Ben bu CHP'nin "Parti içi demokrasi" anlayışına
hayranım! Parti bildiğin kazan dairesine dönmüş.
Kılıçdaroğlu'nun adamlarına, "Nedir bu durum?"
diye soruyorsun. İki dudağını birbirine bastırıp bilgiç bilgiç,
"Parti içi demokrasi" diyor!
Ne derseniz deyin, kılıf hazır: Parti içi demokrasi!
Parti Meclisi'nde kurmaylar isyan bayrağı
açmış. Kılıçdaroğlu istifanın eşiğinden dönmüş?
Doğru, ama parti içi demokrasi!
Partinin ağır kurmayları, milletvekilleri ve belediye
başkanları ardı ardına istifa ediyor.
Parti içi demokrasi…
Teşkilatlar ayaklanmış. Şu ana kadar istifa edenlerin sayısı bin
200'e dayanmış. Parti teşkilatlarından binlerce kişi yollara
dökülüp Ankara'ya yürümeye hazırlanıyor.
O da parti içi demokrasi!
"E ama bugüne kadar PKK'ya ses çıkaran tek CHP'li
olan Eski CHP Tunceli İl Başkanı Ali Rıza Güder, partinin il
teşkilatını eleştirdiği için ihraç ettiniz?"
diye soruyorsun.
"O tamamen parti içi demokrasinin
gereği" diyor ya!
Yahu düşünebiliyor musunuz adamlar aday tanıtım toplantısında ya da
kurultaylarda birbirine giriyor. Yumruklar, tekmeler, küfürler,
hakaretler havalarda uçuşuyor.
Sorduğunda, buna bile "Parti içi
demokrasi" diyorlar!
Bakın şunu dinleyin:
İstanbul Maltepe Parti Teşkilatı Ankara'ya yürüme kararı alıyor.
Yürüyüşe geçmeden önce basına bir bildiri dağıtılıyor. Bildirideki
cümleleri aynen aktarıyorum:
"İstanbul'un başarılı, namuslu belediye başkanları
değiştirilirken, sıkıntılı olanların tekrar aday yapılması bizleri
derin bir kuşkuya düşürmüştür. Belediye başkanlıkları hemşehri, eş,
dost, ekip arkadaşı, manevi oğlu gibi altı boş, lümpen davranışlar
ile belirlenemez."
Parti teşkilatı yahu, parti teşkilatı söylüyor bunları.
“Namuslular gönderiliyor, sıkıntılı olanlar aday
gösteriliyor" diyor. Bir başka parti
teşkilatı, "Partiyi PKK'ya teslim
ediyorlar" diye isyan ediyor.
Sorduğunda buna bile "Parti içi
demokrasi" diyorlar. Sonra ne diyorlar biliyor
musunuz?
"Erdoğan istediği isimleri aday gösterip, istediklerini
göstermiyor. Ama kimse buna itiraz etmiyor. Neden? Çünkü AK
Parti'de parti içi demokrasi yok!"
Gösterdiği adaylarla 16 yıldır kazanan bir adamla, gösterdiği
adaylarla 9 seçim kaybeden adamı bir kefeye koyuyorlar inanabiliyor
musunuz?
"9 seçim kaybetmesine rağmen koltuktan kalkmayan
adamla girdiği bütün seçimleri kazanan bir adamı aynı kefeye
mi koyuyorsunuz?" diye soruyorsun.
Bu sefer de "Ama patlıcan, ama sivri biber çok
pahalandı. Soğanın fiyatı ne kadar oldu hiç soruyor
musunuz?" diye laf değiştiriyorlar.
Dün birine, "Peki sizden istifa edenler DSP'den aday
oluyor, buna ne diyeceksiniz?" diye sordum.
"İşte bu hiç demokratik değil!" dedi!
Yemin ediyorum bunları dinlerken bir tarafıma inme inecek diye
korkuyorum.
Zira bunlara rağmen AK Parti, MHP ve BBP'nin bir araya gelmesi
antidemokratik. Ama CHP ile İYİ Parti'nin, Kandil'le ve
Kandil'in partisiyle bir araya gelmesi gayet demokratik!
Kendilerinden başkasına yaşam hakkı tanımamak dediğin bu olsa
gerek!
YIKILAN BİNADAN ALINAN MESAJ
Kartal'da bir bina yıkıldı. Günlerdir enkazın altında
olanların kurtarılmasını bekliyoruz.
Yıkılan sadece ama sadece bir bina!
Ama üç gündür enkaz altındakilere müdahale edemiyoruz. Bir de
deprem olduğunu, yüzlerce binanın çöktüğünü, binlerce insanın enkaz
altında kaydığını düşünebiliyor musunuz?
Görünen o ki depremle ilgili önlemler konusunda bir arpa boyu dahi
yol alamamışız.
Umarım ve dilerim ki o binanın yıkılması bize ders olur ve en
azından bundan sonra gerekli önlemler alınır.
Yoksa bizi korkunç bir gelecek bekliyor!