Çeşme'nin yeni turizm kapısı
Abone olİzmir Çeşme Sportif Balık Avcılığıyla turist çekiyor. Düzenlenen turnuvaya dünyanın pek çok ülkesinden bakın nasıl katılım oldu?
Türkiye'de turizm hareketinin başlamasında öncü rol
oynayan İzmir'in Çeşme ilçesi, son yıllarda ''sportif balık
avcılığı'' turizmiyle yeni bir turizm kapısı daha
açıyor.
Çeşme Alaçatı'da sportif balık turizmi organizasyonu yapan bir
şirket tarafından sportif balık avcılığı turnuvalarına başta
İtalya, Hırvatistan, Yunanistan ve Almanya olmak üzere, birçok
ülkeden amatör balık avcısı katılıyor.
Sportif balık avcılığı turizmi organizasyonu yapan şirketin ortağı
Murat Eğriboz, dünyada oldukça popüler olan sportif (amatör amaçlı)
balık avcılığının Türkiye'de de her geçen yıl daha da gelişerek
büyüdüğünü söyledi.
Kendisinin de bir sportif balık avcısı olduğunu ve bu işe de yurt
dışında katıldığı turnuvalar sonrasında ortağı olan İlknur
İçingir'in ortaya koyduğu fikirle girmeye karar verdiğini anlatan
Eğriboz, şunları kaydetti:
''Biz bu işi Türkiye'ye getirirken bu kadar ilgi göreceğini hiç
tahmin etmiyorduk. Ancak, her geçen yıl giderek artan bir taleple
karşı karşıya kaldık. 2007 yılında 18 tekneyle başladığımız
organizasyonun ikinci yılında 44, geçen yıl da 55 tekneye ulaştık.
Organizasyon olarak bu rakamı 60 tekne sınırında tutmak istiyoruz.
Burada amaç hiçbir şeyi kısıtlamak değil, aksine organizasyonlarda
kalite çıtasını daha da yükseğe çıkarmak. ''
Eğriboz, bugüne kadar düzenledikleri turnuvalara en çok İtalya,
Hırvatistan, Yunanistan ve Almanya'dan katılım olduğunu
belirtti.
Balık avcılığının, ''hastalık'' derecesinde bir tutku olduğunu dile
getiren Eğriboz, ''Katıldığımız turnuvalarda, avladığınız balık ile
tam bir savaş içinde oluyorsunuz. Sonuçta hep daha da büyüğünü
yakalama heyecanını an be an yaşıyorsunuz. Bu sportif organizasyona
katılan arkadaşlarımızla yıl içinde haberleşerek sürekli
'avcılığımızı nasıl geliştirebiliriz' diye konuşuyoruz'' dedi.
TURNUVALAR NASIL DÜZENLENİYOR?
Şirketin ortağı
İlknur İçingir ise kendisinin balık avı tutkunu olmadığını, ancak
eşinin balık avı merakı sayesinde bu organizasyona girdiklerini
söyledi.
Eşiyle Yeni Zelanda'ya gerçekleştirdikleri bir seyahatte,
arkadaşlarının kendilerin sürpriz yaparak bir turnuvaya kayıt
yaptırdıklarını ifade eden İçingir, ''Daha sonrada benim aklıma bu
işi Türkiye'ye taşıma fikri geldi. Arkadaşım Murat Eğriboz'a bu
projeyi anlattığımda, sportif balık avcılığı turizminin Türkiye'de
temellerini atmış olduk'' diye konuştu.
İçingir, belirli bir takvime göre hazırladıkları turnuvada,
katılımcıların birbirleriyle ve en önemlisi avladıkları balıkla
mücadele ederek yarıştıklarını dile getirerek, düzenledikleri
sportif balık avı turnuvaları hakkında şu bilgileri verdi:
''Turnuvaya katılan yarışmacılar Alaçatı bölgesinde, orkinos,
kılıç, zargana, lambuka, akya, torik ve palamut türleri için
mücadele veriyor. Bu balıklar açık deniz avcılığının gözde
balıkları. Yarışmacılar, bu balık türlerini yakalayıp puan
alabilmeleri için bazı kurallara uymak zorunda. Örneğin 20 kilogram
altında bir kılıç balığından puan alamazsınız. Balık ırklarının bir
puantaj sistemi var ve yarışmacılar bu kurallara uymak zorunda,
aksi takdirde puan kaybederler. Bu turnuvada orkinos ve kılıç
balığı puantajı en yüksek balıklar kategorisinde. Avcının, bu
balıklarla çarpışması çok zor olduğundan, puanları da yüksek. Diğer
balıkların boyları ufak olduğu için puanları daha düşük.
Standartların altında yakalanan balıklar ise kurallar gereği denize
geri bırakılmak zorunda. Bana göre amatör balıkçılık ahlaklı bir iş
ve biz bu işi severek yapıyoruz.''
İçingir, düzenledikleri turnuvalarda 10 veya 12 kişilik bir hakem
heyetinin görev yaptığını belirtti.