CHP 6. maddeye direniyor
Abone olTerörle Mücadele Yasası'nda değişiklik öngören tasarı, alt komisyona sevkedildi.
TBMM Adalet Komisyonunda tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan
Terörle Mücadele Yasası'nda (TMY) yapılacak değişikliğe ilişkin
tasarı, alt komisyona sevk edildi.
TBMM Adalet Komisyonunun, bugünkü toplantısında tasarının tümü
üzerindeki görüşmelere devam edildi. Görüşmeler tamamlanıp
tasarının
maddelerine geçildiği sırada, düzenlemenin alt komisyonda ele
alınmasına ilişkin verilen öneri kabul edildi.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve Komisyon Başkanı Köksal Toptan'ın
''CHP'li üyelerin alt komisyona katılarak, destek vermesi''
yönündeki isteğine CHP'liler olumsuz yaklaştı.
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, Hükümetin tasarıyı geri çekerek,
yeniden düzenlemesini istedi. Topuz, ''Bir endişemizi kamuoyuyla
paylaştığımız için ağır suçlandık. Bundan sonraki sorumluluğu,
Hükümetin alması gerekir. Hükümet, tasarıyı geri çekip, yeniden
düzenleyerek getirmelidir'' dedi.
Alt komisyon, AK Parti'li 5 üyeden oluştu.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, TMY'de yapılacak değişiklikle
özgürlükleri kısıtlamanın amaçlanmadığını belirterek, ''Ne iktidar
ne de muhalefet, hiç kimse ve hiçbir parti, bahsedilen kişiyle
ilgili af düzenlemesini aklının köşesinden geçirmemiştir''
dedi.
Tasarının görüşmeleri sırasında konuşan Çiçek, konuya ilgili bir
düzenleme yapılması yönünde toplumda talep olduğunu belirterek,
herkesin katkısını beklediklerini ifade etti.
Düzenlenen basın toplantılarında, ''bizim terörle mücadele
konusunda yeni yetkilere ihtiyacımız var, İngiltere'dekinden ne bir
eksik ne bir fazla...'' denildiğini, şehit ailelerin istekleri
olduğunu; bu mücadelede yakınlarını ya da organlarını kaybetmiş
insanların ''niye bu yasa çıkmıyor'' dediğini ifade eden Çiçek,
''Şu taslakta gündeme getirilen konuyla ilgili olarak 'bizim
bilgimiz yoktu' kimse diyemez'' diye konuştu.
Değişik kurumlardan 36 kişiden oluşan komisyonunun tasarı
üzerindeki çalışmaları hakkında bilgi veren Çiçek, şöyle devam
etti: ''Öyle bir bilgi kirliliği, kafa karışıklığı yaşandı ki...
'Haberimiz vardı, yoktu, kim koydu, kim koymadı' denildi.
Tartışılan maddelerle ilgili, bir fıkra dışında herkesin haberi
var. O da adli kontroldü. İlk düzenlemede yoktu, daha sonra
konuldu. Bunlar,
komisyonlarda tartışıldı. Herkesin eline de bir metin verildi.
Doğrudur, yanlıştır, bu tartışılır. Ama konu gündeme
geldiğinde, sanki bir suç aleti konulmuş gibi bir sükut içinde,
'bilgimiz yoktu' tarzında... Oysa herkesin bilgisi var. Bazıları
geçen hafta burada söz alıp, 'bilgimiz yoktu' dedi. 3 taslak, oy
çokluğuyla hazırlandı. Bazı konuların sağlıklı değerlendirilmesi
gerekiyor. Endişeleri ve daha iyi yazılsın görüşünü saygıyla
karşılarım. Ne iktidar, ne muhalefet, hiç
kimse, hiç bir parti, bahsedilen kişiyle (Öcalan) ilgili af
düzenlemesini asla kabul etmemiştir, aklının köşesinden
geçirmemiştir. Böyle bir düzenleme, ne tasarıyı hazırlayanların, ne
tasarıyı sevk edenlerin kafasında vardır. Birbirimizin niyetinden
emin olmalıyız. Aksi halde, toplumda yersiz şüpheler doğurur. Bunu
aşan bir değerlendirme söz konusu olursa, insanlar farkında olmadan
endişenin ötesinde, tasarıyı hazırlayanlar ve sevk edenler ve genel
bir kesim, çok haksız ve yanlış değerlendirmenin içine girer. Bu,
doğru değildir. Hiçbirimiz bir af yasası getirmiyoruz. O kişiyle
ilgili af düzenlemesi getirmiyoruz.''
''TERÖR İLE HÜKÜMET ARASINDA SEBEP-SONUÇ BAĞI KURMAK...''
