Cerrah:Kapkaç zor biter!
Abone olTürkiye'nin asayişte en dertli ili İstanbul'un emniyet müdürü Celalettin Cerrah, kapkaç ve nedenlerini ortaya koydu. Cerrah, yasal boşluklardan şikayetçi oldu.
İstanbul Emniyet Müdürü: Çocukların suçta kullanılmasını
önleyemezsek kapkaç bitmez. Türkiye'nin asayişte en dertli ili
İstanbul'un emniyet müdürü Celalettin Cerrah içini SABAH'a döktü:
"Yasal boşluğu iyi bilen suç çeteleri hırsızlık ve kapkaçta 18 yaş
altı çocukları kullanıyor." 15 BİN SUÇLU ÇOCUĞUN ÇOĞU SERBEST KALDI
"Yasa gereği çocukları sorgulayamıyoruz, savcıya teslim ediyoruz.
Geçen yıl 14 bin 874 suçlu çocuk yakaladık. Sadece bin 224'üne
yasal işlem yapıldı. Gerisi sokağa döndü." SULTAN'I YAKALIYORUZ
SALININCA SUÇ İŞLİYOR "Bir yankesici 38 kez yakalanmış, hep serbest
bırakılmış. Sultan isminde bir kızımız var, aynı durumda.
Yakalıyoruz, mahkeme bırakıyor. İki gün sonra aynı suçu işliyor."
TİNERCİLERİ UZANLAR'IN ÇİFTLİĞİNDE EĞİTELİM İstanbul Emniyet Müdürü
Celalettin Cerrah tinerci çocukların rehabilite edilmeleri
gerektiğini söyledi ve adresi de gösterdi: "Uzanlar'ın
Pamukova'daki çiftliği boş duruyor. Orayı belli bir düzene sokalım
ve bu çocukları orada eğitelim." İstanbul'da kapkaç bitmez İstanbul
Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'tan sert çıkış: "Kim İstanbul'da
kapkaçı bitiririm" diyorsa yalan söylüyordur, bu mümkün değil"
"Öncelikle 18 yaşın altındaki çocukların çetelerce kullanılmasını
engellemek zorundayız. Yakalıyoruz ama 24 saat sonra serbest
kalıyorlar". Son günlerde en çok konuşulan konuların başında
kuşkusuz güvenlik geliyor. Özellikle İstanbul'da belirgin bir artış
gösteren kapkaç ve hırsızlık olaylarını konuşmak için İstanbul
Emniyet Müdürü'nün kapısını çaldım. Müdür Celalettin Cerrah
kendilerine haksızlık edildiği görüşünde. "Asıl problem" diyor:
"Suç örgütlerinin 18 yaşın altındaki çocukları kullanması.
Yakalıyoruz, serbest kalıyorlar. Bu çözülmezse İstanbul'da
hırsızlık ve kapkaç olaylarında azalma olmaz." Son günlerde sıkça
eleştiriliyorsunuz. Eleştirilerin biri İstanbul Emniyeti'nin başına
geldikten sonra Trakya A.Ş'nin Yönetim Kurulu'nda görev almanız
hakkında. Sahi ne işiniz var yönetim kurulunda. Yani işiniz
başınızdan aşkın değil mi sizin? -Bütün devlet kurullarındaki
bürokratların bir kısmı yönetim kurulu üyesi olur. Bu üyelik
bakanlığın onayıyla olmuştur. Yani Sayın Maliye Bakanı bunu
onaylamıştır. Ayrıca İçişleri Bakanımız da uygun görmüştür. Siz
polissiniz. Nasıl bir katkınız olacak o kurula? -Şuraya ne
dikilecek, buraya onunla ilgili ne yapılabilir, işte şurası
kamulaştırılabilir mi, bunun gibi konular zaten hazır geliyor. Beni
taltif etmek için bu göreve getirdiklerini düşünüyorum. İstanbul'un
asayişiyle ilgilenmesi gerekirken niye iki saatimi buna ayırdım
diye soruyorsunuz. Ben diyorum ki, günde 18 saat çalışıyorum. O
zaman beni eleştirmiyorsunuz, demiyorsunuz ki siz Emniyet
Müdürüsünüz sağlıklı olmak için uyumak zorundasınız. Hiç eve
gitmediğim oluyor benim. 3-4 gün burada kalıyorum bazen. Niye
mesainizden ayırdınız dediğiniz zaman gücüme gidiyor açıkçası.
