Yazar Nihat Genç’i bu ülkede tanımayan, bilmeyen yoktur!
Bu ülkenin aykırı yazarlarından..
Uzun yıllardır Ankara’da ikamet eden, Trabzon’un yetiştirdiği
hemşehirim olan aydınlardan…
ODA TV’de yazıyor, Ulusal TV’de konuşuyor…
Onu yönlendirmek mümkün değildir...
Öldürseniz de doğru bildiğini yazar!
Sağından, solundan nereden bakarsanız bakın adamı olmaz!..
Ulusalcı duruşundan bir adım şaşmamıştır…
Siyasi temelinde CHP olduğunu söylemek zor değil…
Ama bugünkü CHP yönetimi anlayışı değil…
İşte yazımın konusunu da Nihat Genç’in son yazısında CHP
yönetimine yaptığı eleştirilere ayırdım..
Çok ama çok ilginç sözler kullanmış...
Dikkate almaya değer...
Genç ODA TV’deki ‘CHP’deki dönüşüm insanın tuhafına
gidiyor’ başlıklı son yazısında Kemal Kılıçdaroğlu’nun
CHP’sine öylesine eleştiriler getirdi ki, özetleyerek
sizlerle paylaşmamak mümkün olmadı…
Bir sol aydının, bir sol partiye yönelik bu eleştirileri
son derece anlamlı, anlamlı olduğu kadarda yenilir yutulur cinsten
değil...
Öyle ise sözü Nihat Genç'e bırakalım..
***
“…..Henüz üç dört yıl önce yandaş medyanın
ekranlarına kurulup Ergenekon-Balyoz’a ve Silivri’dekilere küfür
edip dalgasını geçen solcu(!) yazarların CHP’li belediyelerle
sabaha kadar rakı içip türkü söylemeleri, CHP’deki bu hızlı kentsel
dönüşüm, insanın çok tuhafına gidiyor.
Delege seçimleriyle ‘etnik
sevkiyat’ tamamlandı, öteki CHP, mezhebi, dini, ırki
özelliklerin üstelik ideolojisiyle mahalli bir kültür CHP’de
iktidar oldu.
CHP’de hem ideoloji hem görüntü hem
de ‘yapı’ çoktan değişti.
Cumhuriyet’in partisi artık ‘Kürt
Alevi’ ya da ‘Alisiz Alevi’ (bunlar ne anlama
geliyor ve ne işe yarıyor sahiden bilmiyorum) ya da Tuncelilerin
dergahı haline getirildi.
Dar ideolojilerin bir kitle partisine omurga ve
beyin olmasına itiraz eden de kalmadı. CHP’nin geniş avlusu ve
bahçeleri tek tek yıkıldı. Cumhuriyet bu toprağın en muhteşem
parklarının çeşitliliği ve toplamıydı, yok
edildi.
CHP şehrin tam kalbinde şehrin asla kabul etmeyeceği
tek kültürlü bir yapıya teslim edildi.
Eserinizle övünün!
Mühendisler, akademisyenler, mimarlar, işçi
liderleri, zanaatkarlar, öğretmenler gibi meslek sahipleri
gitti, ‘etnik’ kimlikli yöneticiler parti kurumlarına
çuval-çuval, balya-balya dolduruldu, Ha gayret, sosyal
demokratların CHP’si AKP’den daha hızlı Orta-doğulu oluverdi hatta
ortaçağlı bir kimlik edindi, iftihar edin…
Kaşla göz arasında, tek ve vazgeçilmez siyasi ölçüsü
sosyal eşitlik olan bir partinin yüzde doksanı etnik demografik
yapıya teslim edildi.
CHP’de, şehrin bütün çeşitliliği ve renklerine,
işçisine, mühendisine, öğretmenine basamak basamak açılıp yükselen
o çok zengin renk, renk sosyal merdivenlerin yok edilmesi kimin
fikriydi?
CHP’nin sosyal meslek sahiplerinin ve çalışan
sınıfın ve aydınların olmadığı bir yer haline getirilmesine itiraz
eden de kalmadı.
CHP artık ‘kapalı’ bir yer, tıpkı asansörde
kilitli kalmışlar gibi.
Mahsur kalmış dış dünyayla temaslarını yitirmiş bu
kapalı durum sinema ve romanlarda şu fikirle öne
çıkar:
Panik sonrası çaresizlik ve eylemsizlik
hali.
Ve kapalı mekana sıkışıp kalmış insanlar o kapalı
yerden bir türlü çıkamayınca önce umutlarını yitirir sonra en
sevdikleriyle çatışmaya başlar (anne, baba, evlat, en yakın
arkadaş, birbirleriyle) ve psikolojileri keskinleşip cinnet haline
doğru sürüklenirler…”
***
Uzunca bir yazı kaleme alan Nihat Genç, CHP’ye yönelik özetle
bunları söylüyor…
CHP’nin bir asansöre, bir odaya sıkışıp kalma durumunu ise, ünlü
sinemacı Luis Bunuel’in 1962’de çektiği, vakti zamanında çok
tartışılan müthiş entel bir film olan ‘Mahveden Melek’in (El Angel
Exterminatör) konusunu detaylı şekilde örnek göstererek
anlatıyor…
Şimdi soralım;
Nihat Genç’in CHP’ye yönelik haklı veya haksız eleştirilerini
teraziye koysanız, haklı tarafı mı haksız tarafı
mı ağır basar!
Benim fikrimi mi sordunuz!
Nihat Genç CHP yönetiminin hakkını teslim
etmiş!..
Kyn:
http://odatv.com/chpdeki-donusum-insanin-tuhafigina-gidiyor-0811171200.html