CHP seçmeninin heyecanı

CHP’nin içindeki derin alevi kitle reaksiyon verecek mi? CHP’nde yaşanan istifalar, kopmalar  devam mı edecek, Ya da tüm gidenler bir şekilde geri mi gelecek?

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

CHP’sinin yeni genel başkanı Özgür Özel, CHP'nin içindeki çalkantılara değil de;

CHP’ne oy vermiş umut bağlamış,

13 yıl boyunca derin bir bekleyişle yol almış,

Değişim için harekete geçmiş,

Seçmenine bakmalı ona göre planlama yapmalıdır.

Diğer taraftan

CHP’nin içindeki derin alevi kitle reaksiyon verecek mi?

CHP’nde yaşanan istifalar, kopmalar  devam mı edecek,

Ya da tüm gidenler bir şekilde geri mi gelecek?
Önemli olan bu sorunların üzerine gitmektir...

Kitleler...
Sokaktaki sıradan insan...
Sokağı küçümseyen özel semtlerin, ilçelerin, sitelerin, özel insanları...

Akademisyenler…

Sanatçılar, ressamlar…

Plaza çocukları...

Hayatın sadece kendi varlığı üzerinden ivme kazandığına inananlar…

Dünya yansa umurunda olmayan

Şimdilerde çok telaşlılar, yerel seçimlerde silip süpüren olmak için.

Hayattan bu denli kopuk insanlar,

Ne kadar insana, seçmene dokunur bilinmez.

Bildiğim en önemli şey CHP’nin daha bir sola kayarak siyaset yapmaya çalışması ve kitleleri konuşturması.

Başarıyı elde etmesi için oldukça iştahlı davranmasıdır.

Genç Kuşakta İnanç Sorunu Var

Genç kuşaklar, üniversite gençliği kendileri yetiştiren muhafazakar ailelerinden kopmaya başladılar.

Anne babalarının düşünce yapısının tam tersi istikametinde olma zorunluluğuyla hareket eder hale geldiler.

Bulundukları sosyal çevrede, ortamlarda, örnek alacak, idol insanlar aradıklarını ve bu insanları bulmakta zorlandıklarını ifade ediyorlar.

Hatta bu gençler...

Adorno'nun kültür endüstrisi kuramında ki bireye “biricikliği”/“tek kullanımlık” olmak üzerine düşünce yapısını inşa etmek yerine

Ailelerin bu gençlerdeki erozyonu görmeleri ve arayışa girmeleri…

Acil koduyla el atılması gereken bir durum.

Genç kuşak üniversite öğrencilerine daha önce inandığınız ama şimdilerde inanmadığınız bir şey var mı? diye sorduğumda aldığım cevap benim kanımı dondurdu.

Verilen cevap Allah’tı

Tövbe haşa.

Önceden Allah’a inanan şimdilerde inanmayan bu gençler bu bakış açısına nasıl sahip oldular?

İnanmaktan neden vaz geçtiler?

20 yıldan fazla bir süredir muhafazakar bir yapının, bakış açısının iktidarda olduğu, yönettiği bu gençler bu iktidarla birlikte yaşadı, büyüdü, yetişti ve yol aldı.

Bu yol ayrımına gelişte bu gençleri etkileyen sebepler; psikolojik, sosyolojik, sosyo-politik, felsefi ve tecrübi nedenlerine bakılarak araştırılmalıdır.

Gençlerin ateistik eğilimleri dikkate alınmalı ve özellikle bunun sosyolojik sonuçları düşünülmelidir. Bu problem öncelikle iman-küfür denkleminde değil, ahlak bağlamında ele alındığında gençlerin inanç dünyalarına hitap edecek çözümler üretilmesi kolaylaşacaktır.

Son dönemde gerek ülkemizde gerekse dünyada yaşanan hadiseler gençleri dine karşı olumsuz etkilemiş görünmektedir.

Dinî olduğunu iddia eden bir örgütsel yapının devlete hükmetme çabası doğrultusunda devlet içinde haksız kadrolaşması ve nihayetinde silahlı bir darbe girişiminde bulunması,

Bunun karşısında, muhafazakâr iktidarın, dini ritüellere hassasiyeti olan bir iktidarın adalet ve liyakat konusunda eleştiriye açık politikası gençlerin dine tepki gösterme sebepleri arasındadır.

İkinci önemli etken sosyo-kültürel faktördür.

Modern kent yaşamının dinamikleri hayata eklenince, din adeta zihinlerden ve reel hayattan çekilmeye yüz tuttu. Oysa ki iş hayatı planlanırken dini yaşam tarzı ve seküler yaşam tarzı dikkate alınarak planlamalar yapılabilir. Aynı durum üniversitelerde de uygulanmalıdır.

Din artık kıssalara, rüya yorumlarına, tarikat-cemaat yapılanmalarına, ilahiyat tartışmalarına meze edilmiş durumda.

Oysa ki en kıymetli olan din her şartta değerli olandır. Maneviyatın olmadığı bir yapı düşünülemez. Din bu çağın gençlerini uzaklaştıran bir argüman değil, insanları içine çeken, inanç dünyasını şekillendiren sağlıklı bir yapı olarak devam etmelidir.

Kitleleri insanları hayata dine karşı duyarsızlaştıran popüler medyatik kültür mü?

Paranın, statünün, mevkinin, makamın hayatımızda ki şeytani gücü mü?

Bu hassas konuda devletin ilgili kurumları özellikle Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin , Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş konuyla ilgili sorunun ivedilikle çözüme ulaşması konusundaki hassasiyetlerini önemle arz ederim.

Gençler bizim yarınlarımız