Çünkü ben aslında verilmesi gerekenden çok daha fazla mesai
harcıyorum İstanbul için. HIRSIZLIK YAPACAĞIMA... Ne kadar maaş
alıyorsunuz oradan? -Söylüyorum, 1 milyar alıyorum. Açık ve net
söylüyorum hırsızlık yapmaktansa ve birtakım çevrelerden bir şey
istemektense.... Hediye adı altında gelenleri kabul etmektense
devletimin bana bu yolla vereceği parayı alıyorum evet. Devletimin
bu yolla verdiği ücret benim için çok önemlidir. Sizin bir cümleniz
var, Ahmet, Mehmet ya da ben, kişiler sorun değil, İstanbul'un
sorunu büyük diyorsunuz. Nedir İstanbul'un sorunu? -Tabii ki
asayiş. İstanbul çok göç alan bir şehir. Taşı toprağı altın diye
ailelerini toplayıp geliyorlar. Ondan sonra şehre hiç yakışmayan
birtakım görüntülerle karşı karşıya kalıyorsunuz. Otobanda çiçek
satanlar vs. Her ailenin 7- 8 çocuğu var. Yeterince para olmadığı
için o çocuklara hâkim olmak son derece zor. SORGULAMA HAKKIMIZ YOK
Yani asayişi bozanların başında 18 yaşın altındaki çocuklar mı var?
-Kesinlikle, çünkü organize suç çeteleri yasal boşluğu çok iyi
biliyor. Böylelikle hep 18 yaş altındaki gençleri kullanıyorlar
kapkaç ve hırsızlık için. Reşit olmamış biri suç işleyip,
yakalandığında ne oluyor peki? -Yasa gereği bunları sorgulama
hakkımız yok. Hangi suçu işlemiş olursa olsun götürüp savcıya
teslim ediyoruz. Savcı da yasalar neyse onu uyguluyor. Suçunu
değerlendiriyor ve gerekirse mahkemeye çıkarıyor. Bir örnek vermek
istiyorum, 2003'te 13 bin 974 çocuğu yakalamışız. Peki bunlardan
kaçı serbest bırakılmamış yani tevkif edilmiş? Sadece 1041. O 1041
çocuk zaten çok ağır suçlardan yargılanmış yani adam öldürme gibi.
Bu rakam 2004'te 14 bin 874'e çıkmış. Bunlardan sadece 1224'ü
hakkında yasal işlem yapılmış. Yani geri kalanı ailelerine teslim
edilmiş ve tekrar sokaklara dönmüş. SULTAN DİYE BİR HIRSIZ VAR
Beyoğlu Karakolu'nda 18'ini bitirdiği için kronik bir yankesici
için doğum günü kutlaması yapılmış. -Evet yapıldı. 38 kez
yakalanmış 38'inde de serbest bırakılmış. Örneğin bir kızımız var
ismi Sultan. Aynı durumda. Biliyoruz onun yaptıklarını.
Yakalıyoruz, mahkemeye çıkıp serbest kalıyor, 2 gün sonra aynı suçu
işliyor. Polis de çaresiz kalıyor tabii. Peki ne yapılması lazım?
-Bu çocuklar Avrupa'da ve Amerika'da cezaevine konmuyor ama cezaevi
statüsünde ıslahevleri var. Yani cezasız kalmıyorlar. Ailelerine
falan teslim edilmiyorlar. Bizde ıslahevi yok mu? -Var ama yeterli
değil, tıklım tıklım. O konuda çalışmalarımız var. Adalet Bakanlığı
ve İçişleri Bakanlığı ile görüşerek çalışmalar yapıyoruz.
Anadolu'da çoğu vilayette çocuk mahkemeleri bile yok. İstanbul göç
alıyor, biliyoruz. 18 yaşından küçükler eğer bir kez suç işine
bulaştıysa kolay kolay bundan kopamıyor, çünkü bir alışan bir daha
bırakmıyor. Nasıl bıraksın, caydırıcı bir durum yok, ceza yok, ama
gelen iyi para var. Kaç yaşındaki çocuklardan bahsediyoruz? -İnanır
mısınız her yaş. Geçenlerde havaalanında turistlerin çantasını
çalan çocuk kaç yaşındaydı biliyor musunuz? Sadece 6. Annesi babası
kaçtı çocuk bize kaldı. Ne yaparız ki onunla? Annesini babasını
yakaladık, "Biz bilmiyoruz" dediler. Peki ne işin var o zaman
havaalanında? Cevap yok. Mahkemeye çıkardık, salıverildiler. Peki
ya tinerciler? Özellikle Dolmabahçe'nin oradaki cam siliciler,
çiçek satanlar, onlar da bu çocuk suçlular kategorisine mi giriyor?
-Evet, 18 yaşın altındaki çocukların suçta kullanılmasının önüne
geçmemiz şart. Yoksa kapkaçı, hırsızlığı bitirmemiz mümkün değil.
Kim diyorsa ki ben bitiririm, yalan söylüyordur. Mümkün değil.
Dolmabahçe'deki çocuklara gelince, onlara müdahale etmek bizim
görevimiz değil, belediyenin yani zabıtanın görevi. Çocuk arabanın
camını siliyor, ben hangi maddeye dayanarak onu adliyeye
göndereceğim ki? Ancak zarar vermesi gerekir ki biz müdahale
edelim. En son kameralara yansıyan bir kapkaç gördük. -Orada da
bize haksızlık yapılıyor. Yani ertesi gün oraya ekiplerimiz gitti
ve rutin kontroller başladı. Herkes bir şey değişmiyor diyor. Nasıl
anlıyorlar, biz de aptal mıyız oraya üniformalı polis gönderelim?