Türkiye'de bir terör olgusunun, azalıp çoğalmasına rağmen 1970'den
beri olduğunu kaydeden Çiçek, geçmişteki sıkıyönetim idarelerini;
ülkenin önemli insanlarının 1980 öncesi terör olaylarında yaşamını
yitirdiğini anımsattı. ''O zaman her parti iktidarda vardı'
diyen Çiçek, hiçbir Cumhuriyet hükümetinin terörle mücadele
konusunda kararsız olmadığını söyledi.
Hükümetlerin, aklı ve gücü neye yetiyorsa terörle ilgili alınması
gereken önlemleri aldığını kaydeden Çiçek, ''Her parti, bu belayla
iktidarda karşı karşıya kaldığına ve bununla mücadele ettiğine
göre, terör de durmayıp sıfırlanmadığına göre, 'sen kararsızdın,
sen iyi mücadele etmedin' şeklindeki değerlendirme gerçekçi olmaz,
haksızlık olur'' dedi.
Terör ile hükümet arasında sebep-sonuç bağı kurulup, ''Bu hükümet
giderse terör biter, öbür hükümet gelirse terör ortadan kalkar''
gibi gerçekçi olmayan söylem geliştirmenin terörle mücadelede zayıf
bir nokta oluşturacağını belirten Çiçek, hükümetin, devletin ilgili
kurumları ve işin uzmanlarıyla oturup konuşarak düzenleme yaptığına
işaret etti.
''BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANMASIN AMA...''
''Bizim amacımız özgürlükleri ve basın özgürlüğünü kısıtlamak
değildir'' diyen Çiçek, şu görüşleri kaydetti:
''Tabii basın özgürlüğü kısıtlanmasın. Ama, 'al silahı eline, niye
dağa çıkmıyorsun' diye biri manşet atıyorsa ve bunu da devamlı hale
getiriyorsa... Bir taraftan basın ve ifade özgürlüğünü koruyalım
ama öbür taraftan da teröre güç ve destek veren, her gün yeni
gözyaşlarının akmasına sevinçle karşılayan bir durum söz konusuysa,
bu çerçevede ne tedbir alabiliriz; bizim aklımıza bu tedbir geldi.
Bunu beğenmeyen varsa, buna saygı duyarız.''
Tüm önlemler alındığı takdirde bile terörün önlenebileceğinin
garantisi olmadığını belirten Çiçek, terörün farklı bir konsept
olduğunu vurguladı. Çiçek, ''Dünyanın anlı şanlı teröristlerinin
bazılarına bakarsanız, hepsi zengin, çiftlik sahibi, varlıklı
ailelerin çocukları... Hiçbir ekonomik sıkıntısı yok, en üst
düzeyde eğitim görmüş ama terör örgütünü yönetmiş. Bu işler tek bir
sebebe bağlanacak kadar kolay çözümler değil'' dedi.
Çiçek, tasarı hazırlanırken uluslararası metinlerden de
yararlanıldığını bildirdi. Avrupa'nın idealize edilmemesini isteyen
Çiçek, ''Fikir özgürlüğü noktasında Türkiye'ye kan kusturan bir
ülkenin, hangi tasarıyı meclisine sevk ettiğini de biliyoruz.
'Türkiye soykırım yapmamıştır' dediğimde, buna hapis cezası
getirilmesinin AB müktesebatıyla bağlantısı kurulsun. Ben, bu
konuda Avrupalılardan kurumsal tavır bekliyorum. AB'yi idealize
etmenin anlamı yok. Bize gözaltı süresi için ikide bir baskı
yapanlar, kendileri bunu başka noktalara çıkarabildi'' diye
konuştu.
Terörle mücadelede yasalarda ihtiyaçlar doğrultusunda değişiklikler
yapılabileceğini, 30 yıl önce intihar bombacısı kavramı olmadığını
ancak son olarak birinin Adalet Bakanlığı önüne kadar geldiğini
anlatan Çiçek, ''İş bu noktaya geldiyse 30 yıl önceki
kabullerimizle bu mücadeleyi sürdürebilir miyiz? Birbirimizi iyi
anlayalım, birbirimizin samimiyetinden asla şüphe duymayalım.
Eksiklikler varsa bunlar giderilir'' dedi.
Çiçek, düzenlemenin bugünkü şekliyle çıkması halinde, ''şu istifade
edecek'' şeklindeki görüşlere hukuk camiasının önemli bir kısmının
katılmadığını, ancak bir kişinin bile kafasında böyle bir şüphe
kalmaması gerektiğini belirtti.
Tasarının alt komisyona gönderilmesi önerisine katıldığını ifade
eden Çiçek, üzerinde ''makul bir süre içinde'' çalışılabileceğini,
görüş ve önerisi olan kurum ve kuruluşların alt komisyonda
görüşlerini ifade edebileceğini sözlerine ekledi.