Çernobil raporu ürkütücü çıkmadı

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Onkoloji Konseyi'nce, Çernobil Nükleer Santral kazasının Doğu Karadeniz'de kanser olgularına etkisiyle ilgili yapılan çalışma raporunda, ''Türkiye'nin kazadan 3. derecede etkilenen bölge olduğu'' bildirildi. Onkoloji Konseyi Başkanı ve Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Özoran, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Aydın ve üniversitedeki radyasyon ve onkoloji alanında çalışma yapan çok sayıda öğretim üyesinin desteği ile yürütülen ''Doğu Karadeniz'de Kanser Olguları ve Çernobil Nükleer Santral Kazasının Bu Konuya Etkileri'' konulu çalışma raporu yayınlandı. Raporda, dünyada her yıl yaklaşık 10 milyon yeni kanser olgusunun görüldüğü vurgulanarak, şunlar kaydedildi: ''Gelecek 20 yıl içinde bu sayının iki katına çıkması beklenmektedir. Günümüzde her iki erkek ve her üç kadından birinin doğumdan itibaren hayatının herhangi bir döneminde kansere yakalanma riski vardır. Tüm dünyadaki kanser görülme sıklığındaki artışa paralel olarak bölgemizde de kanser olgularında artış olabileceği öngörülmektedir. Hissedilen bu artışın yorumlanmasında son yıllarda bölgemizdeki kanser tanı ve tedavi olanaklarının gelişmesinin rolü de göz ardı edilmemelidir.'' Kanserin çok evreli bir süreç olduğu ve kanserin birden fazla faktörün etkisiyle geliştiğinin ifade edildiği raporda, ''Kanser gelişiminde iyonizan radyasyon da kansere yol açan nedenlerden sadece biridir. Radyasyon, kanserlerin yüzde 2-3'ünden sorumludur. Oysa bu oran sigaraya bağlı oluşan kanserler için en az yüzde 30'dur'' denildi. ''ÇERNOBİL'İN ETKİSİ'' Raporda, insanların radyasyona maruz kalmalarında en önemli etkenlerden birinin nükleer santrallar olduğu da vurgulanarak, şunlar kaydedildi. ''Bunun en önemli örneği 1986 yılında yaşanan ve Ukrayna, Rusya, Doğu Avrupa, Balkanlar ve Doğu Karadeniz'i de etkileyen Çernobil Nükleer Santralı kazasıdır. Bu kazada radyasyona maruz kalma doz ve şiddetine göre üç bölge tanımlanmıştır. Türkiye üçüncü derece etkilenen bölgedir. Bilimsel verilerde en yüksek dozun alındığı birinci bölgede kanser gelişme riskinin yüzde 2-3 oranında artabileceği bildirilmektedir. İkinci bölgede bu oran yüzde 0.1 artış beklenir ki bunu hiçbir bilimsel çalışmayla göstermek olanağı yoktur. Buna göre üçüncü bölgede olan Türkiye için Çernobil kazasına bağlı kanser olgularında artış olduğunu ileri sürmek oldukça spekülatif bir yaklaşım olacaktır.'' Doğu Karadeniz'de 1986 yılından öncesi ile bugünün verilerini kıyaslayabilecek kanser kayıtlarının çok yetersiz olduğunun vurgulandığı raporda, o dönem için kanser vakalarının tanı ve tedavisinin yapılabildiği kurumsal imkanların da bugüne kıyasla oldukça az olduğunu ifade edildi. Raporda, konunun ulusal düzeyde ve ''Kanser Epidemiyolojisi Uzmanlık Disiplini'' prensipleri içerisinde araştırılması gerektiği kaydedildi.