CHP seçimlerde fark attı
Abone olİnternethaber, kurultay hazırlığı içinde olan CHP'nin tarihini ve partinin dönüm noktalarını yazdı.
İnternethaber Yazarı Barış Yarkadaş'ın
hazırladığı dizinin ikinci
bölümünde, CHP'nin
çok partili sistemde kazandığı ilk seçimleri ve
diğer dönemleri okuyacaksınız.
2
ALTI OK'UN ÖYKÜSÜ
Mustafa Kemal 10 Mayıs 1931'deki kurultayda üyelere bir
program sundu. Programa, tüzükten ayrı olarak
"Devletçilik" ve "Devrimcilik"
ilkeleri de eklendi. Böylece, partinin simgesi haline gelecek olan
"Altı Ok"un ilkeleri de belirlendi. Ok,
ileri gitmeyi ve simgeliyordu.
MUSTAFA KEMAL'İN KATILDIĞI SON KURULTAY
Mustafa Kemal, 1935 yılına gelindiğinde
CHF'yi son bir kez daha topladı.Bu kurultayda,
fırkanın adı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olarak
değiştirildi. Parti tüzüğüne konulan maddelerle, parti ile devletin
kaynaştırılması yoluna gidildi. 18 Haziran 1936'da Parti
Genel Başkan Vekili İsmet İnönü'nün yayınladığı genelge ile parti
ile hükümetin birleştirilmesi kararı uygulamaya sokuldu.
Genelge ile, İçişleri Bakanı'nın parti yönetim kurulu üyeliğine
alındığı ve genel sekreterlik görevinin verildiği, illerde
parti il başkanlıklarına il valisinin getirildiği belirtildi.
Atatürk'ün yerine "Milli Şef"
Mustafa Kemal Atatürk'ün 10 Kasım
1938'deki ölümüyle birlikte Parti bir kez daha kurultaya
gitti. 1. Olağanüstü Kurultay adı verilen bu
kurultayda, Atatürk'e "Ebedi Şef" İnönü'ye ise
"Milli Şef" unvanı verildi. İnönü'nün
Genel Başkan seçildiği kurultayda, Genel Başkan
Yardımcılığına Başbakan Celal Bayar, Genel
Sekreterliğe İçişleri Bakanı Refik Saydam
getirildi. Bunun ardından ise 1939 yılında
bir kurultay daha toplandı. Bu, tek parti
döneminin son kurultayıydı. 2 Ocak 1946'da
CHP'den ayrılanların kurduğu Demokrat Parti,
çalışmalarını hızlandırdı. Celal Bayar parti çalışmalarını tüm
yurtta anlatmaya başladı. 1946'da 2.
Olağanüstü Kurultay'a giden Milli Şef İsmet
İnönü, yeni seçim tasarısının kanunlaşmasıyla birlikte,
"serbest seçimlere gidileceğini" söyledi.
İnönü'nün sözleri, çok partili sistemin ilk seçimlerinin de
habercisiydi.
İKİ PARTİLİ SİSTEMDE İLK SEÇİM CHP'NİN
Çok
partili sistemin ilk seçimi 21 Temmuz 1946'da
yapıldığında, sonuç Demokrat Parti için hüsrandı.
Seçimler sonucunda CHP 396, DP 62
milletvekili çıkardı, 7 milletvekili de bağımsız olarak
meclise girdi. Seçim sonuçlarının ilanından sonra DP,
seçimlere hile karıştırıldığını iddia etti. Bu tartışma yıllarca
sürdü. Ancak değişen birşey olmadı. 14 Mayıs 1950'de
yapılan seçimler ise CHP'nin 27 yıllık iktidarının sonu oldu.
Ülkenin her yanında CHP'nin politikalarını eleştiren
Demokrat Parti, "Her mahallede bir milyoner
yaratacağız" iddiasıyla alanlara çıktı. Bu söz,
Celal Bayar'ın olmasına rağmen, yıllar sonra,
sanki Adnan Menderes'in sözüymüş gibi yansıtıldı.
Milyoner yaratma iddidasının sahibi Bayar, "iyi bir hava"
yakalamıştı. Yoksulluktan ve tek parti uygulamalarından bunalan
halk, tercihini DP'den yana kullandı.
Demokrat Parti (DP) oyların yüzde 53,3'ünü
(4.241.393) alarak 408 milletvekili çıkardı ve tek
başına iktidara geldi. CHP, 3 milyon 176 bin 561 oy ile 69
milletvekilliğinde kaldı. Seçim sonuçlarının
kesinleşmesinin ardından, 22 Mayıs'ta Celal Bayar
Cumhurbaşkanlığına, Refik Koraltan Meclis Başkanlığına
seçildi. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Adnan Menderes
de aynı gün kabinesini açıkladı. İnönü ise,
"Memleket için muhalefette görev yapmak da
şereftir" diyordu.
14 Mayıs seçimleriyle birlikte neye uğradığını şaşıran
CHP 29 Haziran'da hemen yeni bir kurultay
topladı. Bu kurultayda İnönü yeniden genel başkan seçildi.
Ancak CHP'de artık huzursuzluk başlamıştı bir
kere... 16 Eylül 1951 ara seçiminde CHP'nin aldığı ağır
yenilgi ise, yeni bir kurultayın daha
habercisiydi. Ancak 26 Kasım'da yapılan bu
kurultay İnönü'nün galibiyetiyle sonuçlandı. Kasım Gülek
yeniden Genel Sekreter oldu. Gülek ile İnönü,
sonraki yıllarda parti içinde çekişme yaşadı. Gülek, İnönü'nün
etkisini kıramadı.
