedi." Sanırım CHP'li
yöneticilerin şapkalarını önüne koyup yeniden düşünmeleri
gerekiyor. Zira, Türkiye gibi sürekli olarak krizlerle yüzyüze
kalınan bir ortam, CHP'lilerin bu lüksünü kaldıracak durumda
değil... Ülke yönetmek, ülke yönetmeye talip olmak şakaya gelmez.
Kadıköy işgali, bunun en güzel örneğidir... BARIŞ YARKADAŞ