Sonra eleştiri oldu ekip arabası koyduk. Hiçbir suçlu gelmiyor ama
o suçluyu da yakalayamadık böylelikle. Tinerciler sizin
sorumluluğunuzda değil mi? -Yasa gereği eğer zarar veriyorlarsa,
bunları topluyoruz, çocuk bürolarına götürüyoruz. Çocuk şubelerinde
yatacak yerler var, psikologlar var ama bunların hiçbiri etkili
olmuyor. UMATEM diye bir yerimiz var, uçucu madde bağımlıları için.
Oraya götürüyoruz, 2 gün sonra kaçıyor. Hiçbir şekilde kontrolümüz
altında değiller. Peki çözüm nedir? -Bu çocuklar da bizim,
atamazsın, satamazsın, öldüremezsin. Bunları tekrar topluma
kazandırmamız lazım. Eğitim vermeliyiz, iş güç sahibi yapmalıyız
ama bunu toplumun içinde bir yerde yapamayız. Rehabilite edilmeleri
gerekiyor. Uzanlar'ın Pamukova'daki çiftlikleri boş duruyor, ben
öneriyorum, orayı belli bir düzene sokalım ve bu çocukları orada
eğitelim. Uçucu madde bağımlılarının toplumdan izole edilerek
eğitilmeleri şart. İSTANBUL'DA GÖREV ZORDUR 18 yaş altındaki suçlu
çocuklar ve tinerciler sorunu çözülürse İstanbul'da asayiş sağlanır
mı? -Bu ikisini çekip alırsanız inanın suçlarda büyük oranda azalma
olur. Özellikle kapkaç hırsızlık suçlarında. 34 yıldır emniyet
teşkilatında görev yapan biri olarak söylüyorum İstanbul'da kapkaç
hiçbir zaman bitmez. Ama bunları çözersek çok azalır. Siz birçok
yerde görev yaptınız. Örneğin Batman'da Batman'da mı görev yapmak
zordu, yoksa İstanbul'da mı? -İnanır mısınız, oraların en zor
dönemlerinde ben görev yaptım ama bu kadar zor değildi. Oralarda
olaylara hâkim olabilmek çok daha kolay. İstanbul farklı bir şehir.
Örneğin şu anda 27 bin polisimiz var. 2000'de bu sayı 30 binmiş.
İstanbul'un nüfusuna ve göçüne bakarsak en az 40 bin polis olması
gerekir. Polis sayısında niye azalma var? -Özel güvenlik yasasıyla
birçoğu emekli olup özel şirketlere gitti. Büyük bir bölümü de
Anadolu'ya, şarka tayin istiyor. İzin versek yarısı gider. Neden?
İstanbul'da görev yapmak zor mu? -Öncelikle ekonomik şartlar.
Burada görev yapan polis ailesinin de şartları iyi olsun istiyor
ama bu maaşlarla pek de kolay değil. Bir de polisimizde yargılanma
korkusu var. Amerika'da polislerin karıştığı suçlarda bir komisyon
kurulur. Polis teşkilatının üst düzeyleri bir araya gelip bir rapor
hazırlarlar. Eğer suçlu kabul edilirse yargıya teslim edilir. Bizde
ise hemen adli soruşturma başlıyor. YARGILANMA KORKUMUZ VAR
Geçenlerde bir komiser karakolda bıçaklandı ve oradaki polisler
müdahale etmedi. Bunu mu kastediyorsunuz? -Kesinlikle. O komiser
komaya girdi. Eğer orada yabancı bir polis olsaydı çoktan
bıçaklayanın kafasına silahını çekmişti. Hiç yolu yok. Bizim
polisimiz ise kolay kolay elini silahına atmaz. Suçluyu yakalarken
yargılanma korkusudur bu. Kendini güvende hissetmez. Bir taraftan
da iyi bir şey bu. Yani zırt pırt silah çıkacağına, olaylara
temkinli yaklaşmak.. -Ama o zaman suçlu korkmuyor işte. Diyor ki
polis kolay kolay beni vuramaz. Polis nefsi müdafaa olmadığı zaman
ateş bile edemiyor. Yetkilerim belli ama o yetkilerimizi bile
kullanamıyoruz. Ben demiyorum ki her şeyde silah çekelim ama
güvenlik güçlerinin üzerindeki bu yargı baskısını da atmamız
gerekiyor. Peki yeni ceza yasası ile neler olacak? Eliniz kolunuz
daha fazla mı bağlanacak? -İnanmıyorum böyle bir şeye. Yasalar
çıkarılırken çok iyi incelenerek çıkarıldı. Ayrıca açıklamalar da
yapıldı, yönetmelikler çıkacak diye. Bir problem yaşayacağımızı
sanmıyorum. Zaten 2 aydır meslek içi eğitim veriyoruz.
SABAH/BALÇİÇEK PAMİR