CHP İstanbul'da cemaatin desteğini hissetti mi?
Abone olCHP İstanbul İl Başkanı Salıcı, seçimlerde Fethullah Gülen Cemaati’nin desteğini hissetmediklerini söyledi.
İstanbul seçim sonuçlarını değerlendiren Salıcı, Kadir Topbaş'ın başkanlığının meşruiyetinin vatandaş gözünde tartışmalı olduğunu iddia etti.
Salıcı, seçimden önce çok tartışan Cemaatin desteği için ise 'hiç hissetmedim' dedi.
CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, mütedeyyin seçmeni henüz CHP’ye oy vermeye ikna edemediklerini onları kazanmak için çalışacaklarını söyledi.
Salıcı, haber sitesi El Cezire'den muhabir İrfan Bozan'a ilginç açıklamalarda bulundu.
CHP, Mustafa Sarıgül ile girdiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışını kazanamadı. İstanbul’un 39 ilçesinden 13’ü CHP’deydi. CHP bu belediyelerini korudu ama sadece bir tane yeni belediye kazandı. Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde iddialıydınız. Niye olmadı?
Bu seçimleri sadece İstanbul’dan bakarak okumak gerçekçi değil. Bu seçimin adı yerel seçim olmasına rağmen genel seçim havasında geçti. Liderler sürekli miting yapıyorlardı, mitingler sırasında Türkiye’nin gündemi sürekli değişiyordu. Yerel seçimde konuşulması gerekenler konuşulmadı. AKP adayı Kadir Topbaş bir kampanya yapmadı. Tam tersine bizde ciddi bir heyecan ve kampanya ruhu vardı. İstanbul’da yürüyen kampanya seçimi almaya yetti mi? Hayır yetmedi. Ben başarıyı seçimi kazanmak olarak görürüm. Bizim yapmış olduğumuz kampanya bizi koltuğa ulaştırmadığı için biz bu seçimi kazandık diyemiyoruz.
Ortada CHP açısından bir başarısızlık olduğunu kabul ediyor musunuz?
Seçimi kazanamama anlamında bir başarısızlık var. Bunun koşullarına baktığınızda ortaya bambaşka bir hikaye, başarılı olmuş bir kampanya çıkıyor. 2009 yerel seçimlerinde yüzde 37 oy aldık, 2 buçuk milyon oya tekabül ediyor. 2011 genel seçimlerinde seçmen artmasına rağmen oy sayımız yine 2 buçuk milyona denk geliyor. Bu seçimde biz 3 buçuk milyon oy almışız. Yani oylarda yüzde 50 artış yapmışız. Yeterli olmuş mu? Hayır olmamış. Türkiye tarihine geçecek derecede şaibenin olduğu bir seçim geçirdik. Ortada başarılı bir kampanya var ama siyasi sonuca ulaşmadığı için teorik olarak bizim için başarısız bir seçim var.
İl Genel Meclisi sonuçlarında yüzde 7.4 olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) oyu Büyükşehir Belediyesi seçiminde yüzde 4’e düşmüş. CHP bir önceki yerel seçimde yüzde 37 almıştı. Bu seçim yüzde 40’ı buldu. Kaba bir değerlendirmeyle Mustafa Sarıgül MHP tabanı dışında başka tabandan oy alamamış gibi görünüyor. Bu değerlendirmeye katılıyor musunuz?
Sizin söylemiş olduğunuz verilere Saadet Partisi’ni (SP) ekleyelim. Saadet Partisi’nin 2009’da da, 2011’de de yüzde 5’in altında oyu yoktur. Bu seçimde Saadet Partisi neredeyse yoktu. Genel seçim havasından dolayı bu oylar AKP’ye gitti. MHP tabanının oylarının ise bir kısmının CHP’ye, bir kısmının da AKP’ye gittiği kanaatindeyim. Biz AKP seçmeninden de oy aldık. Yoksa oyumuzdaki 1 milyonluk artışı açıklayamayız.
Sizin 1 milyon artışınız seçmen sayısı artışıyla açıklanamaz mı? AKP’den seçmen kopardığınıza emin misiniz?
Evet biz AKP tabanından da oy aldık ama yetmedi. Biz Kadıköy’de, Şişli’de, Beşiktaş’ta kampanya yapmadık. Sultanbeyli, Bağcılar, Esenler, Esenyurt, Gaziosmanpaşa, Eyüp, Tuzla, Çekmeköy, Ümraniye, Beykoz gibi aslında bizim seçimi kazanmaya yakın olduğumuz ama muhalefette olduğumuz ilçeler üzerine kurduk. Bu 1 milyonluk oy artışında bu ilçelerin büyük katkısı var. Daha mütedeyyin yurttaşlarımızın yaşadığı, sosyo ekonomik seviye açısında daha düşük seviyede olan insanların yaşadığı yerlerden oy aldık.
CHP, Fatih, Bağcılar ve Üsküdar’da muhafazakar seçmenlere yakın gelecek dindar adaylarla seçmen karşısına çıktı ama Üsküdar dışında iddialı sonuç çıkmadı. Muhafazakar seçmenlerle CHP’nin yıldızı barışmıyor mu?