Araya giren darbe
CHP kendi içinde bu sancıyı yaşarken, 27 Mayıs
1960'da askerlerin yönetime el koyması, parti içi
mücadeleyi bir süre kesintiye uğrattı. 1961 yılında yapılan
kurultayda ise İnönü-Gülek çekişmesi iyice su yüzüne çıktı
ve partinin tüm organlarını sardı. Öyle ki; İnönü
bu Kurultay'da "ya o ya ben" diyerek, delegeye
tercih yapması yönünde iki seçenek sundu. Delegenin oyu İnönü'den
yanaydı. Gülek ve İnönü çekişmesi sürerken, Ankara
Milletvekili Bülent Ecevit verdiği bir önergeyle dikkatleri üzerine
çekiyordu. Ecevit'in önerisi üzerine bir süre sonra
yapılacak seçimlerde, genel merkeze, yüzde 15'i geçmemek üzere aday
gösterme yetkisi de verildi. Kurultay sonunda, "Temel Hedefler
Bildirisi" yayınlandı
15 Ekim 1961'de nisbi temsil sistemine göre yapılan genel
seçimlerde ise, CHP yüzde 36.7'lik oy oranı ile
173 milletvekili, Adalet Partisi
(AP) ise yüzde 34.8'lik oran ile
158 milletvekili çıkardı. CHP Genel
Başkanı İsmet İnönü, 20 Kasım 1961'de koalisyon hükümetini
kurdu. CHP koalisyonda olmasına rağmen, bir yandan da
Kasım Gülek- Nihat Erim çekişmesine sahne oldu.
Partiden bir yıl için uzaklaştırılan Erim'in dönüşüyle birlikte
Parti 17. Kurultay'a hazırlandı.
PARTİ KAN KAYBEDİYOR
CHP
İnönü-Erim-Gülek arasındaki tartışmalara sahne
olurken, parti her seçimden daha büyük bir oy
kaybıyla çıkıyordu. 27 Mayıs darbesiyle birlikte kapatılan
Demokrat Parti'nin geleneğini devam ettiren
Adalet Partisi ise oylarını yükseltiyordu. Ancak
takvimler 12 Mart 1971'i gösterdiğinde, Türkiye on
yılda bir düzenli olarak yapılan askeri darbelerin
ikincisine tanıklık ediyordu. Darbe gerçekleştiğinde,
Başbakanlık görevini yürüten Süleyman Demirel, çareyi
istifa etmekte buldu.
YENİ BİR TARTIŞMA BAŞLIYOR
Askerler, darbenin ardından
istifa eden Demirel'in yerine, 19 Mart'ta
CHP'den ayrılan Nihat Erim'e
hükümeti kurma görevini verdi. Erim ilk hazırlıklarına başlarken,
CHP'de ise yeni bir tartışma başladı:
Hükümete katılalım mı?
Bu öneriyi getiren İsmet İnönü'ye, 20 Mart'ta ilk
karşı çıkan Genel Sekreter Bülent Ecevit oldu.
Tartışma büyüyünce, Ecevit görevini bıraktı.
Merkez Yönetim Kurulu'nun da Ecevit'le birlikte hareket etmesi
sonucu, tartışma çatışmaya dönüştü. İnönü, hemen partiyi toparladı.
Parti Meclisi yeni atamalar yaptı ve Şeref
Bakışık, Genel Sekreter oldu. Bir süre sonra ise Bakışık
da görevinden ayrıldı.
Bakışık'ın da istifa etmesiyle birlikte yeni bir atama yapıldı.
Ancak "kazan bir kez kaynamaya başlamıştı".
Partideki huzursuzluğu giderebilmek amacıyla tarafların önerisiyle
birlikte, yeni bir kurultaya gidildi. Bu kurultay,
aynı zamanda CHP'de yeni bir dönemin
başlayacağının da habercisiydi.
MİLLİ ŞEF ÇEKİLİYOR
CHP tarihinde 5. Olağanüstü Kurultay olarak adlandırılan
bu seçim, Zonguldak Milletvekili Bülent Ecevit ve
İsmet İnönü'nün dişe diş mücadelesine tanık
olacaktı. Kurultaya gitmekteki amaç "parti içindeki
mücadelenin çözümü"ydü. Tüm kurultay delegeleri bu amaçla
5 Mayıs 1972'de toplandı. İnönü, kurultayda yaptığı konuşmada,
"Kurultayın toplanmasına neden olan anlaşmazlık, hem benim
hem Bülent'in birlikte görev almalarıyla çözülemez" dedi.
Ecevit ise Kurultay konuşmasında, İnönü'yü denge politikası
izlemekle suçladı. 7 Mayıs'ta yapılan güven oylamasında
Ecevit yanlısı parti meclisi, 507'ye karşılık 709 oy ile
kurultaydan güvenoyu aldı. Bu sonuç üzerine İsmet
İnönü, 8 Mayıs 1972 tarihinde, 33 yılı aşkın bir süredir
bulunduğu genel başkanlık görevinden istifa etti.
YARIN:
Ecevit: Yeni bir dönemin habercisi