CHP dikensiz gül bahçesine döndü
Abone ol18 il yönetimini görevden alan Baykal, muhaliflere son darbeyi vurdu. Böylece, Derviş, Livaneli, Sarıgül ve 'İktidara Yürüyüş Hareketi'ni destekleyenler devre dışı kaldı
CHP lideri Deniz Baykal, yerel seçimden sonra başlatılan muhalif
hareketi önce İzmir ve İstanbul, ardından da Anadolu'daki 18 il
yönetimini görevden aldığı operasyonla tasfiye etti. Baykal,
tasfiye planını, Genel Sekreter Önder Sav ile Genel Başkan
Yardımcısı Eşref Erdem dengesini koruyarak uyguladı. Sandık
analizleri Genel merkez, önce 13. Olağanüstü Kurultay'daki seçim
sonuçlarını tahlil etti ve kurultayda oy kullanılan sandıkları tek
tek inceledi. CHP'den ihraç edilen Şişli Belediye Başkanı Mustafa
Sarıgül'e oy veren iller ve delegeler saptandıktan sonra
muhaliflerin dayandığı kaynakların kurutulması için harekete
geçildi. Operasyon, muhaliflerin etkin olduğu İzmir'de başlatıldı.
Kurultayda Zülfü Livaneli ekibinde yer alan İzmir İl Başkanı
Alaattin Yüksel ve örgütü görevden alındı. Operasyonun yönü sonra
İstanbul'a çevrildi. Baykal'a yakınlığıyla bilenen İl Başkanı
Şinasi Öktem yerinde tutulurken, il örgütü görevden alındı. Öktem'e
muhaliflerin olmayacağı yeni bir örgüt oluşturmasına zemin
hazırlandı. Zamana oynadılar Genel sekreterlik, Anadolu'ya yönelik
operasyon için kapsamlı bir çalışma yaptı ve Merkez Yürütme
Kurulu'na (MYK) 16 örgütün görevden alınmasına ilişkin rapor sundu.
MYK'da görevden almadan önce örgütlerin denetlenmesi görüşü
benimsendi. Genel merkezin bir başka hesabı da, ekimde yapılacak
olağan kurultaya dönüktü. Tüzüğe göre; görevden alınan örgüt 1.5 ay
içinde kongresini yapmak zorundaydı. Bu süre muhalifleri 'tasfiye
için' yeterli olmayabilirdi. Bu zorluğu aşmak için geliştirilen
formülde; il kongreleri için gerekli süre dolmadan kurultay takvimi
açıklanırsa kongre toplanmasına gerek yoktu. Parti yönetimi bu
yolla ilçe ve il kongrelerini atanmış il başkanı ve yöneticilerle
kontrolüne almak ve ihtiyaç duyulan yere yeter sayıda 'yığma üye'
yazmak için zaman kazanmış oldu. CHP'de yerel seçimler sonrası
başlayan ve iki olağanüstü kurultayın toplantıya çağrılmasına neden
olan tartışma sonucunda Baykal, partinin tek hâkimi haline
gelirken, bu tartışma sürecinde partinin önemli isimlerinden Kemal
Derviş Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etmek zorunda
kaldı. Zülfü Livaneli de, kurultay sonrası CHP'nin vakfa
dönüştürülerek yeni parti kurulmasını önerdi ve CHP'den istifa
etti, destekleyenleri de dağıldı. SHP'nin hedefi Meclis CHP
içindeki ilk muhalif grup olan İktidara Yürüyüş Hareketi'ndeki ilk
ihtilaf Sarıgül konusunda yaşandı. Grubu oluşturan
milletvekillerinin çoğunluğu Sarıgül'ü desteklerken, Hakkı Akalın,
Nurettin Sözen ve Mustafa Sayar, Sarıgül ismine karşı çıktı.
Kurultay sonrası bu üçlü de dağıldı. Akalın ve Sayar, Sarıgül'den
kopan Ahmet Güryüz Ketenci ile hareket etmeye başladı. Ketenci'nin
bir grup arkadaşıyla SHP'ye geçeceği belirtildi. Böylece SHP'ye
Meclis'te temsil şansı doğdu. DSP de CHP'deki dağılmadan nasiplenme
hesapları içine girdi. Muhalifler dağılmışken, yönetim de,
çoğunluğu Sarıgül'e destek veren 18 il örgütünü görevden alarak son
darbeyi vurdu. Örgütleri görevden alınan milletvekilleri arasında
CHP'den toplu veya tek tek kopma sürecinin başlayabileceği ileri
sürülüyor. Baykal tek adam Sonuç olarak Baykal; neredeyse örgütün
üçte birine yönelik bu tasfiye operasyonu ile partinin tek hâkimi
haline geldi. Kısa ve uzun vadede kendisini zorlayacak rakiplerin
tamamını tasfiye etti ve CHP'yi şimdilik kendisi için 'dikensiz gül
bahçesi'ne çevirdi. Baykal, böylece bu yılın sonunda toplanacak
olağan kurultaydan genel başkan olarak çıkmayı ve bir sonraki
seçime kadar partinin başında kalmayı da garantiledi. Kaynak:
Radikal