Aslında Bağcılar ve Fatih’te de artış oldu ama Üsküdar’da daha iyi sonuç aldık. Bu açıdan bakıldığında CHP’nin kendine mütedeyyin, diyen seçmen ile bir sorununun olmadığını ama kendine mütedeyyinim, diyen seçmenin henüz yeterince ikna olmadığı tespitini yapabiliriz.
Mütedeyyin kesime ulaşma çabanız sürecek mi?
Bu süreç devam etmeli, yeni başlamış bir süreç, biz bu stratejinin sonuçlarını bu seçimde aldık. Bu sonuçları bir zıplama tahtası olarak kullanarak daha sonra o kesimlerle daha sıcak bir temasa girerek CHP’yi anlatacağımız bir sürece girebiliriz.
Seçimde usulsüzlük yapıldığı iddialarında bulundunuz? Sizin elinizde İstanbul’daki 32 bin sandığın tüm tutanakları var mı?
Var.
Bu tutanaklara göre kazandığınız yer var mı?
Üsküdar’ı kazanma ihtimalimiz olduğunu görüyoruz. Küçükçekmece’de de benzer bir durum görüyoruz. Üsküdar için itirazımızın sonuçlanmasını bekliyoruz. Küçükçekmece için yapılan itiraz reddedildi. Sadece tutanaklardaki rakamlara bakmak doğru bir mantık değil. İptal edilen oylar var. İlçe seçim kurulu bir yerde iptal ettiği oyun aynısı için başka bir yerde başka bir karar vermiş. Bazı ilçelerde iptal edilen oylar üçüncü parti çıkıyor. Islak tutanaklar her şeyi açıklamıyor. Bu nedenle seçimlerin iptalini istiyoruz. Biz elimizdeki ıslak imzalı tutanaklarımız sayesinde 3500 sandıkta usulsüzlük olduğunu saptadık. Bizim itirazlarımızdan önce CHP ile AKP arasındaki oy farkı 800 bin civarındaydı. İtirazlarımızın ardından 600 bin civarına düştü.
Siz elinizdeki evraklara göre Kadir Topbaş kaybetti, biz kazandık diyebiliyor musunuz?
Diyemiyorum. Çünkü ne kadar usulsüzlük yapıldığını ben gördüğüm kadarı ile tespit edebiliyorum. Gördüğümün ötesinde bir şey var mı? Mum ışığında yapılan sayımların olduğunu görüyorum. Ben bir hırsızlığı tespit ettim, bu hırsızlığın daha büyük olmadığının teminatı var mı? Yok. 41 ilde aynı anda elektrik kesilir mi? Toplumun genelinin vicdanında bu seçimlere şaibe, hile karıştığı duygusu var. Elimizde karıştığına dair evraklar var. Bu seçim güme gitmiş bir seçimdir. Toplum vicdanında yaralı bir seçimdir. Koltuklarında oturan belediye başkanlarının meşruiyetleri tartışılabilir.
Siz şimdi Kadir Topbaş'ın meşruiyetini tartışıyor musunuz?
Vatandaş tartışıyor.
Siz CHP olarak tartışıyor musunuz?
Biz hukuka bağlı olması gereken siyasi partileriz. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), daha ötesinde Anayasa Mahkemesi kararlarını kabul etmek zorundayız. Biz devletle faaliyet yürüten siyasi partileriz ama vatandaş bunu kabul etmek zorunda değil. Biz bu seçim sürecinde sadece AKP ile değil devlet ile de mücadele ettik.
Devlet ile nasıl mücadele ettiniz?
Biz tek başına AKP ile mücadele etmedik. Esas itibariyle devletle mücadele ettik. Bir tek parti devleti yaratılmış durumda. Bizim muhatap olduğumuz devlet görevlilerinin çok büyük bir kısmı AKP’ye üye olmayan, gönlü AKP’de olan, oraya bir borç, vefa hisseden insanlar.
Hangi görevliler bunlar?
Kim var, kim yoksa. Nüfus müdürlüklerinden tutun ki bu işlerde en önemli yerlerden biridir. İstanbul’daki en üst merciye kadar. Yani devlete kaybettik. Bunu kaybetmeyi meşrulaştırmak için söylüyor değilim. Bu seçim döneminin koşullarını herkes doğru okuyabilsin, diye söylüyorum.
Kaybedilmiş bir seçim var. CHP içinde bir tartışma başlar mı?
Birilerinin kafasında bir hesap görme mantığı olabilir. Sonuçta burası bir siyasi parti. Ama partinin tabanının üyelerinin bir ortak vicdanı vardır. Suyun nereye akacağına ortak vicdan karar verir. Şu anda parti içinde bir genel başkanlık tartışması yok. Partililerimizin büyük bir kısmı oyumuzu artırdık, iyi bir kampanya yaptık ama yeterli sonucu alamadık duygusunda. CHP içinde bir tartışma çıkmaz.
İstanbul’da çıkar mı?
İstanbul’da da çıkmaz.
Fethullah Gülen Cemaati’nin desteğini hissettiniz mi?
Ben hissetmedim. Bize oy verdilerse de çok hissettirmeden vermiş olmaları lazım. Oy verdilerse teşekkür ederim.