Cezaevleri 3 yılda tekrar doldu
Abone olTürkiye’de çok tartışılan konulardan ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ ile kamuoyunda ‘af yasası’ olarak bilinen ‘Şartla Salıverme Yasası’ u
Gelinen nokta af yasasının ne kadar yararlı olup olmadığını
göstermekten ziyade, konunun tartışılmaya devam edeceğini gösterir
nitelikte.
Çünkü af yasası ile neredeyse boşalan cezaevleri 3 yıl gibi kısa
bir zamanda tekrar doldu. 19 Aralık 2000’de ölüm orucu eylemlerini
sona erdirmek için başlatılan ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ndan 3 gün
sonra (22 Aralık) 4616 sayılı ‘Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası’
çıkarılmıştı.
Cezaevlerinde yer kalmadığı için çıkarılan af yasasının ardından 70
bin kişilik kapasitesi dolan cezaevlerinin nüfusu 40 bine kadar
düşmüştü. Ancak, 3 yılda mahkum sayısı 20 bin artarak yeniden 64
bine çıktı. Af yasası ile tahliye olan tutuklu ve hükümlülerden bin
899 kişi de suç isnadıyla tekrar cezaevine girdi.
Dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit tarafından
‘kader mahkumları’ için gündeme getirilen ve uzun tartışmalardan
sonra kabul edilen af yasası çıkmamış olsaydı 3 yıl içinde
cezaevine giren 20 bin tutuklu ve hükümlüye yer
bulunamayacaktı.
Cezaevi nüfusuna her yıl 5 bin yeni tutuklu ve hükümlü eklendiği
göz önüne alınırsa, farklı bir çözüm bulunmaması halinde yeni
afların gündeme gelmesi kaçınılmaz olacak.
Ayrıca nüfusu yoğun olan bölgelerdeki cezaevleri ihtiyacı
karşılamadığı için yeni cezaevlerinin yapılması gündemde.
Hesaplanan yıllık ortalama artışa göre de 2010’da hükümlü ve
tutuklu sayısının 92 bine kadar çıkacağı tahmin ediliyor.
Af yasasının kabul edildiği dönemde Adalet Bakanı olan Prof. Dr.
Hikmet Sami Türk, affın çıkmasında kapasite sorununun da etkili
olduğunu belirtiyor. Türk, “Sorunları giderek büyüyen ve kapasitesi
dolan cezaevlerinin yeniden yapılandırılması için af bir zorunluluk
haline gelmişti.” diyor.
Af çıkarılmadan cezaevlerindeki sorunların kaynağı olan koğuş
sistemini sona erdirmenin ve yeniden yapılandırmanın mümkün
olmadığını anlatan Türk, yapılan iyileştirmelerin ve yeniliklerin
birçoğunun cezaevlerinin büyük ölçüde boşalması sayesinde
gerçekleştirildiğini ifade ediyor.
Her yıl cezaevlerine 6 bin kadar insan girdiğine dikkat çeken Türk,
2000’de af çıkarılmamış olsaydı bugün tutuklu ve hükümlü sayısının
100 bini geçecek durumda olacağını, cezaevlerinin kapasitesinin ise
bunu kaldıramayacağını anlatıyor.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Kenan İpek, Şartla Salıverme
Yasası ve Hayata Dönüş Operasyonu’nun ardından cezaevlerinin
uluslararası standartlara göre yeniden yapılandırılmaya
çalışıldığını belirtiyor. Zaman’a açıklama yapan İpek, kapasite
sorununun sadece cezaevi yaparak çözülemeyeceğini, bunun yanında
başka önlemlerin de alınması gerektiğini ifade ediyor.
Küçük cezaevleri kapatılıyor
İpek, cezaevlerinin yeniden yapılandırılması
çerçevesine ilçelerdeki küçük cezaevlerinin kapatılacağını
anlatırken, yerine geçecek 400–500 kişi kapasiteli modern bölge
cezaevleri için ihale ve inşaat çalışmalarının sürdüğünü
bildiriyor.
İpek’in verdiği bilgilere göre, koğuş sisteminden kaynaklanan
sorunların ortadan kaldırılması amacıyla şimdiye kadar 66 cezaevi
tamamen oda sistemine dönüştürüldü. Yeni yapılanlarla birlikte
terör mahkumlarının kaldığı yüksek güvenlikli F tipi cezaevlerinin
sayısı 11’e çıkarılırken İstanbul, Ankara, Balıkesir, Çorum,
Antalya, Sakarya ve Rize’de kapasitesi yaklaşık 500 olan oda
sistemine dayalı modern L tipi cezaevleri inşa edilecek. Bu
çerçevede daha önce 700’den fazla olan cezaevi sayısı 503’e kadar
indirildi. Küçük cezaevlerinin belirli bir plan dahilinde
kapatılmasıyla sayının 260’a çekileceği belirtiliyor.
