Çetenin akıl almaz torpil planı!
Abone olİstanbul’daki hayali ihracat soruşturmasında, organize suç örgütünün elemanı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi çıktı.
İstanbul Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca
yürütülen hayali ihracat soruşturmasında, organize suç örgütünün,
halen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda görev yapan Başmüfettiş Cafer
Şahin’e “torpil yapmaya” hazırlandığı saptandı.
Hayali ihracat şebekesinin lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan işadamı Barbaros Hayrettin Aksoy’un, Şahin’i Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda yeni kurulacak denetim biriminin başına geçirip, incelemelerden haberdar olmayı amaçladığı tespit edildi.
Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kemal Gül’ün yürüttüğü
soruşturma kapsamında, mahkeme kararıyla şüphelilere yönelik teknik
ve fiziki takip gerçekleştiren İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla
Mücadele Şubesi ekipleri, dosyadaki önemli zanlılar arasında yer
alan Barbaros Hayrettin Aksoy’un, geçmişten tanıdığı bir gümrük
müfettişi için bürokratik olarak devreye girdiği tespit edildi. Bu
tespit üzerine takiplerini yoğunlaştıran polis, 8 Ağustos 2011’de
Aksoy ile Şahin arasındaki telefon görüşmesini tespit etti.
Görüşmede, Şahin’in Aksoy’u görüşme yapmak amacıyla buluşmaya
çağırdığı, Aksoy’un Şahin’e “üstad” diye hitap
ettiği belirlendi.
Aynı görüşmede, Şahin’in Aksoy’u görev yaptığı devlet kurumundaki
makamına çağırdığı, ancak Aksoy’un gelemeyeceğini bildirmesi
üzerine aynı gün saat 18.00’de Şahin’in, “Bizim kulübe
gel” diyerek, randevu verdiği anlaşıldı.
Aksoy’un, dosyada adı suç örgütü üyesi olarak geçen Ahmet Pampu
adlı kişiyle 20 Ağustos 2011 ve 27 Ağustos 2011 tarihlerinde
yaptığı iki ayrı telefon görüşmesinde, Gümrük ve Ticaret
Başmüfettişi Şahin’i, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu
Başkanlığı’nda yeni kurulacak bir birimin başına geçirmeye
çalıştığını anlattığı tespit edildi. Bakanlıktaki yeni birimin adli
makamlara suç duyurusunda bulunma yetkisi olması nedeniyle önemli
bir birim olacağı, Şahin’in bu birimin başına getirilmesiyle
Aksoy’un yapılacak incelemelerden bilgi sahibi olmayı amaçladığı
saptandı.
SPOR TESİSİNDE BULUŞMA
Soruşturma dosyasında, Aksoy-Şahin ikilisinin 24 Ekim 2011 akşamı
gerçekleştirdikleri buluşmaya ait ayrıntılı bilgiler ve takip
fotoğrafları da yer aldı. 24 Ekim’deki telefon görüşmesinde
Şahin’in Aksoy’a, “Nasıl keyfin nasıl, gel de çay ikram edeyim
sana” dediği, Aksoy’un bu teklife, “Şükürler olsun idare
ediyorum. Siz nasılsınız, iyisiniz. Tamam abi, kaça kadar
oradasın?” yanıtını verdiği, Şahin’in de, “Ben
buradayım işte” diyerek daha önceden bilinen randevu
yerini bildirdiği anlaşıldı. Aynı gün saat 19.02’deki başka bir
görüşmede ise, Şahin’in Aksoy’u arayıp, “Söyleyim mi
ızgaraları” dediği, Aksoy’un da, “Söyle söyle
üstadım geliyorum şimdi” yanıtını verdiği belirlendi.
Bu randevulaşma sonrasında Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ait sivil
takip aracı saat 18.30 sıralarında Yeşilyurt Spor Kulübü’ne ait
sosyal tesislere giderek takibe başladı. Çalışmada, Şahin’in
kendisine ait aracı park halinde bulunurken, saat 19.30 sıralarında
Aksoy kendisine ait araçla randevu yerine geldi. Takibe devam eden
polis, saat 21.30 sıralarında Aksoy ve Şahin’i birlikte tesisten
çıkarken görüntüledi. İkilinin kucaklaşarak vedalaştıkları
görüntülendi. Söz konusu görüntüler, savcılığın soruşturma
dosyasında yer aldı.
İŞTE TELEFON GÖRÜŞMELERİ
Dosyada, tutuklu şüpheli Aksoy ile suç örgütü içinde yer alan
Ahmet Pampu arasında yapılan telefon görüşmelerinde Şahin’le ilgili
nasıl hareket edileceği yönünde konuşmaların gerçekleştirildiği de
saptandı. Görüşmelerde, Pampu’nun Şahin’i makamında ziyaret edeceği
ve kendisiyle ilgili atama için bakanlık müsteşarı Ziya
Altunyıldız’a ismini vereceğini anlattığı belirlendi.
