CHP Birgül Ayman Güler'i böyle savundu
Abone olBalıkesir ve ilçelerinde CHP örgütlerini ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Balıkesir il örgütünde basın toplantısı yapıp, partililerle bir araya geldi.
Balıkesir ve ilçelerinde CHP örgütlerini ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak , Balıkesir il örgütünde basın toplantısı yapıp, partililerle bir araya geldi. Öztrak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bulgaristan'da çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu, Hak ve Özgürlükler Hareketi Genel Başkanı Ahmet Doğan 'a yapılan silahlı suikast girişimini kınayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, saldırıdan sonra Bulgaristan Başbakanı ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın neler konuştuğunu öğrenmek istediklerini vurguladı. Öztrak, demokrasilerde siyasetçinin sesinin şiddetle susturulmasını kabullenemediklerin belirtip şunları söyledi:
"Saldırı sonrası Ahmet Doğan'ın konuşmasını parti sekreteri tamamladı. Bu bölümde son derece ilginç hususlar vardı. İktidarın büyük ortağı ile Hak ve Özgürlükler Hareketi arasında sorunlar var. Bulgaristan Başbakanı ile sorunlar var. Saldırıdan sonra Bulgaristan Başbakanı'nın Hak ve Özgürlükler Hareketi'ne karşı Türkiye'deki meslektaşından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım istediği açıklandı. Sayın Erdoğan'ın bu talebe olumlu yanıt verdiğini Ahmet Doğan konuşmasında ifade etmiş ve diyor ki, 'ahlaki gerekçelerim olmasına rağmen, dürüstlük nedeniyle yabancı başbakanların davranışlarını yorumlamak istemiyorum.' Bu çok ciddi bir iddia. Hak ve Özgürlükler Hareketi'ne yönelik son bir yıldır oynanan oyunlar ortada iken bizim başbakan Bulgaristan'daki meslektaşına neyin sözünü verdi. Hak ve Özgürlükler Hareketi'ne karşı, bizim başbakan Bulgar başbakanı ile ilgili hangi konuda işbirliği yaptı. Biz bunu merak ediyoruz, cevabını bekliyoruz."
YEM 70, SÜT 70, İŞ BİTMİŞ
Öztrak, Balıkesir'de zeytin üreticisi ve hayvancılık yapan üreticinin halinin perişan olduğunu, son 10 yılda zeytin ve zeytinyağı maliyetlerinin 4 kat arttığını, buna rağmen zeytin fiyatının 1.4, zeytinyağı fiyatının ise 2 kat arttığına dikkat çekip, üreticinin bu şartlarda ayakta kalamayacağını belirtti. Eskiden ailesini çok rahat geçindiren üreticinin bugün tapusunu cebinde taşıyıp kime devredebileceğini düşündüğünü söyleyen Öztrak, "CHP, zeytin ve zeytinyağı ile ilgili sorunların izlenebilmesi için komisyon kurdu ve sürekli çalışıyor. Komisyonun saptamalarına göre zeytinyağı için üreticiye 50 kuruş prim veriliyor. Aslında bu primin 2 lira olması gerekir. Biz iktidara geldiğimizde zeytinyağına 2 lira prim vereceğiz. Zeytinyağı üreticisini ayakta tutmanın yolu budur. Hayvan üreticisinin hali de perişan. Biz 2011 seçimlerinde meydanlarda 'Yem 70, süt 70, bu iş bitmiş' dedik. TV'de bir program izledim. 'Suudi Arabistan'a hayvan ihraç ettik, hayvancılığımız kurtuldu' diyor. Arkasından ikinci haberde 'ithal samanın üreticilere törenle teslim edildiği'ni söylüyor. Hayvanına yedireceği samanı ithal edilen bir ülkede hayvancılık nasıl kurtulur? Damızlık dişi ineklerin satılmasını yasakladılar. Niye yasakladılar? Çünkü üretici bu fiyatlarla yaşayamıyor, hayvanını kesmek istiyor" dedi.
