CHP türbanı yargıya taşıyor

Parti ve MHP yöneticileri, başörtüsünün yükseköğrenimde serbest bırakılması için hazırladıkları Anayasa değişikliği teklifine destek istemek amacıyla CHP grup başkanvekilleri Hakkı Suha Okay ve Kemal Anadol'u ziyaret etti.

Okay, odasında gerçekleşen görüşmenin ardından AK Parti ve MHP yöneticilerini, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, CHP'nin Anayasa Komisyonu üyesi, Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ile kapıya kadar uğurladı.

Görüşmenin ardından açıklama yapan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, başörtülü gençlerin yükseköğrenim hakkından yoksun bırakılmaması için Anayasa değişikliği ve buna paralel olarak YÖK Kanunda değişiklik yapılması konusundaki çalışmaları dün akşam tamamladıklarını anımsattı.
Anayasa değişikliği teklifinin bugün bir redaksiyona tabi tutulduğunu ifade eden Vural, TBMM'de azami uzlaşıyı sağlamak üzere AK Parti ile hazırladıkları öneriyi, CHP grubuyla paylaştıklarını söyledi. Vural, ''Bizim amacımız, bunu toplumsal gerilim ve çatışma aracı olmaktan çıkartarak, bir çözüm alanı içinde çözüme kavuşturulmasıdır. Bu uzlaşmayla ilgili görüşlerimizi ve önerimizi paylaştık'' dedi.

''SORUN, MUTABAKATLA SONUÇLANDI''
AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da ''Türkiye'de yaklaşık 40 yıla yakın bir zamandır üniversitelerimizde yaşanan sorunun çözümüne yönelik yapılan çalışmalar, belli bir mutabakatla sonuçlandı'' dedi.
Bu mutabakat çerçevesinde, kamuoyundan gelen eleştiriler de dikkate alınarak, Anayasanın 42. maddesiyle ilgili düzenlemede redaksiyon yapıldığını bildiren Bozdağ, DSP ve CHP'ye getirdikleri teklifin, ne içerdiği ve ne amaçladığına ilişkin görüşlerini aktardıklarını belirtti.
Bozdağ, bir soru üzerine, Anayasa değişikliği teklifini, TBMM Başkanlığına bu akşam sunacaklarını kaydetti.

''LAİKLİĞİ ÖRSELEMEK''
AK Parti ve MHP yöneticilerinin ayrılmasının ardından da CHP'li Okay da bir açıklama yaptı.
AK Parti ile MHP'nin, türban sorununu aşmak için birlikte çalışma yaptıklarını, yol arkadaşlığına çıktıklarını ifade eden Okay, gelinen noktada Anayasanın 42. maddesine ''yükseköğrenim'' ifadesini eklediklerini anımsattı. Okay, ''Demek ki tam da yeterli bir çalışma yapamamışlar. Halen sorunu nasıl çözeceklerinde bir mutabakatları, uzlaşıları yok'' dedi.

Anayasaların, ''akşam yatalım, sabah kalkalım değiştirelim'' denilecek metinler olmadığını ifade eden Okay, anayasaları; devletin hukuki yapısının omurgası ve temel yasalar olarak niteledi. Anayasaların bir bütün olduğunu, anayasanın bir maddesinden bir cümle çıkararak ya da bir cümle ekleyerek, Anayasanın kurallarının ortadan kaldırılamayacağını belirten Okay, şöyle devam etti:

''Nitekim bugün yapılmak istenen, anayasanın değiştirilemez kuralları içinde yer alan laik hukuk devleti terimindeki laikliği örselemek veya sistemde bir değişiklik yapma amacını içermektedir. 2 gün sonra bu, ilkokuldan başlayıp, yükseköğrenim sonrasına kadar devam edecek bir başlangıçtır. 'Yükseköğrenim hakkımdan mahrum kalmak istemiyorum' diyecek lise öğrencilerimiz, 'Yükseköğrenimi tamamladım, kamu alanında görev yapmak istiyorum' diyenler de olabilecektir. Anayasanın değiştirilemez bir hükmünü değiştirilebilir bir hükümle etkisiz kılmak, güçsüz kılmak veya arkasından dolanmak mümkün değildir. Bize göre doğru olanı, Sayın Meclis Başkanı tarafından işleme dahi konulmamasıdır. Anayasa Mahkemesinin, Cumhuriyetin temel niteliklerine, bu niteliklerden olmazsa olmaz koşulu laikliğe aykırı bir düzenlemenin, Anayasanın özüne ve ruhuna aykırı olduğuna dair kararları var.''

''YARGISAL SÜRECE TAŞIYACAĞIZ''
Okay, Anayasa değişikliğinin TBMM'de kabul edilmesi halinde, CHP'nin demokratik süreçteki muhalefetini sürdüreceğini ve yargısal sürece taşıyacağını bildirdi.

Teklifle, başörtüsünün nasıl bağlanacağının YÖK Yasasının ek 17. maddesine eklendiğini ifade eden Okay, ''Şekil çizseler 'Şekil A'da görüldüğü gibi' diye bir madde koysalar daha doğru olur. Bu yasa maddesi haline dönüşürse, bugün AKP ile uzlaşan MHP'nin, yarın AKP'nin parlamento çoğunluğuyla, 'çene altından bağlanır'ı değiştirmeyeceğinin garantisi değildir'' diye konuştu.
Okay, sorunun bir yasa maddesiyle çözülmesinin mümkün olmadığını savundu.