Chirac'a koca çocuk benzetmesi
Abone olAvrupa Birliği'nin Brüksel zirvesi sonrası İngiliz gazeteleri Fransa Cumhurbaşkanı Chirac ve Almanya'ya ağır şekilde yüklendi. Gazetelerin başlıkları hayli ilginçti.
The Times, "çocukluk" diye manşet atarken, Daily Telegraph 'Chirac AB'yi rehin aldı' derken, Financial Times 'Avrupa'nın koca çocukları' tanımını yaptı. The Times, eleştiri oklarını yeni bir hizmet tüzüğünün onaylanmasını engelleyen Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'a yöneltti. "Hizmet sektöründe çalışan herkesin AB'nin her yerinde çalışabilmesine imkan sağlayacak tüzük zaten tek pazar uyarınca aklın gereği. Zaten 10 yıl önce tek pazara geçilmesinden bu yana hala yapılmamış olması şaşırtıcı." "Ancak Blair de dahil Avrupalı liderler hiç de akılcı olmayan bir şekilde, ekonomik reform yerine Chirac'ın Avrupa anayasası referandumunu kazanmasına yardım etmeyi seçtiler." Gazete adını Hollandalı siyasetçi Frits Bolkestein'dan alan tüzüğün Chirac için adeta "Frankenstein tüzüğü" olduğunu, belirtiyor. Times, "Oysa Chirac da Sosyalistler de, bu tüzüğün de Fransa'nın öteki öcüsü olan Türkiye'nin AB üyeliğinin de, anayasayla hiç bir ilgisi olmadığını biliyorlar" diyor. Daily Telegraph: Chirac Avrupa'yı rehin aldı Daily Telegraph'a göre Chirac, Avrupa'yı anayasa referandumu kozuyla "rehin aldı", yeni üyeleri taktikleriyle dehşete düşürdü ve İngiltere Başbakanı Blair'den zorla destek kopardı. Gazete Almanya ve Fransa'yı birliğin büyümesini frenlemekle suçluyor ve şöyle devam ediyor: "Beş yıl önce ekonomik reform öngören Lizbon gündemi hazırlandığında, Avrupa Birliği'nin dünyadaki en dinamik, rekabetçi ve bilgiye dayalı ekonomi olma hedefi çok uzak görünmüyordu. Dünden sonra ise bu hedef kötü bir şaka gibi." "Chirac dünkü zirvede ultra-liberalliğin, ki bundan piyasa güçlerini kastediyor, 'çağımızın yeni komünizmi' olduğunu söyledi. Chirac ve Schröder kendi iç siyasi hesaplarıyla Avruupa'yı Amerika'nın gerisine düşmeye mahkum ettiler." Financial Times: Avrupa'nın koca çocukları Financial Times, "Avrupa'nın koca çocukları" diye nitelediği ve reform planlarını engellemekle suçladığı Paris ve Berlin'in sonradan Brüksel'i böyle itip kaktıklarına pişman olabileceklerini savunuyor. "Birliğin en büyük üyelerinin liderleri bir olup iç siyasi hesapları ve yaklaşan seçimleri yüzünden Avrupa anayasası gibi kilit bir konuda bile gündemlerini dayatmaya çalışırsa, Komisyon başkanının ne kadar yol katedebileceği soru işareti yaratıyor. İcra kolu dönüşü olmayacak şekilde zayıflarsa, yeni bir anayasanın birliğe ne faydası olabilir ki?" Yine Financial Times'ta yazan Quentin Peel de "Hiç kimsenin Avrupa'yı alkıymaya hakkı olamaz" diyor; ancak onun suçlamaları Chirac ve İngiltere Başbakanı Blair'e yönelik... "Anayasa konusunda en fazla "anlayış" isteyen iki ülke, bu anayasanın en önde gelen mimarlarıydı. Gerek Chirac gerek Blair ise "kendi" anayasaları lehinde yüksek sesle konuşmak konusunda şimdiye dek isteksiz davrandılar. Bu durumda her iki ülkede hayır cephesinin destek toplaması şaşırtıcı değil." "Dönem başkanlığı koltuğuna oturmaya hazırlanan Blair, yaklaşan genel seçim kaygısıyla referandum üzerinde kampanyaya girişmeyi ertelerse bunun, sonucuna katlanması gerekebilir."