CHP yine Anasaya Mahkemesi'nde
Abone olCHP Kamu personel yapısında değişiklik öngören kararnameleri mahkemeye taşıyor
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, Yetki
Kanunu'nu daha önce Anayasa Mahkemesine götürdüklerini anımsatarak,
şimdi kamu personel yapısında değişiklik öngören 15 KHK'dan 10'unu
Anayasa Mahkemesine götüreceklerini söyledi.
Güler, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Hükümetin, ''kamu
yönetimini ve personel sistemini düzenlemek amacıyla Yetki Kanunu
çıkardığı'' görüşünü savundu.
12 Haziran seçimlerinden 4 gün önce 11 tane KHK'nın Resmi
Gazete'de yayımlandığını, seçimlerin hemen ardından güvenoyu
alınmadan 3 tane daha KHK çıkarıldığını anlatan Güler, ''Bu
KHK'larla devlet yapısının değiştirilmesi, yasama ve yürütmede
açıklık, samimiyet, aleniyet ilkelerine aykırıdır. Bu nedenle KHK
yasal olabilir ama gayri meşrudur'' dedi.
İzmir Milletvekili Güler, bu düzenleme sayesinde 26 gün yaşayan bir
bakanlık olduğunu ifade ederek, Çevre, Orman ve Şehircilik
Bakanlığı kurulmasına ilişkin 8 Hazirandaki KHK'nın ardından, 4
Temmuzda da bu bakanlıkla bağlantılı yeni bir KHK çıkarıldığını
bildirdi. ''Çevre ve Şehircilik Bakanlığı '' ile ''Orman ve Su
Bakanlığı'' diye 2 bakanlık oluştuğunu ifade eden Güler,
''Hükümetin 26 günlük bir bakanlığı nasıl yarattığını açıklaması
gerekir'' diye konuştu.
KAÇIR GÖÇÜR DÜZENLEME
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kurulmasına ilişkin KHK'nın 37.
maddesinde, Başbakana büyükelçi unvanlı özel temsilci atama yetkisi
verildiğini dile getiren Güler, ''KHK'ların habersiz bir şekilde,
tartışılmadan hazırlandığını'' savundu. CHP'li Güler,
''Temmuz sıcağı kararnameleridir bunlar. Yasa olarak
hazırlansaydı komisyonlarda ve Genel Kurulda tartışılırdı, KHK
çıkardığınız zaman bürokrasinin bürolarında kimseye haber vermeden
hazırlarsınız. Kaçır göçür bir düzenlemedir'' dedi.
BAŞBAKAN HÜKÜMETİ
CHP'li Güler, ''Hükümetin artık 'Bakanlar Kurulu Hükümeti'
olmadığını, 'Başbakan Hükümeti' olduğunu'' öne sürerek, şöyle
konuştu:
''Bu düzenlemeler, Başbakanı adeta Anayasaya aykırı olarak figür
olmaktan çıkardı, bir organ kademesine yükseltti. Bunun özel
göstergelerinden biri özel temsilciliktir. Başbakan atamaları,
Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu atamalarına denk özelikler taşır
hale getirdi. Özel temsilcilere, Başbakan başmüşaviri, başbakan ve
bakan müşavirine sahip muazzam bir başbakanlık organı ile karşı
karşıyayız. Bu, parlamenter demokrasinin taşıyabileceği bir
şey değildir. Bu, devlet başkanlığı sisteminin başbakanlık
düzeyinde denemelerine başlamaktan başka bir anlama
gelmez.''
DPT'nin Kalkınma Bakanlığına, Dış Ticaret Müsteşarlığının da
Ekonomi Bakanlığı haline dönüştürüldüğünü ifade eden Güler, bu
düzenlemelerle Türkiye'nin, 1960'dan beri uygulanan ulusal kalkınma
plancılığı devrini kapattığını ve bölgesel kalkınma planlama
devrini başlattığını savundu.
''Çıkarılan KHK'lar ile 2 bin 250 üst ve orta kademe yöneticisinin
kızağa alınarak, müşavir ve araştırmacı kadrolarına atandığını''
öne süren Güler, ''Hükümet, büyük bir kızak operasyonu ile yeni bir
kadrolaşma devrini açtı ve bunun açıklamasını kamuoyuna
yapmalıdır'' dedi.
KAPALI KAPILAR ARDINDA
CHP'li Güler, ''Biz CHP olarak bu yapılanlar ile bilimsel
ve anayasal ilkelere aykırılığı çok net olarak gördük. 2,5 milyon
kamu personelinin geleceğini kapalı kapılar ardında kendi başlarına
yapmalarını yadırgadık. Bu yanlışın düzeltilmesi için anayasa
mahkemesine gidiyoruz. Yetki Kanunu'nu Anayasa Mahkemesine
götürmüştük, şimdi 15 düzenlemenin (KHK) 10'unu Anayasa Mahkemesine
götüreceğiz. Başvuru tarihimiz 8 Ağustos'' diye
konuştu.
Birgül Ayman Güler, ulusal kalkınma plancılığı yerine bölgesel
kalkınma plancılığına dönülmesinin nedeninin sorulması üzerine,
''Bu, Hükümetin, demokratik özerklik ya da o taleplere karşılık
verebilmek için bir esneklik mi derseniz... Bence evet. Bölgesel
yönetim, Türkiye'nin üniter örgütlenmesi bakımından kabul
edilebilir bir mekanizma değil'' dedi.