CHP El Kadı kararına tepkili
Abone olCHP milletvekilleri Danıştayın Yasin El Kadı kararını, ''ibret vesikası'' olarak nitelendirdi.
CHP milletvekilleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Atilla Kart,
Danıştayın Yasin El Kadı kararını, ''ibret vesikası'' olarak
nitelendirdi. Kılıçdaroğlu ve Kart, Hükümeti, Mali Suçları
Araştırma Kurulu (MASAK) raporlarının gereğini yapmaya çağırdı.
Milletvekilleri, gereğinin yapılmaması halinde, terör listesinde
yer alan isimlerin, Danıştaya başvurarak, bu listeden çıkabileceği
uyarısında bulundu. İstanbul Milletvekili Kılıçdaroğlu ve Konya
Milletvekili Kart, Danıştayın, Yasin El Kadı'nın tüm hak ve
alacakları ile mal varlıklarının dondurulmasına ilişkin Bakanlar
Kurulu kararını iptal etmesini değerlendirdi.
''Danıştay El Kadı'yı akladı'' şeklinde yer alan haberlere işaret
eden Kılıçdaroğlu, böyle bir durumun olmadığını ifade etti.
Danıştay kararında, Hükümet ve bürokrasinin suçlandığını savunan
Kılıçdaroğlu, kararın, ''suç duyurusu'' niteliğinde olduğunu
belirtti. Kılıçdaroğlu, kararda, Hükümet ve bürokrasinin, BM
Güvenlik Konseyi kararlarının yerine getirilmesini engellediği, bu
engellemenin kaldırılmasını, yargıya belge sunulmasını önerdiğini
kaydetti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez böyle bir karar
çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, bu karara, Hükümet ve
bürokrasinin, Türkiye'nin saygınlığı açısından gerekli duyarlılığı
göstermesi gerektiğini söyledi.
''İBRET VESİKASI''
CHP'li Kart ise Danıştay kararının, kurumların birbirine
düşürülmesinin, işlevini kaybettirilmesinin ibret verici bir örneği
olduğunu öne sürdü. Kararın gerekçesiyle bağdaşmayan
değerlendirmeler yapıldığını ifade eden Kart, Danıştayın, BM
Güvenlik Konseyi'nden elde edilen ve Yasin El Kadı'nın terör örgütü
finansörü olduğu iddialarını içeren belgelerin, ciddi nitelikte
olduğuna vurgu yaptığını belirtti.
Kart, Maliye Bakanlığı başmüfettişinin, 9 Kasım 2001'de MASAK'a
yazdığı yazıda, BM Güvenlik Konseyi kararlarından söz ettiğini,
MASAK'ın 1 sayfalık yazıyla ilgili savcılığa ilettiğini ancak
hiçbir belge ve doküman eklemediğini anımsattı. Kart, ilgili
savcılığın da 1 sayfalık yazıyla İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesine
başvurduğunu, mahkemenin de ''başvuruya bir belge eklenmediği
için'' talebi reddettiğini anlattı.
Danıştayın, Yasin El Kadı'nın terör örgütüne finans desteği verip
vermediği yönünde bir değerlendirme yapmadığına işaret eden Kart,
kararın, ''aklama'' anlamına gelmediğini savundu. Kart, kararı,
''yargı sürecinin, bazı kişiler için nasıl çalıştığını, nasıl
engellendiğini gösteren bir ibret vesikası'' olarak nitelendirerek,
kararın, idarenin üzerine düşen görevi yapmadığını hüküm altına
aldığını, hükümeti uyaran özellikler taşıdığını söyledi.
''HÜKÜMET, KARARI GÖRMEZDEN Mİ GELECEK?''
Bir yandan MASAK'ın çalıştırıldığını, yüzlerce sayfalık raporlar
hazırlandığını, diğer yandan Başbakan düzeyinde bu raporların
gereğinin yapılmasının engellendiğini, sabote edildiğini ileri
süren Kart, ''Danıştayın tespitine rağmen, bakalım Başbakanlık
sözcüsü nasıl bir açıklama, toparlama yapacak?'' diye sordu.
Hükümeti göreve çağıran Kart, ''Danıştay kararının gereği olarak,
Hükümet, delilleriyle birlikte, MASAK raporlarının gereğini yapmaz,
yaptırmaz, engellerse, başta Usame bin Ladin olmak üzere, terör
listesinde yer alan tüm kişi, kurumlar, avukatları aracılığıyla
Danıştaya başvurur, o kişiler o listelerden çıkar'' diye konuştu.
CHP'li Kart, şu soruları yöneltti:
''Hükümet, BM Güvenlik Konseyinin kararlarına mı uyacak, yoksa
Sayın Başbakan'ın El Kadı'ya olan kefaleti nedeniyle bu kararları
görmezden mi gelecek? Danıştay kararının gereğini yerine getirip,
Yasin El Kadı'nın malvarlığının dondurulmasıyla ilgili olarak
yargıya başvurup, Maliye müfettişi raporlarını, BM Güvenlik Konseyi
kararlarını ve dayanaklarını yargıya intikal ettirecek mi, yoksa
gizleyecek mi? Kasım 2001'den bu yana yargıya olayla ilgili belge,
bilgi ve dayanakları İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesinin karar
içeriğine rağmen sunmayan bürokratlar hakkında gerekli yasal
işlemler yapılacak mı?'' Kart, kefalet ilişkilerine dayanarak, BM
Güvenlik Konseyinin kararını görmezlikten gelmenin, Türkiye'nin
saygınlığına darbe vuracağını, terörle mücadeleyi zaafa
uğratacağını belirtti.
-''GÜL'Ü GÖREVDEN AL, ZAPSU'YU GETİR''
Cüneyd Zapsu'nun, dün ve bugün büyükelçiler ile temaslarda
bulunmasına ilişkin bir soru üzerine de CHP'li Kılıçdaroğlu,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı ilk şeyin, Zapsu'nun bu
temaslarına resmiyet kazandırmak olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu,
''Bunun için de Abdullah Gül görevden alınıp, Zapsu'nun bu göreve
atanması gerekir. Kamu görevi olmayan bu kişi, hangi gerekçeyle
muhatap alınıyor? Sayın Başbakan, Türkiye'deki devlet geleneğiyle
bağdaşmayan bu tür oluşumlara izin vermemeli'' diye konuştu. Atilla
Kart da ''Kişisel, siyasi saygınlığı varsa, bu işten en rahatsız
olması gereken Abdullah Gül'dür'' dedi.