20 Eylül 2011 tarihli görüşme, soruşturması dosyasında özetle şöyle
yer aldı:
* A.Pampu: Bu Cafer beni aramadı, bilgin olsun.
* B.H.Aksoy: Ne diye arayacak seni?
* A.Pampu: Yarın ben gidicem,
* B.H.Aksoy: O seni aramaz ki.
* A.Pampu: Eee, numaramı aldı, git sen bir görüş. Ne istiyor, ne
istemiyor bilmiyorum ki?, Yarın gidiyorum ben Ankara’da randevum
var. Saat altıda akşam.
* B.H.Aksoy: He diyeceksin ki, bu adam bizim iyi dostumuz. Sana da
yanlışı olmaz. İstediğin yana da çekebilirsin anladın mı?
* A.Pampu: Tamam, tamam
* B.H.Aksoy: Akıllı bir adamdır, hem de Bursalıdır, hemşerimdir.
Sonra diyeceksin “Yeni Bakanlık Teftiş Kurulu kuruldu ya,
soruşturma komisyonu, soruşturma teftiş başkanlığı olacak, inceleme
araştırma bir de mahkemeye veren kurum olacak yani soruşturma.
Teftiş Başkanlığı” anladın mı? Bunu soruşturmanın başına
koyarsan... Yarın, bir gün bir şey olduğunda bu heyet kurar, bilmem
ne yapar anladın mı?, İnceler, iyi inceler anlıyor musun?
* A.Pampu: Anladım, tamam. Oradayken, sana oradan açarım.
* B.H.Aksoy: Bana ulaşmana gerek yok, bak Teftiş Kurulu’nda iki
tane birim oluşturuluyor. Bir, inceleme araştırma başkanlığı
kuruluyor, bir de soruşturma başkanlığı kuruluyor, anladın mı?
* A.Pampu: Soruşturmaya bizimki gelsin..
* B.H.Aksoy: He buraya bir yere gelsin bu, adam bu adam çok düzgün
bi adam bak. Gerçekten çok düzgün bir adam sen gördün, tanıdın.
* A.Pampu: Tamam, tanıdım, tanıdım.
Hüseyin Karakullukçu
Başkan ‘Tanırım’ dedi ‘Görüşmedim’ demedi
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, İstanbul Büyükçekmece
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı hayali ihracat operasyonu
dosyasındaki bilgilere göre, çete lideri olduğu iddiasıyla
tutuklanan işadamı Barbaros Hayrettin Aksoy’un eski dosyaları için
Ankara’ya gelen iştakipçisi Yalçın Bayrak’la görüşüp görüşmediğine
açıklık getirmezken, “Bu haberi gazetecilik mesleği ile
bağdaştıramıyorum. Haberi ve yapanları şiddetle kınıyorum” dedi.
Karakullukçu’nun açıklaması şöyle:
“24 Temmuz 2012 tarihli Milliyet gazetesinde ‘Danıştay’da Bir
Ricacı’ başlığıyla şahsım haber konusu yapılmıştır. Olayın gerçek
mahiyeti araştırılmadan bazı şahısların yaptıkları telefon
görüşmelerinden bahisle bu kişilerin çekilen fotoğrafları ile
şahsımın fotoğrafı da yayımlanmak suretiyle yapılan bu haberi
gazetecilik mesleği ile bağdaştıramıyorum. Öncelikle suç ve
suçlularla ilişki içinde göstererek şahsımı ve şahsımın üzerinden
kurumumu yıpratmak amaçlı yapılan haberi ve yapanları şiddetle
kınıyorum. Danıştay Başkanı olarak seçildiğim tarihten itibaren
şeffaflığı ve açıklığı kabul eden biri olduğumu basınla yapılan her
toplantıda gündeme getirdim.
Hâkim ve savcıların, insan olmanın beraberinde getirdiği sosyal
ortamda olması gerektiğini, ancak bundan kaynaklanacak
olumsuzlukları hiçbir zaman mesleğine yansıtmaması hususunu her
zaman vurguladım. Anayasal bir kurum olan Danıştay’a ve onun
başkanı sıfatı ile şahsıma çok sayıda dilekçe ve ziyaretçi
gelmektedir. Ziyarete gelen kişiler hakkında soruşturma olup
olmadığını araştırmam söz konusu olmayacağı gibi bu kişilerin
kimlerle ilişki içersinde bulunduklarını da bilmem mümkün değildir.
Bu itibarla, yapılan haberin yanıltıcı ve gerçekle ilişkisinin
bulunmadığı hususu kamuoyuna saygı ile duyurulur.”
ANKARA Milliyet