1986 yılındaki bir deney sırasında meydana gelen 20. yüzyılın ilk büyük nükleer kazasının ardından, 300 bin kişi Çernobil'den tahliye edildi. Patlama sonrasında nükleer santralin çevresinde ciddi oranda radyoaktif kirlilik yaşadı. Tahliye edilen bölgedeki tarım arazileri, evler bir süre sonra bakımsız kaldı. Bu ıssız bölge vahşi hayvanlar için yaklaşık 30 yıllık aradan sonra cennete dönüşmüş durumda. Aslında bu canlıları, radyoaktif kirlenmeye rağmen hayatta kalmayı başarmış saymak gerekiyor. Bu duruma bakarak, "insanlar doğa için nükleerden daha tehlikeli" yorumunu yapanlar da var. İngiliz Profesör Jim Smith, bölgeye ilişkin araştırmasını Current Biology isimli dergide yayınladı. Çernobil çevresinde tahliye edilen 4 bin 200 kilometrekarelik alanda yapılan araştırma, felaketten 30 yıl sonra hayvan sayısında azalma olmadığını gösterdi. Geyikler, kurtlar, ayılar nükleer kirlilik yaşanmayan, ülkenin başka bölgelerindeki aynı türler gibi burada aynı yaşamı sürdürüyor. Yani felaket vahşi yaşamı neredeyse hiç etkilememiş. Profesör Smith, radyoaktivitenin insana ciddi zarar verdiğinin bilindiğini fakat bu bölgenin, etkinin sanıldığı kadar fazla olmadığını gösterdiğini söyledi. Fukuşima'daki nükleer kaza sonrasında da yaban domuzlarının bölgede normal hayatlarını sürdürdüğü gözlemlenmişti. Profesör Smith, radyoaktivitenin insana ciddi zarar verdiğinin bilindiğini fakat bu bölgenin, etkinin sanıldığı kadar fazla olmadığını gösterdiğini söyledi. Fukuşima'daki nükleer kaza sonrasında da yaban domuzlarının bölgede normal hayatlarını sürdürdüğü gözlemlenmişti.