Kenan İpek, üzerinde çalıştıkları en önemli sorunların İstanbul ve
Ankara gibi hükümlü oranı yüksek olan illerdeki cezaevlerinin
yetersizliği ile çocuklara uygun cezaevi ortamı bulunmayışı
olduğunu vurgulayarak şu bilgileri veriyor: “İstanbul ve Ankara’da
hükümlü sayısı çok olmasına karşılık buralardaki cezaevleri
yetersiz. Birçok mahkum başka illerdeki cezaevlerine
naklediliyor.
Bu hem ekonomik açıdan bütçemizi etkiliyor hem jandarmaya külfet
getiriyor hem de aileleri perişan ediyor. İstanbul Silivri’de 8,
Maltepe’de de 3 L tipi cezaevi yaparak bu sorunu ortadan kaldırmak
için gerekli çalışmaları başlattık. Ayrıca Türkiye’de ilk defa
kadınlara ve çocuklara mahsus cezaevleri yapıyoruz.
Çocukların eğitim ve eğlence ihtiyaçları göz önüne alınarak özel
olarak hazırlanmış projelere göre Ankara–Sincan ve
İstanbul–Maltepe’de çocuk cezaevleri yapılacak. Aynı şekilde
kadınlar için de özel hazırlanmış projelere göre modern cezaevleri
inşa edilecek.” İpek, uluslararası standartlara göre inşa edilecek
tam donanımlı bölge cezaevlerinde mahkumlara eğitim, spor, sosyal
ve kültürel etkinlikler, iş yurtlarında çalışma imkanı gibi her
türlü imkan sağlanacağını vurguluyor.
Cezaevlerine ziyaretler yaparak sorunları yerinde inceleyen Meclis
İnsan Hakları Komisyonu Başkan Yardımcısı Cavit Torun, mahkumların
hangara benzeyen eski cezaevlerinde çok olumsuz şartlarda
kaldıklarına dikkat çekerek Adalet Bakanlığı tarafından başlatılan
modern cezaevlerinin bir an önce bitirilmesini istiyor.
Komisyon olarak inceleme yaptıkları Bolu Cezaevi’nde gördüklerini
anlatan Torun, “Mahkumlar pislik içindeki havasız, ranzalarla dolu
bir odada kalıyor. İnsanların yattıkları, temizlendikleri,
oturdukları, yemek yedikleri mekan pislik yuvası haline gelmiş. Her
türlü salgın hastalığa müsait bir ortam var.” diyor.
Ankara’nın merkezindeki Ulucanlar Cezaevi’ndeki mekanların bile
inanılmaz derecede kötü olduğuna dikkat çeken Torun, yetkililerin 1
gece kalamayacakları mekanlarda mahkumların ‘ikinci bir
cezalandırmaya tabi tutulur gibi’ yıllarca kaldığını söylüyor.
Cezaevinde kalanların da insan olduğunun unutulmamasını isteyen
Torun, şu değerledirmeyi yapıyor: “Kimsenin, (burası cezaevi canım
ne yapalım) demeye hakkı yok. Türkiye’nin cezaevlerinin
iyileştirilmesi konusunda elini çabuk tutması gerekir. Çünkü bu
olumsuz ortamlarda kalan insanlar cezaevinden çıktıktan sonra
toplumda yeni bir sorun haline geliyor.
Biz cezaevlerini ıslah yeri olmaktan çok suçlu üreten mekanlar
halinde tutuyoruz.” Cavit Torun, cezaevlerindeki kapasite sorununun
da sık sık af çıkararak çözülemeyeceğini vurguluyor. Torun,
insanları suça iten ekonomik ve sosyal şartların düzeltilerek suçu
önleyecek tedbirlerin geliştirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Koğuş dönemi sona erecek
3 yıl önce gündeme damgasını vuran ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ ile
cezaevlerinde sorunların kaynağı olarak görülen koğuş dönemi
kapandı. F tipi karşıtlığı ise yerini iyileştirme taleplerine
bıraktı.
Cezaevlerini ‘yasadışı örgüt ve mafyanın hakimiyet alanı’ haline
getiren koğuş sistemine dönüş fikri artık kabul görmüyor. Modern
yapısı ile benimsenmeye başlanan F Tipi cezaevlerinde ise 9 –10
mahkumun gündüzleri aynı ortamı paylaşmasına imkan sağlayacak yeni
iyileştirmelerin yapılması isteniyor.
Yeni açılanlarla birlikte sayıları 11’e ulaşan ve her biri 350
kapasiteye sahip F Tipi cezaevlerinde terör suçlarından 3 binden
fazla tutuklu ve hükümlü kalıyor. 1 ve 3 kişilik odalardan oluşan F
Tipi cezaevlerinde mahkumlar belirlenen saatlerde 10 kişilik
gruplar halinde sohbet amacıyla bir araya gelebiliyor.
