CHP kurultayında yumruklar konuştu
Abone olCHP'nin 12. Olağanüstü Kurultay'ında Deniz Baykal muhaliflere çapulcu deyince ortalık karıştı. Yurmuklar havada uçuştu. İzmir milletvekili Muharrem Toprak'ın kaşı patladı.
CHP'nin 12. Olağanüstü Kurultayı gergin geçiyor. Genel Başkan
Deniz Baykal muhalefete sert çıkışırken, kurultayda yumruklaşmalar
oldu. İzmir milletvekili Muharrem Toprak'ın kaşı patladı. Olaylar
CHP lideri Deniz Baykal'ın konuşması ve sonrasında yaşandı.
Delegeler arasında küfürler hava uçtu. Milletvekilleri kendi
aralarında adeta boks maçı yaptı. Baykal da konuşmasında
muhaliflere gözdağı verdi tasfiye sinyali verdi. Baykal onları
tasfiye edeceğini söyledi. Meydanı afiş asanlara bırakmayacağını
belirten Baykal, "bayrağı ancak kurultayda bırakırım" dedi. CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal, kurultayda seçilmiş bir genel başkan
olarak bütün partililerden saygı beklediğini ifade ederek,
''Baykal'a evet ya da hayır deme yetkisi sokak çapulcularının
değil, delegenin işidir'' dedi. CHP'nin basına ve izleyicilere
kapalı olarak gerçekleştirilen 12. Olağanüstü Kurultay'ında divanın
seçilmesinden sonra kürsüye çıkan Genel Başkan Deniz Baykal, 2
saate yakın süren bir konuşma yaptı. Alınan bilgiye göre, Baykal,
CHP'nin ülke için yararlı politikalar ürettiğini, başta Irak sorunu
olmak üzere hukuktan, eğitime, yönetimin dinselleştirilmesi
çabalarına karşı önemli görevler yaptığını söyledi. CHP'nin devlet
kurmuş bir parti olduğunu kaydeden Baykal, ''cumhuriyetin tüm
kaleleri teker teker düşerken partisinin ayakta kalmayı
başardığını'' anlattı. CHP üzerine oyunlar oynandığını savunan
Deniz Baykal, kurultayı olağanüstü toplamasına neden olan sürecin
aslında 28 Mart yerel seçimlerinden önce başladığını belirtti.
Aralarında bazı medya grupları, iş çevreleri ve dış güçlerin de
bulunduğu kimi çevrelerin partisini ve kendisini yıpratmaya yönelik
bir çaba içerisinde olduğunu öne süren Baykal, yerel seçimlerin
ardından Genel Merkez önünde gösteri yapanları eleştirirken
''çapulcular'' nitelemesini kullandı. ''SAYGI BEKLİYORUM'' Deniz
Baykal, kurultay öncesi Ankara sokaklarında bilbordlara asılan
''CHP'ye evet, Baykal'a hayır'' afişlerine de dikkat çekerek,
sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ben seçilmiş bir genel başkanım. Beni
istifaya çağırıyorlar, neden istifa edeyim. Beni kurultay seçti,
elimdeki bayrağı ancak kurultaya teslim ederim. Gel kurultayda al,
başım, gözüm üstüne... Seçilmiş bir genel başkan olarak saygı
beklerim. 'CHP'ye evet, Baykal'a hayır' diyenler Baykal bu
kurultaydan güven oyu alıp çıkarsa ne hale düşecekler? Baykal'a
evet ya da hayır deme yetkisi sokak çapulcularının işi değil,
delegenin işidir. Kimler Baykal'la olmaz diyor; bütün sağcılar,
AKP'liler, MHP'liler... O zaman oraya git...'' Partili olmanın,
parti kurullarına saygı göstermekten geçtiğini belirten Baykal,
''(Biz Baykal'ı istemiyoruz) kampanyası başlatmak, partili olmaktan
çıkmak demektir'' diye konuştu. Baykal, kurultayın partisi
açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade ederek,
kurultaydan güçlenerek çıkacaklarını, sıçrama yapacaklarını ve
kendisinin de üzerine düşen görevi üstleneceğini kaydetti.
