Cezalandırırken robotlaştırmayın
Abone olDayak depresyona girme riskini arttırıyor, sözlü cezalarda ise çocuğun travma geçirme olasılığını yükseltiyor.
Özgür ve Bilge dergisindeki “Robot Yetiştirmenin En Kestirme
Yolu” başlıklı yazıya göre uygulanan ceza yöntemi anne-baba-çocuk
arasındaki iletişimi etkilemesinin yanında, o davranışın altında
yatan sebebin ortaya çıkmasına da engel oluyor. Özgür ve Bilge
dergisinin Mart sayısında çocuk eğitiminde ceza ve ödülün yeri
konusu gündeme getirildi. Derginin Aile Bölümünde yer alan
araştırma dosyasına göre ceza yönteminin ebeveynler tarafından
tercih edilmesinin iki sebebi var. Birinci sebep anne babaların
çoğu ceza yönteminden başka bir yol bilmemeleri. Diğer bir nedeni
ise ceza yönteminin kısa vadede sonuca ulaştırıyor olması. Ceza
yöntemi ile istenmeyen davranışın hemen ortadan kalkmasıyla
kişileri bu yöntemin iyi olduğu izlenimine varıyorlar. Dayak
isyankar yapabiliyor Özlem Gölcü tarafından hazırlanan dosyada ceza
ikiye ayrılıyor. Bedenî ve manevî ceza. Ceza denildiğinde ilk
aklımıza gelen bedenî ceza oluyor. New Hampshire Üniversitesinde
yapılan araştırmalara göre dayak çocuğu çok fazla isyankar
yapabiliyor, depresyona girme riskini arttırıyor. Bu etkilerin
ortaya çıkması ise aylar, hatta yıllar alabiliyor. Araştırmacılar
dövülmeyen çocukların aklî gelişimlerinin daha hızlı olduğunu,
çevreleriyle olan ilişkilerinde daha başarılı olduklarını dile
getiriyorlar ve ekliyorlar: “Çünkü çocuğa vurulan her bir tokat
onun kişiliğine yapılan bir saldırıdır.” Manevi ceza çocuğu kendine
güvensiz yapıyor “Robot Yetiştirmenin En Kestirme Yolu” başlıklı
yazıya göre uygulanan ceza yöntemi anne-baba-çocuk arasındaki
iletişimi etkilemesinin yanında, o davranışın altında yatan sebebin
ortaya çıkmasına da engel oluyor. Çocuk problemin çözümünü elinde
tuttuğu halde, çözüm yolunu öğrenmekten mahrum kalıyor. Sadece
bedenî ceza kullanılmıyor. Bağırıp çağırmaların, tehditlerin
çocuklar üzerindeki yıkıcı etkileri de oldukça fazla. Maryland
Üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre çocukların sözlü
olarak cezalandırılmalar sonucu travma geçirme olasılığının arttığı
tespit edilmiş. Ayrıca çocuğun yazdığı bir yazıyı getirdiğinde
ebeveynin bununla ilgilenmemesinin, çocuk konuşurken onunla göz
teması kurmamanın, suçlamak, aşağılamak, soğuk ve ilgisiz
davranmanın ona verilecek en büyük ceza olduğu beliriliyor.
Dikkatleri çektikleri başka bir nokta ise manevî ceza alan
çocuklarda görülen kalıcı izler. Uzmanlara göre böyle cezalara
maruz kalan çocuklar kendine güvensiz, ürkek, kendini önemsiz
hisseden, içine kapanık veya saldırgan olabiliyorlar. Cezanın
yanında ödül de olmalı Ödüllendirme de ikiye ayrılıyor. Uzmanlar
maddî ödüllendirmenin özdenetimin gelişmesine engel olacağını
söylüyorlar. Maddî olmayan her türlü ödüllendirme, ideal olan
ödüllendirme biçimi. Çocuklara zaman ayırmak, onlarla göz iletişimi
kurmak ve her şeyden önemlisi onları dinlemek manevî
ödüllendirmeler arasında sayılıyor. İdeal ödüllendirmenin çocuklar
üzerindeki etkisi hakkında uzmanların görüşleri şöyle: “Bu tarz
ideal ödüller verilen çocuklar kendilerine güvenirler, kendilerini
değerli ve güvenli hissederler, başkalarıyla rahatça konuşup,
kendilerini ifade edebilirler.” Araştırmaya göre cezalandırma veya
maddî ödüllendirme yöntemleriyle yetiştirilen çocuklar dış
beklentilere göre hareket etmeyi, dışarıdan denetlenmeyi öğreniyor.
Böylelikle çocuklar istenilen davranışı ceza almamak yada ödül
almak için yapıyor, otoritenin beklentisine göre davranmaya
başlıyorlar.