Cep telefonu için bir ton domates
Abone olTürkiye teknoloji fakiri. Haliyle bu dış ticaret açığına yansıyor.. Örneğin bir adet cep telefonu alabilmek için 1 ton domates satıyoruz. ATO'nun raporu bir hayli çarpıcı..
Ankara Ticaret Odası (ATO) hazırladığı ''Dış Ticaretin İç Yüzü''
adını taşıyan son raporunda Türkiye'nin teknoloji ihracatını ve
ithalatını mercek altına aldı. ATO'nun Dış Ticaret Müsteşarlığı ve
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) Teknolojiye
Dayalı İmalat Sanayi İleri Sınıflamasına dayanarak hazırladığı
raporda, Türkiye'nin teknolojiyi yakından takip ettiği, kullandığı
ancak üretemediği vurgulandı. Raporda, Türkiye'nin, yüksek
teknoloji üretememesinin bedelini dış ticaret açığı olarak ödediği
belirtilerek, cep telefonundan bilgisayara, kalp pilinden tomografi
cihazına kadar her türlü ürünü kullanan Türkiye'nin, bu ürünleri
satın alabilmek için ''yükte ağır ama pahada hafif ürünleri''
sattığı ifade edildi. Türkiye'nin, tekstil elyafı ve mamülleri,
hazır deri, giyim eşyası, ayakkabı, mobilya ısıtma ve aydınlatma
cihazları gibi düşük derecede teknoloji ürününü üretip dışa
satabildiği kaydedilen raporda, şöyle denildi: ''Türkiye, büro
makineları, elektrikli makine ve cihazlar, radyo TV, telefon,
telsiz, elektronik devreler, dürbünler, teleskoplar, tıbbi cihaz ve
eşyalar, vitaminler ve ilaçlar gibi yüksek teknoloji ürünleri de
üretip ihraç edebilen Türkiye, sattığından daha fazlasını almak
zorunda kaldığı için sürekli dış ticaret açığı veriyor. 2005
yılının ilk sekiz aylık döneminde, teknolojiye dayalı imalat
sanayinde 60.6 milyar dolarlık ithalat yapan Türkiye, aynı sürede
43.7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi''. -TEKNOLOJİ
ÜRETEMEMENİN BEDELİ- Rapora göre, sözkonusu dönemde, teknoloji
üretememenin bedeli 16.9 milyar dolarlık dış ticaret açığı olarak
ekonomik tablolarda yer aldı. Söz konusu dönemde Türkiye'nin yüksek
teknoloji ürünleri ihracatı sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı
yüzde 5.3 oldu. Raporda, Türkiye'nin 2004 yılında 63 milyar dolar
olan ihracatı içinde ancak 4 milyar dolarlık yüksek teknoloji
sanayi ürünü ihracatı yapabildiği ifade edilerek, ''2004 yılında
yüksek teknoloji ihracatının sanayi ihracatı içindeki oranı ise
yüzde 6.7 olarak gerçekleşti'' denildi. Japonya, Güney Kore,
Malezya, Singapur, Tayland, Hong Kong gibi ülkelerin, cep
telefonundan bilgisayara, uydudan yolcu uçağına, kalp pilinden
tomografi cihazına kadar akla gelebilecek her türlü teknolojik
ürünü üretip satabildiği kaydedilen raporda, ''Türkiye ise yükte
ağır, pahada hafif ürünleri üreterek dünyanın hamallığını yapıyor''
ifadesine yer verildi. -BİR YILLIK İHRACAT 210 ADET UYDUYA DENK
GELİYOR- Yüksek teknoloji ürünleri üretmenin öneminin, Türkiye'nin
ihracat rakamları incelendiğinde net olarak ortaya çıktığı
belirtilen rapora göre, Türkiye, binlerce ton, binlerce adet ürüne
denk gelen 63 milyar dolarlık 2004 yılı toplam ihracatına, ancak
210 adet Türksat 2A uydusu sığdırabiliyor. Benzer şekilde, toplam
ihracat rakamımız 2 bin 104 adet savaş uçağına ya da 12 bin 624
adet tanka eşdeğer geliyor. Türkiye'nin, toplam mobilya ihracatıyla
7 adet yolcu uçağı, toplam sebze ihracatıyla 4 adet, meyve
ihracatıyla 16 adet, toplam tarım ürünleri ihracatıyla 21 adet,
demir-çelik ihracatıyla 44 adet, kara taşıtları ihracatıyla 69
adet, tekstil ürünleri ihracatıyla da 144 yolcu uçağı alabiliyor.
Türkiye'nin ihracatı içerisinde tekstil ürünleri önemli yer
tutarken, bir adet tekstil makinası satın almak için 83 bin adet
t-shirt veya 46 bin adet gömlek veya 8 bin adet palto satmak
gerekiyor. -ATO BAŞKANI AYGÜN- ATO Başkanı Sinan Aygün yaptığı
açıklamada, Türkiye'nin yükte ağır pahada hafif ürünler satarak
dünyanın hamallığını yaptığına dikkat çekerek, ''Türkiye gelişmekte
olan ülke gömleğinden kurtulup, kısa sürede gelişmiş ülkeler
sınıfına görmek istiyorsa, yüksek teknolojiye yatırım yapmalıdır''
dedi. Bir adet cep telefonu alabilmek için 1 ton domates satmanın
hamallıktan başka bir şey olmadığını ifade eden Aygün, Türkiye'nin
bir an önce Ar-Ge faaliyetlerine hız vermesi gerektiğini belirtti.
Teknoloji üretemeyen ülkelerin kaderinin teknoloji çöplüğü olmak
olduğunu ifade eden Aygün, şöyle devam etti: ''Batı renkli
televizyon kullanmaya başlayınca, kendisinde tarih olan siyah
beyazları Türkiye'ye satmıştı. Aynı olay, bugün de devam ediyor.
Batının terk ettiği teknoloji Türkiye'ye milyar dolarlara
maloluyor. 100 dolarlık bir parfüm alıp, 41 kilo kuru kayısı
satarak dış ticaret açığını kapatamayız. 1500 dolara Petrus şarabı
almak için 3.8 ton bor oksit satmak zorunda kalmak ticaret olmaktan
çıkmıştır. Türkiye, teknoloji üretemeden dış ticaret açığı
vermekten kurtulamaz. Türkiye'nin önünü açmak isteyen, teknoloji
politikalarının kapağını açmalıdır. İhracatın değil, üretimde
kalitenin ve teknolojinin önü açılmalıdır.''