CHP Onur Yaser Can'ı gündeme taşıdı!
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya, Onur Yaser Can ve annesi Hatice Can’ın intihar etmesi olayını sordu.
TBMM Başkanlığı’na Bakan Efkan Ala’nın yazılı cevaplaması
istemiyle soru önergesi veren Sezgin Tanrıkulu, "İstanbul'da 2
Haziran 2010'da gözaltında polis tarafından maruz bırakıldığı
hakaret, işkence ve taciz nedeniyle intihar eden 28 yaşındaki mimar
Onur Yaser Can'ın ardından annesi Hatice Can da yaşadığı acılara
dayanamayarak yaşamına son vermiştir. Genç bir insan, devletin
güvenlik görevlilerinin insanlık dışı muamelesine maruz kalarak
hayattan koparılmış ve bir anneye dünyanın en büyük acısı
yaşatılmıştır, ki o anne de, yaşadığı acılara dayanamayarak intihar
etmiştir." dedi.
CHP’li Tanrıkulu, bu bağlamda Ala’ya şu soruları yöneltti:
"Onur Yaser Can’ı, 2 Haziran 2010 yılında İstanbul’da gözaltına
alan polisler ve emri veren amirlerin isimleri nedir?
Onur Yaser Can hangi gerekçe ile gözaltına alınmıştır?
Gözaltı sırasında Onur Yaser Can’ı sorgulayan polisler ve amirlerin
isimleri nelerdir?
Onur Yaser Can’ın gözaltına alındığı ailesine veya herhangi bir
yakınına haber verilmiş midir?
Onur Yaser Can’ın gözaltına alındığında kanuni zorunluluk olan
"Giriş Doktor Raporu" alınmış mıdır?
Alınmışsa raporun sayı ve tarihi nedir? Hangi sağlık kuruluşu veya
görevlisi tarafından düzenlenmiştir?
Onur Yaser Can’a, götürüldüğü Narkotik Şube Müdürlüğü’nde hangi
işlemler yapılmıştır?
Polisin burada Onur Yaser Can’a işkence ve kötü muamelede
bulunmadığına dair herhangi bir kanıt var mıdır?
Onur Yaser Can’a ‘Çıkış Doktor Raporu’nu düzenleyen sağlık
görevlisinin adı nedir? Bu raporda hangi bulgular yer almaktadır?
Bu raporun polisin etkisi altında hazırlandığı iddiaları doğru
mudur?
Onur Yaser Can hakkında Savcının salıverilmesine yönelik talimatına
rağmen daha sonra yeniden emniyete götürülmesinin gerekçesi
nedir?
Bir insan, iki defa ifadesi alındıktan sonra üçüncü defa ifadeye
çağrıldığında kendini balkondan aşağıya atıyorsa burada polisin
güvenlik unsuru olduğundan söz edilebilir mi?
Haklarında bilgisayardaki imaj kayıtlarında oynama yaptıkları
iddiasıyla resmi belgede sahtecilikten fezleke düzenlenen ve ceza
alan polislerin adları nedir?
Polis eğer herhangi hukuka aykırı bir işlem yapmadı ise neden
kamera görüntüleriyle oynama gereği duymuştur?
İstanbul Valiliği işkenceyle suçlanan polisler hakkında neden
soruşturma izni vermemiştir?
Dönemin Narkotik Şube Müdürü Cengiz Melbeyoğlu ve Komiser Hakan
Aydın ile polis memurları
Muhammet Ongun, Şükrü Velioğlu, Yunus Başay ve Onur Ülker hakkında
bakanlığınızca herhangi bir işlem yapılmış mıdır? Bu kişiler şu
anda nerede ve hangi görevleri yürütmektedirler?
Olayın sorumluları hakkında Bakanlığınızca herhangi bir soruşturma
yapılmış mıdır?
Kamere görüntülerinin kurtarılması veya orijinal kayıtların yeniden
incelenmesi için herhangi bir işlem yapılacak mıdır?"