DÜŞEN HAYAT STANDARTI DOĞURGANLIĞI SINIRLADI
Üreticinin durumundan sonra, asgari ücretin de hayat standartının çok altında olduğuna değinen Öztrak şunları söyledi:
"Asgari ücrete günde 1 lira zam verilmişken, başbakan çıkıyor, üç çocuk yetmez, beş çocuk yapın diyor. Bu ülkenin istatistik kurumunun rakamları var. 2010 yılında 5 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı altında kalmaması için ayda Bin 20 lira kazanması lazım. Sene 2012. İki yılın enflasyonunu ekleyin üzerine, ediyor Bin 200 lira. Asgari ücret 780 lira. Diyorlar ki asgari ücretle herkes çalışmıyor. Kendi maliye bakanları açıkladı; Bu ülkede çalışanların yüzde 47'si asgari ücretli. Yani 12 milyon aile asgari ücretle çalışıyor. Bırakın siz şunu bunu yapın demeyi vatandaşın yaşam standardını yükseltin. Sizin döneminizde düşen hayat standartı, artan borçlar esas bu milletin doğurganlığını sınırlamıştır. Siz vatandaşın geçim düzeyini arttırın, dünya standartlarında para kazanmasını sağlayın, o zaman göreceksiniz herkes kaç çocuk yapacağına karar verecektir ve çocuk yapmaktan da vazgeçmeyecektir."
BÜYÜKŞEHİR DEĞİL, BÜTÜNŞEHİR
CHP'nin genel seçimlerden önce pek çok şehri büyükşehir yapma sözü verdiğini hatırlan Öztrak, "Bizim modelimiz büyükşehir modeliydi. Belde belediyeleri, köyleri ile ayakta duran bir büyükşehir modeli. AKP iktidarının getirdiği bütün şehir modelidir ve halkın görüşü alınmadan belde belediyeleri kapatılmıştır. Avrupa Yerel Yönetimler Sözleşmesi'ne de aykırıdır, demokrasiye de, insan haklarına da aykırıdır. Köylerin mal varlıklarının ellerinden alınması çok tehlikeli bir gidişin habercisidir. Balıkesir'in rantı Balıkesirlilerin olmalıdır. Balıkesir'in vergisi, Balıkesirliler için harcanmalı. Köyler için harcanmalıdır, beldeler için harcanmalıdır, ilçeler için harcanmalıdır. Balıkesir'in meraları, mal varlıkları bu ülkenin doğusundan veya batısından gelecek yabancılara peşkeş çekilmemelidir. Köyler, bu arazilerden faydalanmaya devam etmelidir. Bu çerçevede büyükşehire devredilecek arsa ve araziler başka şehirlere başka ülkelere peşkeş çekilmemeli, Balıkesirlinin zenginlik kaynağı olmalıdır" diye konuştu.
BİZ MİLLİYETÇİYİZ, ULUSÇUYUZ
Hüseyin Aygün ile Birgül Ayman Güler 'in çıkışlarının partide ne gibi sıkıntılar yarattığının sorulması üzerine Öztrak şunları söyledi:
"CHP'nin programı, tüzüğü, genel başkanının açıklamaları var. CHP'nin ideolojisine, kurucu başkan Atatürk'e bakıldığında, göreceğimiz tek şey var. Bu partinin içine her tür fikriyat girebilir. Bu partinin içine giremeyecek tek fikriyat vatandaşları, etnik, mezhep, cinsiyet bazında bölen fikirlerdir. Bu fikirler CHP'ye giremez. Birgül Ayman Güler yıllardan beri CHP'de çalışan akademisyen bir arkadaşımızdır. Mecliste konuşurken kendisine çok sataşma olmuş, ama neyi ifade ettiğini genel başkanımızla görüştükten sonra açıkladı. Atatürk'ün yurttaş toplum tabanında biçimlenen ırkçılığa dayanmayan milliyetçilik konsepti partimizin 6 okundan bir tanesidir. Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu'nun da açıkça söylediği gibi biz bu anlamda milliyetçiyiz, bu anlamda ulusçuyuz. Dediler ki Abdullah Öcalan ile görüşüyoruz. PKK'ya teröriste silah bıraktıracağız. Böyle bir görüşme yapıyorsanız biz de size kredi veriyoruz, ama görüşme bir açık olacak, iki bu yurdun her köşesindeki vatandaşın içine sinmeyecek hiçbir taahhüdün içine girmeyecek. Üç bu görüşmeleri kendi ikbalin için kullanmayacaksın. Dört muhalefet partisine veya TBMM'ye bilgi vereceksin. Söylediklerimize ilk büyük tepki başbakandan geldi. Neden? Bizim dediğimiz kredinin o şartları ona ağır geldi. Bu gün partimizin üzerinde bir takım oyunlar oynanmak isteniyor olabilir. Ama biz bu oyunlar karşısında yılmayacağız. Bu ülkeyi bir arada tutabilecek birlik içinde tutabilecek, herkesi kucaklayabilecek tek parti, mezhep üzerinden, etnik köken üzerinden siyaset yapmayı reddeden, bu ülkenin kurtuluş mücadelesinde Anadolu topraklarında yaşayan her ferdi kucaklayarak düşmanı bu ülkeden sürüp atan, kuvva-i milliye ruhu altında şekillenen CHP'dir."