CHP Cumartesi günü olağanüstü toplandı ve "Barış Süreci"'nin
parti içindeki sınırlarını belirledi. İçerideki kanatları tek çatı
altında toplamayı amaçlayan bu toplantının asıl hedefi partinin
kendi içerisindeki tutarlı duruşunu belirlemekti. Partililerin
görüşlerini tek tek dinleyen Kılıçdaroğlu daha sonra söz alarak
partinin bu soruna ve çözüme bakış açısının aslında değişmediğini
de vurgulayarak Başbakan'dan da bir açıklama beklediklerini
söyledi.
CHP'nin çözüm sürecinde kabul edemediği, Abdullah Öcalan'ın
muhatap alınması. CHP lideri, görüşmelerin sonunda sadece tek
tarafın açıklama yapmasını da doğru bulmuyor. Peki ne istiyor?
Şeffaf bir görüşme olsun, Öcalan direk muhatap alınmasın, bir akil
heyeti oluşturulsun ve mecliste görüşülsün.
CHP içerisinde sürece destek vermek istemeyen, süreci
eleştirenlerin de, sürece zarar vermemesi için konuşmalarından yana
değil Kılıçdaroğlu. Bir bakıma bu konuda Başbakanla hemfikir. Ama
onu en çok rahatsız eden konuların başında da Başbakanın İmralı'dan
gelen açıklamalar karşısında suskun davranması. CHP lideri,
Başbakanın çıkıp süreçte konuşulanları, yapılan "pazarlıkları"
anlatmasının doğru olacağı görüşünde.
Ok yaydan çıktı, gözler Nevruz günü Öcalan'dan gelen
açıklamalarda. İmralı'ya gidecek üçüncü heyetin getireceği çözüm
önerileri ve yapılması gerekenler merakla bekleniyor. Sürecin şekli
şemali bu görüşmeden sonra belirginleşecek, neye benzediğini asıl o
zaman hep birlikte göreceğiz.
CHP'nin Başbakan'dan beklediği açıklama da belki bu görüşmeden
sonra gelir. Parlamentoda MHP haricinde herkes süreç konusunda
oldukça hassas fakat CHP yine de adımlarında dikkatli olmaya
kararlı. Kendi seçmenini de kızdırmak istemeyen CHP'nin duruşu da
görüşmelerin tarafları kadar zor. Önümüzdeki hafta yaşanacak
gelişmeler süreci nereye götürecek, süreç kaç adım ileri gidecek,
geri adım var mı, bekleyip göreceğiz. Tüm Türkiye Nevruz
Bayramı'nda yaşanacak gelişmeye kilitlendi diyebiliriz.