MİLLETVEKİLLERİNİN KAVGASI Baykal'ın konuşmasının ardından salon
içinde CHP İzmir Milletvekili Muharrem Toprak ve Vezir Akdemir
arasında tartışma başladı. İzmir delegasyonunun da katıldığı
tartışmada iki milletvekili yumruklaştı. Kavga sonucunda İzmir
Milletvekili Toprak'ın kaşından yaralandığı ifade edildi. Bu arada,
eski belediye başkanları ve kurultay delegeleri, zaman zaman,
kurultay salonu dışında kurulan basın çadırına gelerek,
gazetecilerle sohbet ettiler. CHP Gaziantep eski Büyükşehir
Belediye Başkanı Celal Doğan, buradaki konuşmasında, kurultayı,
''adına yakışır yani olağanüstü şartlarda yapılan kurultay, bu
şartları gerçekleştirenleri de tebrik ediyoruz'' diye eleştirirken,
''Milletvekillerini gazetelerde açıklanan gündemde ihanetle
suçladılar. Ancak onların savunmasını kapalı salonlarda alıyorlar.
Saddam bile dünyanın gözü önünde yargılandı. Böyle bir şey olur
mu?'' diye konuştu. Bu arada, CHP İstanbul Milletvekili Kemal
Derviş, kurultay salonuna saat 14.30'da gelirken, gazetecilerin
sorularını yanıtlamadı. CHP'nin onur üyelerinden Bedri Baykam da
kurultay salonuna girişinde bazı delegelerle tartıştı. Baykam'ın
basın mensuplarına açıklama yapmasına bazı delegeler, ''Partiyi
küçük düşürüyorsunuz, yıpratıyorsunuz. Gidip içeride konuşun'' diye
tepki gösterince tartışma yaşandı. 60 KİŞİ SÖZ İSTEDİ Baykal'ın
konuşmasının ardından muhalif delegeler toplantının basına ve
izleyicilere açık devam etmesi ve oylamaların gizli yapılmasına
yönelik bir önerge verdiler ancak bu önerge kabul edilmedi. Daha
sonra gündemde yer alan ''bazı milletvekillerinin yerel yönetim
seçimleri öncesinden başlayarak ısrarla sürdürdükleri parti
bütünlüğünü zedeleyen, parti çalışmalarına zarar veren, Türkiye'nin
gündemini saptıran faaliyetlerinin değerlendirilmesi ve bu konuda
kurultay iradesinin açıklanması'' maddesinin görüşülmesine geçildi.
Bu madde üzerinde söz almak üzere 60 delegenin başvuru yaptığı
öğrenildi. Konuşmaların 10'ar dakika ile sınırlandırıldığı
duyuruldu. CHP'nin eski Genel Sekreteri Adnan Keskin de
konuşmasında Baykal'ın ''Beni istemeyenler sağ partilere gitsin''
sözlerini eleştirerek, ''Bu partiden gitmesi gereken bir kişi varsa
o da sensin. Ben CHP'li doğdum, CHP'li öleceğim'' ifadesini
kullandığı öğrenildi. Bu arada, muhalif milletvekillerinden
İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci de toplantı devam
ederken, gazetecilere otel bahçesinde muhaliflerin kurduğu basın
çadırında açıklama yaptı. Ketenci, Baykal'ın olağanüstü tüzük
kurultayı için imza toplayan muhaliflerin önünü kesmek için taktik
bir hamleyle bu kurultayı yaptığını savundu. Deniz Baykal'ın
salondaki konuşmasında kendilerini ''Amerikancılıkla'' suçladığını
öne süren Ketenci, ''İçeride de söyledim, hırs aklın önüne
geçmemeli, hırs gelir, göz kararır, hırs gider, yüz kızarır. Allah
bizi yüz kızartacak işlerden korusun'' dedi. Ketenci, Deniz
Baykal'ın kurultayda güven oyu aldığı takdirde ''Muhaliflerin
defterini düreceği'' izlenimi vermeye çalıştığını savunarak,
gündemde yer alan muhalif milletvekillerine yönelik ifadelerin 12
Eylül döneminde askeri savcıların solcular için düzenlediği
iddianamelerle benzeştiğini söyledi. Öte yandan, kurultayın
yapıldığı Büyük Anadolu Oteli'ne giden ara yolda şüpheli bir paket
bulunduğu ve bölgenin güvenliğini sağlayan jandarmanın paketi
uzaklaştırdığı öğrenildi.