Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP genel
başkanı Özgür Özel'in siyasi nezaketle
iletişimde olmaları bile siyasetteki
gerilimi azalttı.
Her iki siyasi partide; tabanda ve tavanda olumlu ifadelerle
görüşmeye dair analizler yapıldı.
Görüşme sonrası siyaset dilinde "yumuşamaya"
özen gösterildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan;
"Ben de Özgür Bey'e ilk fırsatta böyle bir
ziyaretin karşılığını, iadeyi ziyaret
yapacağımı söyledim. Türkiye'nin buna ihtiyacı var. İlk
fırsat ta da bu ziyareti gerçekleştirerek Türkiye'de
siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum"
dedi.
İki liderin görüşmesi ve bu görüşme sonrası siyasi arenaya
yansıyanlar küresel boyutta da tartışılıyor. Tartışılmaya da devam
edilecek gibi duruyor. Yapılan bu görüşmenin en büyük mimari
millettir.
Millet sandıktan verdi mesajı. Sandıktan çıkan mesajı AK Parti
ve CHP doğru okudu. Her iki lider de seçim gecesi yapmış olduğu
basın açıklaması ve balkon konuşmasında milletin duymak
istediklerini söyledi ve sürecin devamı geldi.
Seçim öncesi yaşananlar rafa kaldırıldı.
Yumuşak geçiş süreci yaşandı.
Her iki siyasi parti lideride kişisel egolarını bir yana
bıraktı.
AK Parti siyaset mantığını değiştirdi.
AK Parti sadece siyaset sosyolojisini değil, siyasetini de
taşıdı.
Temel sorunlarla yüzleşti.
AK Partinin siyasi terminolojisi farklı sosyolojilerle
yakınlaştı.
Atatürk düşmanlığı yerine, büyük önder olarak gördü. Atatürk’ü
sahiplenmek üzere argümanlar üretti.
Aynı şekilde Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı olma sürecinde
yaşananlar da CHP'ni değiştirdi.
Özgür Özel’in dili yumuşarken kendisine bir karizma geldi. Bu
karizma dilinden mi, yapılan göz ve ses telleri operasyonundan mı
bilinmez. Ama iyi oldu.
Bunun yanı sıra
Sert ve kutuplaştırıcı siyaset dönemi geride bırakıldı.
Muhafazakârlara, milliyetçilere parti içinde yer açıldı.
Hatta sol ve laik değerleri önceleyen CHP’nin içinde sağ
ve milliyetçi bir gelenekten gelen
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimleri daha da
öne çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Özel’in bu yakınlaşması; sert ve yıkıcı
siyaset diliyle hareket eden Kemal Bey’i ve Meral Hanımı siyaset
döngüsünde eritti. Her ikisi de misyonunu tamamladı. Siyasetten
çekilmek zorunda kaldılar.
Bu birlikteliğe, ortak payda da birleşme çabasına;
AK Parti'nin de,
CHP'nin de,
Türkiye'nin de ihtiyacı var.
Özgür Özel'in "Dışarıda Türkiye'nin, içeride
partimizin çıkarını seslendireceğiz."
İşte yeni siyasi iklim bu olmalı. Sürecin işleyişine dinamit
döşenmezse, gelecekte her sosyal kesimden oy almayı hedefleyen,
birbirine düşman olmayan iki siyasi partinin sandık mücadelesini
hep beraber göreceğiz.
Süreç doğası gereği risk taşıyor olsa da.
13 seçim kaybetmiş CHP eski Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, toplumda ve siyasi gündemde karşılık
bulmayan açıklamalarına devam etse de yıkıcı siyasetini yaşatmaya
çalışsa da…
Özgür Özel vaz geçecek gibi durmuyor.
Ülkemizin temel meseleleri için kafa yoruyor. O nedenle
yörüngeden çıkmamalı.