Chapel Hill cinayetleri: 'Amerikan medyası halkın tepkisiyle harekete geçti'
Abone olABD'de üç Müslüman gencin öldürüldüğü Chapel Hill'de yaşayan sosyolog Zeynep Tüfekçi ile haberin medyaya nasıl yansıdığını ve İslamofobi'yi konuştuk. Tüfekçi'ye göre medyanın harekete geçmesinde hem ABD hem dünyadan sosyal medya tepkisinin etkisi büyük.
ABD'de geçen hafta içerisinde üç Müslüman gencin vurularak öldürülmesiyle başlayan tartışmalar kolay kolay dinecek gibi durmuyor.
Bir yandan hem toplum hem de Başkan Barack Obama'ya kadar devletin hemen her kademesi ayrımcılığı kınanırken, diğer yandan da ülkede İslamfobi'nin yaygınlığı yüksek sesle tartışılır hale geldi.
ABD toplumundaki bu çelişkileri University of North Carolina-Chapel Hill'de öğretim üyesi olan, sosyolog Zeynep Tüfekçi ile konuştuk.
Gençlerin öldürüldüğü Chapel Hill'de yaşayan Yardımcı Doç. Dr. Tüfekçi, insanların bu olaydan dolayı "çok üzüldüğünü ve şoke olduklarını" söylüyor:
"Buradaki birçok kişi, park yeri yüzünden yaşanan anlaşmazlığın bir bahane olduğunu düşünüyor. Her ne kadar zanlı şiddete eğilimli bir insan olsa da, hedef seçiminde önyargılarının etkisi olması tabii ki önemli bir olasılık. Tekil olaylarda nedeni tam olarak bilemesek de genel ortamı düşünmek gerekiyor."
Sidney örneği
ABD'de İslamofobi'ye karşı çıkan sesler olmakla beraber, başörtülü kadınlara ve Müslümanlara karşı "terörist" şüphesi yaratan bir atmosferin de olduğunu ifade eden Tüfekçi, burada sorumluluğun en başta medyada olduğu görüşünde:
"Genel bir İslamofobi'nin varlığından söz etmek mümkün. Örneğin, Sidney'de cafeye düzenlenen saldırı burada günlerce haber oldu. O saldırının faili her ne kadar IŞİD bayrağı benzeri temaları kullansa da, akli dengesi yerinde olmayan ve tek başına hareket eden bir kişiydi. Fakat basın bunu belli bir kalıba, yani organize, yaygın radikal İslamcı terörist kalıbına oturttu. Sinemada da benzer bir durum var. Tek bir Müslüman kalıbı var, o da otobüsleri havaya uçuran teröristler. Oysa 11 Eylül'den bu yana ABD topraklarında organize terör saldırısı çok az. Ancak haberlerde bu önyargıyla yaklaşma eğilimi var."
Medyada bu algıya rağmen, özellikle sosyal medyada ise tersi bir yaklaşımın olduğunu söylemek mümkün.
Katliam haberinin ilk duyulmasıyla birlikte, birçok ABD'li sosyal medya üzerinden hem katliamı hem de İslamofobi'yi kınayan mesajlar yayınladı.
Tüfekçi, ABD'de ana akım medyanın günlerdir hem İslamofobi konusunda hem de bu kurbanların hayatı konusunda haberler yaptığını ve bu haberlerde kurbanların yardım çalışmalarına yer verdiğini ifade ediyor.
İnsanlar bunu insan hakkı hareketi olarak görüyor
Katliamda eşi Yusor Muhammad Abu-Salha ve baldızı Razan Mohammad Abu-Salha ile birlikte yaşamını yitiren Deah Barakat'ın öğrenim gördüğü University of North Carolina-Chapel Hill'de geçen hafta bir anma töreni düzenledi.
Törene, bölgedeki diğer üniversitelerin öğrencileri ile yerel halktan binlerce kişi katıldı.
Üniversitenin düzenlediği törende, farklılıklara anlayış mesajları ön plana çıktı.
Törene katılan Tüfekçi, "Kuran'dan surelerin okunduğu, duaların edildiği, İslami tonları yüksek bir anma töreni oldu. Binlerce sıradan öğrenci ellerinde mumlarla soğukta bunu, büyük bir saygı ve üzüntüyle dinlediler. Bu insanlar, bunu bir insan hakları hareketi olarak gördükleri için geldiler. Özellikle burada böyle bir tepki - karşı tepki de doğdu. Yani İslamfobi ve bu tür şiddet olaylarına karşı genel bir tepki de var." diye konuşuyor.
Ortadoğu kamuoyu etkili oldu
Tüfekçi'ye göre gösterilen tepki, olayın ortaya çıktığı ilk saatlerde sessiz kalan medyanın da hareket geçmesini sağladı.
Tüfekçi, haberin medya kuruluşlarının ana sayfalarında ya da manşetlerinde yer almasının sosyal medyada en çok konuşulan başlıklar arasına girmesinden sonra gerçekleştiğine dikkat çekiyor.
Tüfekçi, medyanın haberi büyütmesinin nedeninin saat farkı mı yoksa sosyal medyanın gösterdiği ilgi mi olduğunu söylemenin güç olmasına karşın, yine de başta Ortadoğu olmak üzere dünya kamuoyunun ABD basınına doğru olanı yaptırmasından dolayı ilginç bir olay olduğunu ifade ediyor:
"Kurbanların kimliği burada gece 02:00'de yayınlandı ve o saatlerde Ortadoğu'da gündüzdü. Yani Ortadoğulu sosyal medya kullanıcıları kurbanların kimliğini daha önce öğrendiler ve bunun haber olması gerektiğini yaygın bir şekilde belirttiler. Yine de ilginç bir olay. Çünkü hem dünya hem de Ortadoğu kamuoyu, bu kez ABD medyasının doğru tercihi yapmasını sağladı."