Çevik Bir'den komik Erbakanlı savunma
Abone olEmekli Orgeneral Çevik Bir'in avukatı aracılığıyla mahkemeye sunduğu yazılı savunma ortaya çıktı...
'73 YAŞINDA BUNLARI MI GÖRECEKTİM'
BÇG bünyesinde yaptığı tüm işlemlerin yasal olduğunu savunan Bir, "Ben de üstlerimden emir aldım, uyguladım. Nihai emir merci MGK'dır. Alınan kararların uygulama aşamasını gerçekleştirdik" dedi. Soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Ankara Savcısı Mustafa Bilgili'yle ifadelerinin aynen tutanağa geçmediği gerekçesiyle tartışan Bir, "73 yaşından sonra bunları da mı görecektik" diye sitem etti. İfade sırası bekleyen Bir'in Saygı Öztürk'ün 28 Şubat MGK kararlarının da yer aldığı "Dünü ve Bugünüyle Milli Güvenlik Kurulu" kitabını okuduğu ifade edildi. Savcılıkta, MGK kararlarının uygulanması ve Batı çalışma Grubu'nun (BÇG) fişleme belgeleriyle ilgili "Dönemin Başbakan'ı Necmettin Erbakan'la birlikte hükümetin talimatlarını uyguladım" demesi dikkat çekti.
Emniyet’te 8 saat sorgulanan ve önceki gün çıkarıldığı mahkeme tarafından sekiz şüpheliyle birlikte tutuklanan emekli Orgeneral Çevik Bir, mahkemede savcılık tarafından kendisine yöneltilen bir soruya karşılık olarak “arkadaşlar aşırıya gitmiş, tedbirler kâğıt üzerinde kaldı” şeklindeki ifadesini mahkemede değiştirerek, “Huzurda verdiğim ifade geçerlidir” dedi.
Savcılıkta, Batı Çalışma Grubu’nun
teşkilat yapısı içerisinde görev alanların nasıl seçildiği ve 28
Şubat sürecini yürütmek için ABD ve İsrail yapılan görüşmelerin
sorulduğu Bir, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kendisini şu
sözlerle savundu: “Hükümetin MGK’nın ve zamanın
Başbakanının emir ve talimatlarını uyguladım. Suçsuzum, şayet
yargılanacaksam dolayısıyla sabit ikametgâhım olması nedeni ile
tutuksuz olarak yargılanmamı bekliyorum.”
Savcılık ifadesini
değiştirdi
“Emniyette susma hakkını kullandığı” iddialarını yalanlayan Çevik
Bir, mahkemede, savcılık tarafından kendisine yöneltilen bir soruya
verdiği “arkadaşlar aşırıya gitmiş” şeklindeki cevabın
düzeltilmesini istedi. Bir’in talebi duruşma tutanağına şöyle
yansıdı: “Altıncı sayfada yer alan baştan üçüncü sorunun cevap
bölümünde ‘söz konusu belgeyi hazırlayan arkadaşlar bu konuda
aşırıya gitmişlerdir. Ancak burada yer alan tedbir ile ilgili
olarak hiçbir eyleme geçilmemiş olup bu durum sadece kağıt üzerinde
kalmıştır’ şeklindeki bu cevabı düzeltmek istiyoruz. Bu soruya
huzurda verdiğimiz ifade geçerlidir.”
“Pasifize etme arasında öldürmek
var mı”
Bir’in değiştirilmesini istediği savcılıktaki sorgulama tutanağının
6. sayfasındaki savcının sorusu şöyle: “Batı Eylem Planının 2.
No’lu faaliyet planı (b) bendinde ‘sivrilmiş fanatik irticai lider
ve yöneticileri pasif hale getirmek maksadıyla, uygun hareket
tarzları geliştirmek’ ifadeleri yer almaktadır. Sivrilmiş, fanatik
irticai lider ve yönetici ne demektir? Sivrilme kriteri nedir? Bu
kapsamda kimleri nasıl tesbit ettiniz? Tesbit edilen sivrilmiş
fanatik irticai lider ve yöneticilere pasifize etmek için
geliştirilen hareket tarzları nelerdir? Pasifize etmekten
kastedilen nedir? Pasifize etme çalışmaları arasında öldürmek de
var mıdır?”
Vaaz CD’leri soruldu
Çevik Bir’e sorgusunda evinde ele geçirilen dini vaaz CD’leri
bulunduğu belirtilerek bunların ne işe yaradığı soruldu. Çevik Bir,
bunu redderek, “Evimde böyle bir şey bulunması mümkün değil” dedi.
Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nda çıkan belgelerin birçoğunu ilk
kez gördüğünü iddia eden Çevik Bir, BÇG’nin, MGK kararları
doğrultusunda, irticai faaliyetlerle ilgili bilgi toplamak için
kurulduğunu dile getirdi.
