Bir eski CHP'ye bakın, bir de yeni
CHP'ye...
Ayla güneş gibi...
Gece ile gündüz gibi...
Evet, bu kadar büyük fark var.
***
Efendim seçime az bir zaman kala, Kemal Kılıçdaroğlu
"bedelli askerlik" konusunda vaatte bulunmuş.
Başbakan da kızıyor:
-Bedelsiz atıyorlar.
Bedelli, bedelsiz!
Kiminin seçim derdi var, kiminin de bedelli derdi.
Yıllardır bedelli sıkıntısı gündemde değil mi?
O halde neden CHP'ye kızıyoruz?
Siyasi bir partiden siyaset yapmak beklenir.
CHP'de onu yapıyor...
Ve doğru yapıyor...
***
Aile sigortası konusunda da CHP'ye burun kıvıranlar var.
-Olmaz.
Niye kardeş, niye olmaz?
-Olmaz.
Gerekçe yok...
***
Bir arkadaşım, CHP'yi çamur deryası içinde futbol oynayan bir
takıma benzetti.
AK Parti ise çim saha da istediği gibi top koşturuyor arkadaşıma
göre.
Yalan mı?
Yanlış mı?
AK Parti ile CHP aynı şartlarda mı siyaset
yapıyor?
Tayyip Erdoğan, yıllardır heybesini doldurmuş,
üstelik siyasi iktidarın da avantajını
kullanıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ise, yaşlı siyasetçilerin
elinde heba olan eski CHP'yi yenilemeye
çalışıyor.
Hal böyle olunca, tabii ki Kemal Bey'in attığı şutlar ya da verdiği
paslar yerini bulmuyor, bulamıyor. Tayyip Erdoğan'ın her attığı
topu filelerle buluşturması, yılların tecrübesinden, karizmasından
ve elindeki iktidar gücünden kaynaklanıyor.
Daha basit bir ifadeyle, Başbakan saha ve seyirci
avantajını kullanırken, Kılıçdaroğlu geçmişteki hatalar yüzünden
sahası kapatıldığı için, hep deplasmanda
oynuyor.
***
Kolay mı deplasmanda puan almak?
Kolay mı, lider takım ile aradakı 20 puanlık farkı kapatmak?
Yeni bir takım, yeni bir teknik direktör, yeni bir kadro...
Bu takım iyi şeyler de yapmaya başladı.
Şampiyon olamasa da gelecek için güven vermesi önemlidir.
O halde, tahammül ve sabır...
Sabrı taşanlar için eski ile
yeniyi karşılaştırmayı tavsiye ediyorum.