CHP sözcülerini 48 saat bekliyorum!
Abone olBaşbakan'ın danışmanı Yalçın Akdoğan gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı ve
AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, çözüm süreci
konusunda, "Biz iktidar olarak taşın altına sadece elimizi değil,
gövdemizi de koyduk" dedi.
Batman'dan Diyarbakır'a gelen Akdoğan, beraberinde AK Parti Milletvekilleri Süleyman Hamzaoğulları, Mine Lök Beyaz ve Oya Eronat ile tarihi İçkale'de sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle düzenlenen toplantıya katıldı.
Toplantı öncesi konuşan Akdoğan, Türkiye'nin onlarca yıldır, on binlerce insanın hayatını kaybettiği son derece acılı, sancılı ve kanlı bir süreci yaşadığını belirterek, bu sorunun Türkiye'ye yakışmadığını söyledi.
BU SORUNDAN ARTIK KURTULMAMIZ GEREKİYOR
Akan kan ve gözyaşının çok büyük bir toplumsal travma ürettiğini
kaydeden Akdoğan, bunun Türkiye'ye ayak bağı olduğunu dile
getirdi.
"Bundan kurtulmak hepimizin meselesidir" diyen Akdoğan, şöyle konuştu:
"Bu yüzden bütün toplum kesimleriyle bir araya gelerek, en geniş
katılımla bu süreci devam ettirmeye çalışıyoruz. Akil İnsanlar
Heyeti, il il bütün Türkiye'yi dolaşıyor, AK Parti teşkilatları ve
oluşturduğumuz heyetler, bütün bölgelerde değerlendirmeler yapıyor,
hemen hemen her gün arkadaşlarımız vatandaşı, sivil toplum
kuruluşlarını dinliyor. Bu süreci hep beraber nasıl
neticelendirebilirizin arayışı içerisindeyiz.
ARTIK SİLAHSIZ KUVVETLER DEVREDE OLMAK
ZORUNDA
Dün de söyledim, artık 'silahsız kuvvetler' devrede olmak durumda. Sivil toplum örgütlerine, kanaat önderlerine, vakıflara, derneklere ve cemaatlere çok büyük görev düşüyor. Biz iktidar olarak taşın altına sadece elimizi değil, gövdemizi de koyduk ama bütün toplum kesimlerin bu sürece destek vermesini istiyoruz. Bu hepimizin sorunu. Bu sorun, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü, toplumsal huzuru ve iç barışı, 2023 hedeflerine ulaşması ve bölgesel etkinliğini geliştirmesi açısından çok büyük önem taşıyor. Bugünün Türkiye'sine yakışmayan bu sorundan artık kurtulmamız gerekiyor. Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü geliştirebilmemiz, kardeşliğimizi pekiştirmemiz de bu sorunu geride bırakmamızı gerektiriyor. Bunu sadece terör meselesinden kurtulmak, onu geride bırakmak olarak algılamayalım. Bu bir demokratik Türkiye'ye inşa etme sürecidir. Özellikle 12 Eylül referandumu ve 22 Temmuz seçimleri demokratik bir devrimdi."
DÜNKÜ TAVIR TAM BİR STATÜKOCU TAVIRDI
Milletvekili Akdoğan, daha ileri demokrasiye ulaşabilmek için başlattıkları sürecin toplumda büyük bir umuda dönüştüğünü vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu noktada elbette muhalefetin desteği de katkısı da önem
taşıyor. Toplumda büyük bir umut var ama bu umudun karşılığını
siyasi aktörlerde yeteri kadar göremiyoruz. Bazı gazeteci
arkadaşlar Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamaları
soruyorlar.
CHP SÖZCÜLERİNİ 48 SAATTİR BEKLİYORUM
Ben de onlara dedim ki; 'CHP sözcülerinin açıklamalarını
yorumlamadan 48 saat bekliyorum, ondan sonra değerlendirme
yapıyorum.' Çünkü 24-48 saat içerisinde söylemleri değişebiliyor,,
vazgeçebiliyorlar. Birileri çıkıp bu onun 'kişisel görüşüdür'
diyebiliyor, farklı sesler çıkabiliyor. Bu yüzden biraz daha
bekleyip, ondan sonra yorum yapmak daha doğru olur. Fakat 'mış'
gibi yapmak, siyaset yapmak değildir. Bu yeni bir sorun değil,
onlarca yıldır devam bir sorun. Artık bunlar 'mış' gibi yaparak,
siyaset yapıyormuş gibi davranarak, baş edilebilecek meseleler
değildir. Dünkü tavır tam bir statükocu tavırdır. Bu sorun sadece
iktidarın cesur, kararlı adımlar atmasıyla çözülemez. Bütün siyasi
aktörler bu konuda gerçekçi, rasyonel ve milletin hissiyatını
yansıtan bir tavır tutunmak durumundadır."