CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan’ın Şemdinli’deki
açıklamalarının ardından partisinin grup toplantında hepimizin
yüreğine su serpen şu açıklamaları yapmıştı:
- “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı hukuki kimliktir!.. Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlığı Türk milleti yerine ikame edilemez!.. Türk
milleti tanımını kafanın içine sokacaksın!.. Türk milleti demekten
korkmayacaksın!.. Türk milleti demenin kimsenin etnik kimliğine
tecavüz olmadığını bileceksin!..”
Baykal’ın bu sözleri CHP’nin geçmişteki hatalarını önemli ölçüde
telafi eder bir mahiyet arz ediyordu. Çünkü 1991 seçimlerinde SHP,
DEP’le seçim ittifakı yapmış ve PKK’nın siyasallaşmasının ve Leyla
Zana ve arkadaşlarını meclise taşımanın vebalini üstlenmişti.
SHP’nin bu hataları bununla da bitmiyordu. Erdal İnönü döneminde
hazırlatılan Güneydoğu raporu tam PKK’nın isteklerini içerir
tarzdaydı. SHP ve CHP’nin hatalarını saymakla bitmez…
Ama Deniz Baykal’ın son açıklamalarını tam Atatürk’ün partisine
yakışır açıklamalar olarak algılamaya başlamıştık ki yine CHP’li
bir milletvekilinin Roj TV’ye açıklamalar yaptığını öğrendik. CHP
Hakkari Milletvekili Esat Canan, Şemdinli olaylarını
değerlendirdiği Roj TV röportajını üstüne üstlük savunuyordu. Bu
televizyon bazı milletvekili arkadaşlarımızın demeçlerini de
yayınlıyordu diyerek, bu televizyonda başka milletvekillerinin de
konuşma yaptığını belirtiyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
Roj TV muhabirinin içeri alınması sebebiyle Danimarka’daki basın
toplantısını terk etmesi, teröre karşı dik durulması gerektiğinin
mesajını vermişti. Ama Deniz Baykal’ın açıklamalarına rağmen,
CHP’li bir milletvekilinin bu televizyona röportaj vermesi, CHP
içersinde de bir görüş birlikteliğinin olmadığını ortaya
koymaktadır.
CHP, net politikalarını ortaya koymadığı sürece bu halkın tercihi
olamayacaktır. Çünkü hem içinde Kemal Derviş’leri
barındıracaksın... Hem emperyalizme karşıyım diyeceksin... Hem,
AKP’nin terör konusundaki politikalarını eleştireceksin hem de
kendi partinden bazı milletvekilleri terör örgütünün yayın organına
beyanatlar verecek… Parti içinde görüş birlikteliğini sağlayamamış
bir CHP’nin gerçekten ana muhalefet görevi yapabileceğine siz
(CHP’liler de dahil) inanıyor musunuz?..
TÜRKLÜK ALT KİMLİK Mİ?
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı sıfatı ile ‘Türk kimliğini’
tartışmaya açan Erdoğan, nihayet 22 Kasım 2005 tarihli AKP grup
toplantısında şöyle konuştu:
“Türkiye bir mozayiktir!.. Türk Türk’üm, Kürt Kürtüm, Laz Lazım,
Çerkez Çerkezim diyecek!.. Ancak hepimizi birleştiren üst kimlik
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır!..”
Bana göre CHP’nin ana muhalefet partisi olarak sürekli gündemde
tutması gereken Başbakan’ın bu talihsiz beyanatıdır. Türk, bu
coğrafyada hiçbir zaman alt kimlik olmamıştır. Olmayacaktır da…
Çünkü bu ülkenin adı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Atatürk’ün partisi
CHP bu noktada kıyameti koparması gerekir ki bunu göremiyoruz.
Mozayik, eşit parçaların bir araya gelmesinden oluşur, size
soruyorum Türkiye Cumhuriyeti’nde Türk’den başka hangi alt kimliğin
nüfusu Türk milletine yakındır. Batılıların hazırladığı abartma
rakamlara bakmayın siz. Onlara bakarsanız Türkiye’de Türk olmadığı
gibi bu kendini azınlık saydırmaya çalışan grupların toplamı
Türkiye nüfusundan bile fazla çıkar. Türkiye Cumhuriyeti’nde açık
ve net söylüyorum gayri müslimlerden başka azınlık yoktur. Bu
Lozan’la da tescillenmiştir. Bunlar da Ermeni, Rum ve
Yahudi’lerdir. Ve bu azınlıklar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları
olarak bu ülkenin bütün azınlık haklarından
yararlanmaktadırlar.
Türklüğü alt kimlik sayan zihniyetle sadece ana muhalefet partisi
değil bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü, üniter yapısını savunan
bütün partiler ve sivil toplum kuruluşları mücadele etmelidir.
Bugün CHP yi işlememizdeki amaç CHP’nin son açıklamalarındaki
“Ulusalcı” duruşu bizzat kendi içindeki milletvekilleri tarafından
bozulmasıydı.