Öte yandan ilçelerdeki küçük cezaevleri belirli bir plan dahilinde
kapatılırken her mahkumun geceleri ayrı odalarda kalıp gündüzleri 7
mahkumla aynı ortamı paylaşacağı 500 kapasiteli modern L Tipi bölge
cezaevleri yapılıyor.
İstanbul, Ankara, Balıkesir, Çorum, Antalya, Sakarya ve Rize’de
yapılması düşünülen L Tipi cezaevlerinin 2006’nın başında faaliyete
geçirilmesi planlanıyor. Mevcut E Tipi cezaevlerinden 66’sı da
benzer şekilde oda modeline dönüştürüldü.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Kenan İpek, F Tipi cezaevlerinin
açılmasından sonra asayiş ve güvenlik problemlerinin tamamen
çözüldüğünü belirtiyor.
Çok sayıda tutuklu ve hükümlünün bir arada kaldığı koğuş
sisteminden dolayı cezaevlerinde yaşanan isyan, yangın, firar gibi
olayların eskisiyle kıyaslanamayacak ölçüde azaldığına dikkat çeken
İpek, cezaevlerinin artık tiyatro, sergi gibi kültürel
etkinliklerle gündeme geldiğini ifade ediyor.
İpek, 150–200 kişinin sürekli aynı ortamı paylaştığı, sigara içilen
koğuşlarda mahkumların hayatlarını sağlıklı bir şekilde
sürdüremeyeceklerini vurgulayarak “Avrupa Birliği’ne giriş
sürecinde olan ülkemizde uluslararası standartlara ve ulusal
mevzuatımıza uygun, insan haklarına saygılı bir infaz sistemi
oluşturmak istiyoruz.
Bizim tutuklu ve hükümlüyü bir odaya kilitleyelim tahliye zamanı
geldiğinde kapıyı açıp salalım diye bir düşüncemiz yok.” diyor. Çok
sayıda tutuklu ve hükümlünün bir arada kaldığı koğuş sistemi
nedeniyle yasadışı örgüt ve mafyanın hakimiyet kurduğu
cezaevlerinde sık sık isyan, çatışma, şişleme, firar gibi olaylar
meydana geliyordu.
Sadece 1995 ile 2000 yılları arasında meydana gelen olaylarda 117
hükümlü ve tutuklu hayatını kaybetti, 386 kişi de yaralandı. Aynı
dönemde cezaevi personelinden de 9 kişi öldürüldü, 205 kişi
yaralandı. Yine bu süre içerisinde, kapalı cezaevlerinden tünel
kazarak veya diğer şekillerde bin 242 kişi firar etti.
Suçlu sayısı, Batı Avrupa ve dünyanın diğer ülkelerinde de
artıyor
Suçlu sayısındaki artışa bağlı olarak yaşanan kapasite problemi
sadece Türkiye’de değil, Batı Avrupa ülkeleri de dahil bütün
dünyada yaşanan bir sorun. Af nedeniyle çok sayıda mahkum tahliye
edildiği için şu anda Türkiye’deki cezaevlerinde doluluk oranı
yüzde 90.
Buna karşılık İngiltere başta olmak üzere Batı Avrupa ülkelerinde
cezaevlerinde kapasitenin üzerinde hükümlü ve tutuklu
barındırıldığı ifade ediliyor. Yetkililer, Avrupa Konseyi’nin bu
konuyu çözebilmek için ‘probasyon’ yöntemiyle (suçluları cezaevine
sokmadan cezalandırma) yolları üzerinde durduğunu belirtiyor.
Türkiye’de de kapasite sorununa karşı insanları suça iten
sebeplerin ortadan kaldırılması ve suçluları cezaevine koymayı
gerektirmeyecek alternatif ceza yöntemleri getiren yasal
düzenlemelerin yapılması gerektiğine dikkat çekiliyor.
CEZAEVİ İSTATİSTİKLERİ
Cezaevi sayısı:....................503
Toplam tutuklu ve
hükümlü sayısı: ............64.037
Tutuklu: ........................32.540
Hükümlü:..................... 31.696
Erkek:.......................... 61.739
Kadın:............................. 2.298
Adli suçlu:.................... 56.753
Sağ terör:........................ 1.353
Sol terör:........................ 4.544
İtirafçı terör:...................... 299
Çıkar amaçlı suç
örgütü mensubu:............1.088
Çocuk cezaevi: ...................... 1
Çocuk ıslahevi: ..................... 3
Kadın–çocuk cezaevi:........... 1
Açık cezaevi:....................... 38
F tipi cezaevi: ...................... 11
Kiralık cezaevi: .................... 4
Kaynak: Zaman