Cezaevinden iki bakana mektup yolladı

Abone ol

6 aydır cezaevinde olan Şener, Adalet Bakanı Ergin ve Başbakan Yardımcısı Yazıcı’ya mektup gönderdi

Polis eski müdürü Hanefi Avcı ile gazeteci arkadaşı Ahmet Şık’ın kitap yazmalarına yardımcı olduğu iddiasıyla 200. gündür tutuklu olan gazeteci Nedim Şener, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve kamuoyuna mektup yazdı.

Sadece kitap yazımına yardım etmekle suçlandığını hatırlatan Şener, “Sayın Yazıcı’ nın dikkat çektiği usulsüzlükler gerçekleşti. Şimdi Sayın Bakan’a sorum şu. Bu durum karşısında bir şey yapabilir misiniz? Kimseyi içeri atmayın ama hakkımızı teslim edebilir misiniz? Sayın Bakan ben derdimi dağlara, taşlara, kuşlara, kurtlara mı anlatayım? Söyleyin ben ne yapayım?” dedi.

Tutuklandığı günler de iki bakanın yaptığı açıklamaları hatırlatan Şener, iddianamede gazetecilik dışında bir faaliyetle suçlanmadığının ortaya çıkması karşısında ne diyeceklerini sordu.

Şener, “OdaTV’de bir bilgisayarda çıkan bir word doküman ile 6 aydır ‘terörist’ diye tutuluyoruz. İşte size adalet” dedi.

ERGİN BASINA DARBE OLUR DEMİŞTİ

Şener, tutuklandıkları günlerde, soruşturmayı yürüten Savcı Zekeriya Öz’ün “yürütülmekte olan soruşturma bir kısım basın mensubunun gazetecilik görevleri, yazdıkları/yazacakları yazılar, kitaplar ve ileri sürdükleri görüşleriyle ilgili olmayıp, şu aşamada açıklanması mümkün olmayan bir kısım delillerin değerlendirilmesi sonucu yapılması zorunlu hukuksal bir işlemdir” diye açıklama yaptığını hatırlattı. Bunun üzerine Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in de “Davayı yürüten savcı bir açıklama yaptı ve ‘gözaltılar gazetecilik faaliyetinden değil’ dedi. Sadece gazetecilikten alınırsa basına darbe olurdu” dediğini belirten Şener, bu açıklamalardan 6 ay sonra hazırlanan iddianamede sadece Avcı ve Şık’ın kitap yazmasına yardımcı olmakla suçlandığına dikkat çekti.


YAZICI KIYAMET KOPARIRIZ DEMİŞTİ

Bu iddianın da gerçek dışı olduğunu ve iddianamede buna yönelik hiçbir delil, telefon konuşması olmadığını bildiren Şener, Adalet Bakanı’na “Hakkımdaki suçlama, haksız ve yersiz olmasına rağmen, iki kitabın yazımına katkı sağlamaksa bu durum ‘basına darbe’ olmuş mudur, olmamış mıdır” diye sordu. Şener, Başbakan Yardımcısı Yazıcı’ya yazdığı mektupta ise, “dürüstlüğü ile tanınan” Yazıcı’nın 25 Mart tarihli Hürriyet’e yaptığı “Bir insanın sadece kitap yazmasından ötürü gözaltına alınması gibi bir şey olmaz, oluyorsa da doğru olmaz. Sadece isimsiz-imzasız ihbarla insanların gözaltına alınıp tutuklanması... böyle bir şey olmaz. Eğer öyleyse bu vicdansızlık. Ben de hakimlik yaptım, bu konularda karar verirken adamın vicdanının rahat etmesi lazım. Eğer sadece imzasız ihbar mektubuyla oluyarsa, sonuçta bunları göreceğiz. Kıyameti koparırız o zaman. O adamları biz atarız içeriye...” açıklamasına yer verdi.

SAYIN BAKAN BEN NE YAPAYIM?

Hakkındaki iddianame ile imzasız bir ihbar mektubu ile gözaltına alındığı ve sadece kitap yazımına yardım etmekle suçlandığını hatırlatan Şener, “Sayın Yazıcı’ nın dikkat çektiği usulsüzlükler gerçekleşti. Şimdi Sayın Bakan’a sorum şu. Bu durum karşısında bir şey yapabilir misiniz? Kimseyi içeri atmayın ama hakkımızı teslim edebilir misiniz? Sayın Bakan ben derdimi dağlara, taşlara, kuşlara, kurtlara mı anlatayım? Söyleyin ben ne yapayım?” dedi.

BETONDAN MEZARDA BEKLEDİM

Şener, üçüncü mektubunu ise “Kamuyona” yazdı. 6 aydan fazla süredir “Beton bir mezarda canlı ama ölü gibi” iddianamenin çıkmasını beklediğini söyleyen Şener, kendilerinin Ergenekon ile ilişkilerinin olmadığını en iyi polis, savcı, hakimlerin bildiğini söyledi. Şener 6 ay sonra çıkan iddianamede haklarında bir delil olmadığının görüldüğünü belirterek şöyle devam etti: “Eldeki tüm bulgular terörist değil, gazetecilik diyor. İki kitap meselesi mi? O iddianameyi yazanların hatalı tahlilleri...”

Günün Önemli Haberleri