CHP’sinin yeni genel başkanı Özgür Özel, CHP'nin içindeki
çalkantılara değil de;
CHP’ne oy vermiş umut bağlamış,
13 yıl boyunca derin bir bekleyişle yol almış,
Değişim için harekete geçmiş,
Seçmenine bakmalı ona göre planlama yapmalıdır.
Diğer taraftan
CHP’nin içindeki derin alevi kitle reaksiyon verecek mi?
CHP’nde yaşanan istifalar, kopmalar devam mı edecek,
Ya da tüm gidenler bir şekilde geri mi gelecek?
Önemli olan bu sorunların üzerine gitmektir...
Kitleler...
Sokaktaki sıradan insan...
Sokağı küçümseyen özel semtlerin, ilçelerin, sitelerin, özel
insanları...
Akademisyenler…
Sanatçılar, ressamlar…
Plaza çocukları...
Hayatın sadece kendi varlığı üzerinden ivme kazandığına
inananlar…
Dünya yansa umurunda olmayan
Şimdilerde çok telaşlılar, yerel seçimlerde silip
süpüren olmak için.
Hayattan bu denli kopuk insanlar,
Ne kadar insana, seçmene dokunur bilinmez.
Bildiğim en önemli şey CHP’nin daha bir sola kayarak siyaset
yapmaya çalışması ve kitleleri konuşturması.
Başarıyı elde etmesi için oldukça iştahlı davranmasıdır.
Genç Kuşakta İnanç Sorunu Var
Genç kuşaklar, üniversite gençliği kendileri yetiştiren
muhafazakar ailelerinden kopmaya başladılar.
Anne babalarının düşünce yapısının tam tersi istikametinde olma
zorunluluğuyla hareket eder hale geldiler.
Bulundukları sosyal çevrede, ortamlarda, örnek alacak, idol
insanlar aradıklarını ve bu insanları bulmakta zorlandıklarını
ifade ediyorlar.
Hatta bu gençler...
Adorno'nun kültür endüstrisi kuramında ki bireye
“biricikliği”/“tek kullanımlık” olmak üzerine
düşünce yapısını inşa etmek yerine
Ailelerin bu gençlerdeki erozyonu görmeleri ve arayışa
girmeleri…
Acil koduyla el atılması gereken bir durum.
Genç kuşak üniversite öğrencilerine daha önce
inandığınız ama şimdilerde inanmadığınız bir şey var mı?
diye sorduğumda aldığım cevap benim kanımı dondurdu.
Verilen cevap Allah’tı
Tövbe haşa.
Önceden Allah’a inanan şimdilerde inanmayan bu gençler bu bakış
açısına nasıl sahip oldular?
İnanmaktan neden vaz geçtiler?
20 yıldan fazla bir süredir muhafazakar bir yapının, bakış
açısının iktidarda olduğu, yönettiği bu gençler bu iktidarla
birlikte yaşadı, büyüdü, yetişti ve yol aldı.
Bu yol ayrımına gelişte bu gençleri etkileyen sebepler;
psikolojik, sosyolojik, sosyo-politik, felsefi ve tecrübi
nedenlerine bakılarak araştırılmalıdır.
Gençlerin ateistik eğilimleri dikkate alınmalı ve özellikle
bunun sosyolojik sonuçları düşünülmelidir. Bu problem öncelikle
iman-küfür denkleminde değil, ahlak bağlamında ele alındığında
gençlerin inanç dünyalarına hitap edecek çözümler üretilmesi
kolaylaşacaktır.
Son dönemde gerek ülkemizde gerekse dünyada yaşanan hadiseler
gençleri dine karşı olumsuz etkilemiş görünmektedir.
Dinî olduğunu iddia eden bir örgütsel yapının devlete hükmetme
çabası doğrultusunda devlet içinde haksız kadrolaşması ve
nihayetinde silahlı bir darbe girişiminde bulunması,
Bunun karşısında, muhafazakâr iktidarın, dini ritüellere
hassasiyeti olan bir iktidarın adalet ve liyakat konusunda
eleştiriye açık politikası gençlerin dine tepki gösterme sebepleri
arasındadır.
İkinci önemli etken sosyo-kültürel faktördür.
Modern kent yaşamının dinamikleri hayata eklenince, din adeta
zihinlerden ve reel hayattan çekilmeye yüz tuttu. Oysa ki iş hayatı
planlanırken dini yaşam tarzı ve seküler yaşam tarzı dikkate
alınarak planlamalar yapılabilir. Aynı durum üniversitelerde de
uygulanmalıdır.
Din artık kıssalara, rüya yorumlarına, tarikat-cemaat
yapılanmalarına, ilahiyat tartışmalarına meze edilmiş durumda.
Oysa ki en kıymetli olan din her şartta değerli olandır.
Maneviyatın olmadığı bir yapı düşünülemez. Din bu çağın gençlerini
uzaklaştıran bir argüman değil, insanları içine çeken, inanç
dünyasını şekillendiren sağlıklı bir yapı olarak devam
etmelidir.
Kitleleri insanları hayata dine
karşı duyarsızlaştıran popüler medyatik
kültür mü?
Paranın, statünün, mevkinin, makamın hayatımızda ki
şeytani gücü mü?
Bu hassas konuda devletin ilgili kurumları özellikle
Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin , Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş konuyla ilgili sorunun
ivedilikle çözüme ulaşması konusundaki hassasiyetlerini önemle arz
ederim.
Gençler bizim yarınlarımız