MİT’li savunma
Çevik Bir’in Emniyet’teki ve Savcılık’taki savunmasını yapmak için
birtakım belge ve dokümanlar üzerinde dört gün çalışan ve savcılık
sorgusunda bu belgeler eşliğinde savunma yapan Avukatı Vahap
Bozkurt ve Demir Akan, 14 Şubat 1997, 13 Mart 1997, 14 Mart 1997
tarihlerinde alınan MGK ve Bakanlar kurulu kararlarını mahkemeye
sundu. Bozkurt, savunmasında şunlara yer verdi: “28 Şubat 1997
tarihli MGK’da MİT tarafından irtica ile ilgili ayrıntılı bir sunum
yapılmıştır. Dosyada gizlilik kararı olduğu için 13 Mart 1997
tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ve görüşmeleri, 28 Şubat süreci, MGK
kararları Başbakan’ın bu husustaki talimatları, İçişleri
Bakanlığı’nın irtica ile mücadele noktasındaki çalışmaları ve
MİT’in irtica ile ilgili çalışmalarına ait raporların dosyada olup
olmadığını bilmiyoruz.
“Erbakan’ın emirleri yerine
getirildi”
Müvekkilim, TSK içerisinde herhangi bir personeldir. Bu olayda
cebir ve şiddet kullanılması söz konusu olmamıştır. Hükümet
tarafından alınan MGK kararlarının esas amacı müvekkilimize isnat
edilen suçlamanın tam aksine irticai teröre karşı mevcut hükümeti
korumak için gerekli tedbirlerin alınmasıdır. Dönemin Başbakanı
Necmettin Erbakan kendi isteği ile istifa etmiş ve istifa ederken
de diğer ortağı ile yaptığı protokol gereği görevi Tansu Çiller’e
bırakmak üzere aynı partilerin hükümet etmeye devam etmesi amacıyla
istifa ettiğini belirtmiştir. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı
Süleyman’ın hükümeti kurma görevini Mesut Yılmaz’a vermesi
nedeniyle hükümet değişikliği olmuştur. Şayet Tansu Çiller ile
Necmettin Erbakan arasındaki protokol gereği Sayın Tansu Çiller
Başbakan olsaydı, mevcut hükümet, görevine devam
edecekti.
28 Şubat MGK kararları ve özellikle ek A genelgesi ayrıntılı olarak incelendiğinden ve bu kararların hemen akabinde 14 mart tarihli sayın Başbakan’ın talimatı birlikte değerlendirildiğinde yasadışı hiçbir faaliyetin olmadığı, BÇG’nin, hükümeti ve MGK kararlarını uygulamak amacıyla kurulduğu çok net olarak görülecektir. Hükümetin bilgisi ve talimatı dışında yasal olmayan hiçbir iş ve işlem yapılamamıştır.”
DÜĞMEYE GÖLCÜK'TE
BASILDI
28 Şubat soruşturması perde arkasında kalan ilginç gerçekleri ve
gizli belgeleri de günışığına çıkardı. Savcılığa ulaşan belgelerde
28 Şubat'ın Gölcük'te planlandığı açık bir şekilde yer aldı.
Savcılık belgelerine göre 11 Ocak 1997'de Başbakanlık'ta bazı
cemaat liderlerine iftar verilmesi üzerine askerler "Kritik Durum
Değerlendirmesi" yapma kararı aldı. 17 Ocak'ta Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, Genelkurmay Başkanlığı'nı ziyaret etti.
Genelkurmay'da daha önce alınan karar ve dönemin Deniz Kuvvetleri
Komutanı Oramiral Güven Erkaya'nın önerisiyle üst düzey subaylar
Gölcük Donanma Komutanlığı'nda bir araya geldi. 22 Ocak'taki bu
toplantı sonrasında dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Çevik
Bir, dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Korg. Çetin Doğan'ın
talimatı ile birliklere "gizli" ibareli emirler gönderildi.
Gölcük'teki ikinci toplantı, Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı
Karadayı ve Kuvvet Komutanları'nın katılımı ile 26 Ocak 1997'de
yapıldı. 72 saat süren toplantının ana gündemini de "irticai
faaliyetler" oluşturdu. 2 gün sonra yapılan MGK'dan "bölücü ve
yıkıcı akımlara karşı mücadele" kararı çıktı. 31 Ocak 1997'de
Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Karadayı, MGK Genel Sekreteri Org.
İlhan Kılıç ve MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, Cumhurbaşkanı
Demirel'le görüştü ve Hükümet'e yönelik eleştirileri dile
getirdi.
BELGE 1:
7 Şubat 1997 tarihli ve 'Kars İl Jandarma Komutanlığı' başlıklı il
jandarma komutanı Halil Ayan imzalı belge: Yapılacak bir çalışmaya
esas olmak üzere bizzat birlik komutanlarınca; a) Evlenme
cüzdanlarında tesettürlü fotoğrafı bulunan ve bu kıyafet ile
yaşamlarını sürdüren subay, astsubay ve uzman jandarma çavuş kimlik
ve görev yerlerinin b) Bu durumdaki subay, astsubay, uzman jandarma
çavuş kimliklerinin tespit edilmesi, istendiğinden 12 Şubat 1997
tarihine kadar bildirilmesini rica ederim.
BELGE 2:
19 Şubat 1997 tarihli Tekirdağ 8'inci Piyade Tugay Komutanlığı
Kurmay Başkanı Albay Mahmut Sancar imzalı belge: Tüm kara
kuvvetleri personeli ve ailelerinin elde edeceği her türlü belge,
bilgi ve haberi silsileler yoluyla üst komutanlığa ulaştırılması ve
personelin bu hususta bilgilendirilmesi ilgi ile
emredilmiştir.